Translate.vc / Français → Turc / Vile
Vile traduction Turc
167 traduction parallèle
Votre noble maison a été souillée de la plus vile façon, ô puissant Calife!
En büyük tecavüz, kudretli halife, sizin soylu eviniz üzerinde işlenmiştir.
L'Autorité a été bafouée, notre Etat a été déshonoré par cette vile explosion de vengeance...
Hükümetin manevi benliği tecavüze uğramış oldu. Devletimiz bu vahşi intikam hırsıyla dünyanın gözü önünde küçük düşmüş oldu.
J'étais perverse, vile, égo i'ste.
Hırçın, inatçı ve bencildim.
Je suis le meilleur dentiste de la vile, et il n'existe que deux façons d'être le meilleur.
Evlat, ben kasabanın en iyi dişçisiyim. En iyi dişçi olmanın iki yolu var.
Quelle litière est donc Rome ou quel dépotoir, pour servir d'allume-feu afin d'illuminer une chose aussi vile que César?
Nasıl bir çöplük, bir çirkef, bir gübre yığını olmalı ki bu Roma işi gücü parlatmak olsun Sezar kadar aşağılık bir şeyi.
Brutus, malade? Fuirait-il un bon lit pour affronter la nuit nocive et vile, aggravant son mal?
Nasıl hasta olur da Brutus, sıcacık yatağından gizlice kaçıp gecenin zehirli soluğuna açar ciğerini iyice artırmak için hastalığını?
Je ne veux pas plus de tes trésors volés que de ta vile chaleur, Mongol.
Senin mücevherlerine ve hazinene ihtiyacım yok, Moğol.
Tu n'es qu'une vile créature!
Sen ne anlarsın, iki kuruşluk orospu!
Il s'y est introduit par quelque vile stratégie américaine.
Amerikan usulü, ucuz bir hile yaparak içeri girmiş.
Adieu, vile terre de malheur!
Elveda rezil sefalet ülkesi.
Aucune turpitude n'est assez vile pour le satisfaire.
Onu memnun edebilecek derecede bir dejenerasyon söz konusu değil.
Notre époque est anti-philosophique et vile.
Kötü bir zamanda yaşıyoruz, efendim. Düşünceye değer verilmeyen bir zamanda.
J'admets qu'un samouraï ne doit pas frapper à une porte sous prétexte de vouloir s'ouvrir le ventre. Une telle démarche est vile et inexcusable.
Yoksulluğu ve açlığı ne kadar eziyet verici olursa olsun samurayın birinin kapısına gidip orada harakiri yapmak istediğini ifade etmesi hiçbir mazereti olmayacak ve dile getirilemez bir harekettir.
Vile couardise!
Korkakça bir kaç gün müsaade istedi.
"Votre client est d'une espèce..." " vile et sournoise...
Müvekkilin kurnaz ihtiyarın teki..
Ignoble... vile...!
Kötücül.
Vile, hideuse...
Kötücül. Korkunç.
Quelle vile insinuation!
Bu çok iğrenç bir suçlama!
Pourquoi employer vos dons de manière aussi vile?
Çok gençsin ve kendine hakim olmalısın!
Vile créature, ne commence pas à bêler!
Aşağılık yaratık, sızlanma!
- Vile créature!
- Aşağılık yaratık!
Rends-toi, vile créature!
Teslim ol, aşağılık yaratık!
Vile charogne sans vergogne
Yağmalayan, entrika çeviren
Tu ne vois la vile ambition de cet homme?
O adamdaki aşağılık hırsı göremiyor musun?
Quel dommage que Bilbon n'ait pas tué cette vile créature!
Bilbo'nun elinde fırsat varken o pis mahluku öldürmemiş olması ne acınası bir şey!
La marque honteuse de sa vile cruauté.
Vahşi zulmünün utanç verici işareti olarak.
Amis rylanais, à cause d'une vile trahison, notre Frontière est sur le point de s'effondrer.
Dostlarım, Rylan'ların büyük ihanetinden dolayı sınırlarımız yakında yok olacak.
"Chère charogne mufle et vile... " qui pollue la planète de sa présence... "
"Varlığı gezegenin içine eden sevgili aşağılık, rezil sıçan..."
Fourbe! Jamais je n'ai vu une perversité si vile et si malfaisante!
