English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Um

Um traduction Turc

8,479 traduction parallèle
Ce-ce que je dis c'est que, um, je-j'ai commencé à imaginer, tu vois, ouais, les pleurs et, uh... les cris et les couches, et j'ai réalisé... ben, que je ne sais absolument rien sur les bébés.
Şunu demek istiyorum. Ağlamasını, çığlıklarını bezlerini düşünmeye başladım ve şunun farkına vardım bebeklerle ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Attendez, désolée, um...
- Hadi gidelim hanımlar.
Um, est-ce qu'on devrait...?
Gelmişken baş sağlığı dilesek mi?
Je dois, um... faire des trucs.
Yapılacak işler var.
Hey, um...
Ya bir şey...
Je dois partir.
Hey, um, gitmem lazım.
Lui faisant de l'ombre, le trompant.
Um, onu gölgemde bıraktım, aldattım, ismini sen koy.
Um, ouais, ok.
Tamam, evet. "Efso ezik" tamam.
Mon droit, mon cher Comte, est celui d'un voisin soucieux.
Hakkım olan sevgili Kont'um, her ilgili komşu kadardır.
L'endroit est très, um... vivable.
Vay canına burası içinde yaşanıyor gibi görülüyor.
Um, il n'y a rien de personnel à cela
Sadece, işte şey iş. Kişisel bir şey değil.
Oui, mais je suis l'insubordonné notoire Harry Bosch.
Öyle de, ben kötü nam salmış, asi Harry Bosch'um.
Et Brandon James est mes Dallas Cowboys.
Brandon James de benim Dallas Cowboys'um.
- Mon séducteur.
- İşte benim Bay Smooth'um.
Je suis Jenna Rose.
Ben Jenna Rose'um.
Yep. Um, excuse moi. J'ai juste besoin d'air frais.
Müsaade ederseniz biraz temiz hava alacağım.
Um, hey, Oscar, C'est une super fête, mais mon - vol part dans 8 heures, donc...
- Oscar, parti harika ama uçağım 8 saat içinde kalkıyor, o yüzden...
Oh, um... Non, on est, uh...
Şey, biz...
C'est bloqué.
um... Engelli.
Et... vous invite à rendre ma fille en bonne santé.
ve, um... Kızımın güvenli olarak geri dönmesini istiyorum.
Il a dit que Talia avait rencontré quelqu'un d'autre sur internet, pas un habitué comme lui, quelqu'un de méchant.
Uh, Dediki Talia internette yeni biriyle tanışmış, um, onun gibi sıradan değil, kötü biri,.
Um, les mec vous êtes entrain de ruiner ma répétition.
Çocuklar provamı mahvediyorsunuz. Hadi ama, millet.
Um, Dominique, c'est Cookie Lyon.
Dominique, bu Cookie Lyon.
Le truc c'est que je suis Killjoy.
Önemli olan, ben bir Killjoy'um.
Je suis un Killjoy.
Ben bir Killjoy'um.
Est ce qu'il y a un brevet en cours?
Acaba, um, uh, patenti alındı mı?
Si seulement Pop Tart pouvait parler... et me dire ce qui la tracasse
Keşke Minnoş'um konuşabilip bana canını neyin sıktığını söyleyebilseydi.
Tu as vie secrète et une famille cachée.
Tamam. Um, sen gizli aile ile gizli bir hayatım var.
Y a plus que nous deux.
Um, biz hala birbirimize sahibiz.
Je suis Sol, mais si tu préfères m'appeler Robert pour le moment, ça me va très bien.
Ben Sol'um ama şu an bana Robert demek daha kolaysa benim için sorun değil.
- Um... ok.
- Hı... peki.
Ok, Bob, um...
Peki, Bob...
Um, merci.
Teşekkürler.
Alan, um, et son autre vie.
Alan ve diğer karısı hakkında konuşmam uygun olmaz..
Um. A demain matin.
Yarın sabah görüşürüz.
J'avais une VW Coccinelle.
- Benim de Vosvos'um vardı. - İshalim.
- Um... - Phil?
Phil?
T'as eu la chance d'être éduqué.
Çocuðum, okula gidecek kadar þanslýsýn.
Non, avec Eddie Murphy... pas le vrai Eddie Murphy, un ex trouvé sur Facebook.
Hayýr, Eddie Murphy ile. Bildiðin Eddie Murphy deðil, Facebook'ta bulduðum eskilerden biri.
Vous savez et.. tous les jours je suis là, je... Je me sens tellement coupable, de ne pas être là-bas à aider.
Burada olduðum her an yanýnda olup yardým edemediðim için kendimi çok suçlu hissediyorum.
Um, qu'est-ce que- - qu'est-ce que c'est?
Bu nedir?
Oh, oui, oui, non. C'est juste, um, les contractions de Braxton Hicks.
- Evet, sadece Braxton Hicks kasılmaları.
Je ne suis pas Iron Man, je suis un héros de métal.
Ben de Demir Adam değilim. Metal Kahraman Dost'um.
Il est effectivement assez froid. Um... y, vous êtes probablement va avoir besoin un pull et peut-être un chapeau.
Bayağı soğuk hırka ve bere alsan iyi olur.
Gil, c'est moi, Bob.
Gil, ben Bob'um.
Oui, emmène la. J'ai juste, um...
Evet, gönder onu.
Je me suis tiraillé, um...
Anlamak için zorlanıp...
C'est ma Bob.
İşte benim Bob'um.
Um, comment ca a pu arriver aussi vite?
Nasıl bu kadar çabuk oldu?
Um...
Ondan sonra,
J'ai entendu dire que t'avais des...
Duyduðum kadarýyla burada...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]