Translate.vc / Français → Turc / Vineyard
Vineyard traduction Turc
122 traduction parallèle
- Ton tableau du Vignoble rouge.
- The Red Vineyard adlı tablon. - Ne olmuş ona?
Oskar Werner, Julie Christie dans FAHRENHEIT 451.
Bir Enterprise Vineyard Yapımı. Oskar Werner, Julie Christie... FAHRENHEIT 451'de.
Visite de Martha's Vineyard.
Martha's Vineyard'a gittim.
Derek veut qu'on s'envole pour Martha's Vineyard, ce soir.
Derek bana bu gece Martha'nın üzüm bağına uçmayı teklif etti.
- Elle connaît la suite. Le jet pour Martha's Vineyard, villa, frigo plein, fleurs, places de théâtre coupe-files, drinks au Carlyle.
Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki.
Faites préparer la villa de Vineyard.
Ve Üzümbağı kulübesini hazırla. Bilmiyorum.
Nous avons une villa à Vineyard, où nous n'allons plus.
Üzümbağında hiç kullanmadığımız bir yazlık ev var. Satılığa çıkaracağım.
En ville? A Martha's Vineyard.
Martha'nın üzümbağında.
Vous connaissez notre vieille maison en briques, à Vineyard?
Üzümbağının orada, bize ait tuğla binayı biliyor musun?
Je suis allé à Martha's Vineyard cette année-là et j'ai vendu un aspirateur à votre père.
Martha'nın yöresine o yıl bir pazarlama seyahati yapmıştım, ve babana bir makine satmıştım.
Il a dit être allé à Martha's Vineyard.
Onu duydun. Birşeyler biliyordu. Martha'nın yöresinde olmaktan bahsetti.
Il est allé à Martha's Vineyard en octobre de cette année-là.
Martha'nın yaşadığı bölgeye o yılın Ekim ayında bir pazarlama yolculuğu yapmış.
- A Martha's Vineyard.
- Martha'nın oraya.
Je suis allé à Martha's Vineyard pour Thanksgiving.
Şükran günü için bağa kaçmıştım.
- Je vais les rejoindre. - Très bien.
- The Vineyard'a gidiyorum.
Hier soir, je parlais à Allison de notre maison de Martha's Vineyard et je lui ai dit que tu n'aimais pas loger des gens dans la maison d'amis.
Dün gece, Allison'la Martha'nın üzüm bağındaki evimizle ilgili konuşuyordum ve ona insanların misafir evimizde kalmalarından hoşlanmadığını söyledim.
Maggie et Mike vont à Martha's Vineyard.
Çünkü Maggie ve Mike Martha'nın üzüm bağına gidiyorlar.
Vous savez quoi? Ma femme n'aurait jamais dû dire que je ne voulais recevoir personne dans la maison de Martha's Vineyard cet été.
Karım hiç Martha'nın üzüm bağındaki evimizde misafir istemediğimi söylememeliydi.
- Mais, Martha's Vineyard...
- Ama Martha'nın üzüm bağı -
Revenons à Martha's Vineyard un instant.
Bir saniyeliğine Martha'nın üzüm bağı konusuna dönelim.
Vous partez quand pour Martha's Vineyard?
Peki siz ne zaman Martha'nın yerine gidiyorsunuz?
On va toujours au Vineyard à cette époque.
Senenin bu zamanında hep Martha'nın yerine giderdik.
Tout ce que tu dois savoir, c'est que c'est notre seule chance d'aller à Martha's Vineyard cette année.
Tüm bilgi bunun bu sene Martha'nın yerine gitmemiz için son şansımız olduğu.
On a fait une réservation à Martha's Vineyard.
Annen ile birlikte Martha'nın yerinde bir yer ayırttık.
Oh allons au "Vineyard".
Hadi Vineyard'a gidelim.
Le "Vineyard" fait une opération "je dîne et je détale".
Vineyard "Ye ve Fırla" promosyonu yapıyormuş.
Elle habitait le manoir voisin.
Vineyard Adası'nda evi, babamınkinin yanındaydı.
Ton père et moi rentrons de Martha's Vineyard.
Baban ile ben Martha's Vineyard'dan gelecektik.
Eh bien, ils sont partis deux jours après ton mariage pour passer tout l'été à Martha's Vineyard.
- Senin düğününden iki gün sonra gittiler bütün yaz Martha's Vineyard'da kaldılar.
Oh, attends une seconde, on t'a ramené quelque chose de Martha's Vineyard.
- Bekle. - Sana Martha's Vineyard'dan bir şey getirdim.
Écoute, on habite à Vineyard, OK?
Biz Martha's Vineyardlıyız, tamam mı?
Elle n'est pas de Vineyard.
O Vineyardlı değil.
Nous sommes d'Oak Bluffs.
Biz Oak Bluffs'tanız. Martha's Vineyard'da.
Touchdown pour Vineyard.
Gol Vineyard'ın.
Elle rêve de revoir le Vineyard.
Vineyard'ı çok özlemiş.
Ouais, rien à voir avec le Vineyard.
Vineyard'dan çok farklı.
- A Martha's Vineyard?
- Martha's Vineyard'a mı?
Ensuite, on ira dîner, puis on prendra l'hélicoptère pour rejoindre ses parents à Martha Vineyard, pour le week-end.
Sonra beni yemeğe götürecek. Ardından helikopterle ailesinin yanına gidip hafta sonunu Martha's Vineyard'da geçireceğiz.
Il a une maison sur l'île de Martha's Vineyard.
Hafta sonu evi, Martha'nın oralarda.
- Martha's Vineyard.
- Martha'nın bağında.
Nous sommes au large de Martha's Vineyard.
Burası Martha limanı.
Je pensais aller au vignoble Germani demain, pour une dégustation et...
Yarın Germani Vineyard'ye şarap tatmaya gitmeyi düşünüyordum da, acaba...
Quand le gouvernement approuvera la fusion, ça paiera beaucoup de villas.
Hükümet birleşmeyi onaylarsa Vineyard'da bir sürü ev satın alacak.
J'ai vendu ma villa à Jackson...
Ben de Jackson Ho... Martha's Vineyard'daki yerimi sattım.
- A Martha's Vineyard. - Ferme-la!
- Kes sesini!
Tu vas à Martha's Vineyard chaque été?
Her yaz Martha'nın yerine dönüyorsun değil mi?
C'est vrai. Tu vas à Martha's Vineyard chaque été?
Evet, gitmişsin.
Arrête d'arracher ça. C'est pour réparer le siège. Pourquoi tu as des annonces immobilières sur Martha's Vineyard?
Onu yolmayı bırakır mısın.Koltuğu o tutuyor.
Il bluffe. Les filles, il ment. Alors c'était bien à Vineyard?
Dalga geçiyor olmalısın.Kızlar, dalga geçiyor.
Il paraît que tu t'es bien amusée à Vineyard.
- Merhaba. Kasabada iyi vakit geçirdiğini duydum.
Martha's Vineyard.
Vineyard'dayım.