Hayatımda hiç böylesine bir namussuzlukla ve menfur bir sapıklıkla karşı karşıya kalmadım!
Quelle raison vile, insidieuse et mensongère pousse cet employé de bureau à décréter que ce n'est pas moi?
Ne tür alçakça, şüpheli ve müfteri bir gerekçe bu katibin resmi benim yapmadığımı düşünmesine neden olabilir?
Un connaisseur du coeur humain dirait que Bill donne de l'amour et qu'elle lui rend de la pitié, la monnaie la plus vile qui soit.
İnsan kalbini tanıyan insanlar belki şöyle derdi ; "sevgilisine sevgi veriyor kadın ise ona merhamet ediyor." - Olayın özü bu.
Je l'ai abattu sans avoir plus de remords que je n'aurais eu pour une bête vile et venimeuse.
Yaptıklarından sonra, o kötü ve zehirli yaratığı hiç pişmanlık duymadan devirdim.
Elle était vile.
Çok alçakçaydı.
Sûrement des Texans... la plus vile forme d'humanité.
Gördüklerimiz dile dökülemeyecek kadar korkunçtu.
Vous en avez fait une vile mascarade.
Sizin gibi utanmazlar yüzünden şerefim iki paralık oldu.
Jacob se débarrassera de dame Teresa d'une vile manière.
Jacob nahoş bir şekilde Bayan Teresa'dan kurtulacak.
Même cette vile créature Pourrait un jour grandir...
Bu pis yaratığın bile, bir gün
Vit-on jamais un livre abriter une aussi vile matière, sous une reliure aussi belle?
Kötü yazıyla dolu kitap nasıl güzel ciltlenebilir böyle?
Cette fille est sans nul doute Ia plus vile créature que la planète ait portée!
Bu kız, kesinlikle bu gezegende bulunan en aşağılık, en berbat yaratık!
Qu'il sache, celui qui a si vile opinion de moi, que cet or me forge un stratagème qui, adroitement mené, engendrera une merveille d'infamie.
İstediği kadar sefilce düşünebilir. Bu altın bir stratejiye harcanacak. Karşılığında harika bir parça çıkacak.
Le Wall Street Journal, ici, pas vraiment un bastion de l'anti-capitalisme, nomme la campagne de salissage des cigarettiers la forme la plus vile d'atteinte à la réputation.
Anti-kapitalist düşüncenin kalesi sayılamayacak The Wall Street Journal, Big Tobacco'nun karalama kampanyasını kişiliğe saldırının en aşağılık hali olarak yalanlıyor!
Meg! Vile femmelette qui empeste, ne touche pas à une seule de mes affaires.
Seni kepaze kokulu kız, benim hiçbir şeyime dokuma!
J'ai écrasé cette vile planète.
O kötü gezegeni ezdim.
A partir de la plus vile créature on devient plus sage, plus riche, plus conscient de son bonheur.
En zavallı yaratıktan bile çok şey öğrenir insan, zenginleşir... sahip olduğu nimetlerin önemini daha iyi idrak eder.
Je suis un héros, pour avoir réussi à m'élever au-dessus d'une condition aussi vile.
Ben bir kahramanım gerçekten. Yani hayata bu kadar berbat başlamışım ama bunu aşmışım...
Ce n'est pas vraiment un boulot, plutôt une opportunité de devenir la plus vile forme de vie, ce que j'expliquerais plus tard, parce que maintenant, on a un appartement à obtenir.
Erkeklerle yaşamak istemiyorsa erkeklerle yaşamak istemiyordur. Onu kim suçlayabilir?
c'est le porno le plus vile, le plus tordu et le plus déguellasse jamais fait
Bu zamana kadar yapılmış en iğrenç, en berbat, en terbiyesiz porno
cet enfant de salaud...
Vile...
C'est bas et vile. Je t'embrasserais!
Kirli, çirkin.
Le noir est-il une si vile couleur?
Zenci olmak kötü mü?
Maintenant, si vous ne pensez pas y arriver, si vous ne pensez pas parvenir à être la plus vile forme de vie, le genre qui vit à côté de ses esprits, le genre qui ne prend pas un "non" pour une réponse,
Kovuldun mu yoksa? - Ne bu, mülakat mı? - Merak ettim.