Translate.vc / Français → Turc / Vires
Vires traduction Turc
1,070 traduction parallèle
Tu me vires?
Beni dışarı mı atacaksın yani?
Je te vire pas, tu te vires tout seul.
Ben atmıyorum, kendin sebep oldun. Ne?
Tu me vires.
Tamam, anlaşıldı. Beni dışarı atıyorsun.
Je m " en fous si tu me vires maintenant.
Beni şu anda kovsan umurumda olmaz.
Tu t'y fais ou tu me vires.
Kabul et, veya işten at.
Si tu le vires, ça me va très bien
Israr etmiyorum ama onu kovarsan iyi olur.
Tu vires ces gars-là.
Bu adamlar dışarıda.
Si tu me vires... je te vire aussi et...
Beni kovamazsın! Karşılık veririm!
Si après ça, je te semble pas le meilleur, tu me vires.
O noktada, bu iş için en iyi kişinin ben olduğumu düşünmezsen, beni derhal kov.
Tu me vires?
- Beni dışarı mı atarsın Michael?
Tu étais mon ami, et maintenant tu vires de 360 degrés.
Sen dostumdun, şimdi 360 derece dönüyorsun.
Tu me vires, ignoble traitre?
Beni kovuyor musun seni hain puşt?
Si tu me vires, c'est comme si tu ne m'avais pas ouvert!
Şimdi beni sokağa atsan kapını hiç açmamış olursun.
Tu dois avoir un fichier dans la tête, sinon tu vires.
- Sana kaç kere kafan telefon defteri.. .. gibi olmalı yoksa başın belaya girer dedim?
Vires tes pattes moites de là, cinglée
Yapışkan ellerini çek üzerimden, manyak sürtük!
Tu me vires de la maison pour faire de la bagnole et au bout d'un million de kilomètres, on voit des rats chanter!
Beni evden uzaklara sürükledin! Beni arabaya tıktın, millerce uzağa getirdin aptal bir şov için!
Je veux que tu vires le salaud qui a trouvé cet agent provocateur!
O yangınlara sebep olan pislik herifleri istiyorum.
Elle vous remplacera par des tocards. Vous retournerez en 2e division, ou serez virés aussi sec.
Så kommer hon att ersätta Bu sezondan sonra Hepiniz ya alt lige yollanacaksınız yada serbest kalacaksınız.
Les Yankees sont virés de la 6e.
Maç Yankee'lere dönebilirdi.
Vous êtes virés.
Hepinizi kovuyorum.
Virés!
Kovuyorum!
Quand j'y suis allé voir, le patron m'a expliqué que tous les ex-GM avaient été virés.
Nasıl olduklarına bakmak için şöyle bir uğradığımda müdürleri bana eski GM çalışanlarının tamamının neden kovulduğunu anlattı.
Ils sont virés!
Kovuldular!
Tu es viré! Vous êtes tous virés.
Hepiniz hapı yuttunuz!
Vous êtes virés!
- Defolun burdan! Babanı öldür!
Cuppens, Zegers, Flanders, Boekens, virés.
Cuppens, Segers, Vlanders, Poekens... kovuldunuz.
- Tous les Daensistes sont virés.
- Tüm Daensçılar atıldı!
Vous avez raison, car la bonne nouvelle c'est que vous êtes virés.
Tabi ki değilsin, çünkü iyi haber ; kovuldunuz.
Prenez la porte, parce que vous êtes virés!
Hepiniz boksunuz! Duvarlara vur dostum ve kır, çünkü dışarı gidiyorsun!
Les innocents sont virés, on va libérer les coupables.
Masum kovuldu suçlu serbest kaldı.
Tu me vires?
- Beni evden atıyor musun?
Frais virés? De la part de qui?
merhaba, kim arıyor?
Hal, on va bientôt être virés.
Hey, Hal, yakında işimizi kaybedeceğiz.
- Ils nous ont virés, m'man. Va occuper Brian.
- Bizi kandırdılar canım.
Ça ne devait pas se faire au Rainbow Room non plus. Ils nous ont virés.
Böyle bir şey daha önce olmamıştır çünkü bizden gitmemizi istediler.
Vous devriez être virés!
İkiniz de kovuldunuz.
Il les a virés.
Fred!
T'es un de ces gars qu'on a virés de la carrière?
Sen de o taş ocağından atılan adamlardan birisin değil mi?
- Serrures changées, vêtements virés, en ce qui me concerne, il ne vit plus ici.
Ne oluyor? Kilitleri değiştirdim ve onun giysilerini atıyorum. Kararımı verdim, artık burada yaşamıyor.
Tu es viré! Vous êtes tous virés!
Hepiniz kovuldunuz.
Débrouillez-vous pour trouver un éléphant ou vous êtes virés.
Yarına kadar çocuğun filini getirmezseniz, DJ-3000 işinizi alacak.
On a été virés de l'école.
- Okuldan atıldık, Mickey.
Joe et A.J. seront virés.
Joe gider. A.J. gider.
Et livrez à temps ou vous êtes virés!
Ve zamanında teslim edin, yoksa işten atılırsınız! Haydi!
Voilà pourquoi on vous a virés.
İşte bu yüzden iniyorsunuz.
Dès que notre comité a annoncé la projection de votre film... et votre arrivée, ça a été la guerre. Les popes et les intégristes nous ont virés du cinéma. Alors on a décidé de faire la projection en plein air... en manteau, dans le froid.
Çok büyük sorunlarımız var, organizasyon komitesi filmin gösterime sokulması ve sizin gelişiniz konusundaki kararını açıkladığında adeta kıyamet koptu, fanatik dinciler sinema salonuna girmemizi engelledi.
Comment ça, virés? - Comment?
Onları nasıl atabilirler?
Quand on faisait une bêtise ou qu'on contestait un ordre... on craignait d'être virés de la brigade à tout jamais.
Yanlış bir şey yapar veya emirlerini sorgularsak bizi müfrezeden atacağından ve bir daha geri almayacağından korkardık.
On nous a virés d'un truc à West Side.
Batı yakasında bir yerdeydik. Orayı da yıktılar.
Combien de cancres virés de l'école... ont une affaire de 100 000 $ qui leur tombe tout cuit dans le bec?
Liseyi bitirmeden kucağına 100.000 $'lık bir iş düşen kaç kişi tanıyorsun?
- J'ai la liste des câbleurs virés.
- Eski kablocuların listesi var.