English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Vx

Vx traduction Turc

124 traduction parallèle
Embarquez le VX, prenez quatre otages dans les hélicos et évacuez.
Bu olasılığı düşünmüştük. V.X.'i helikopterlere yükleyin, dört rehine alın ve gidelim.
- Nous sommes l'unité de contrôle VX-1583, délégué par le collectif des composants.
Ben merkezi birlikten zeki ünite VX1583.
- La sonde de V. X vient de franchir le sas.
VX aracı dış hava kilidine giriş yaptı.
VX a ordonné que mon unité soit dissoute.
VX parçalanma emri verdi
Même VX, une fois sa mission accomplie, devra disparaître.
VX'de dahil, işi bittiği zaman oda ayrılacaktır.
- VX vous détruirait.
Seni yok edecek.
- Nous avons étudié votre offre. - Bien.
VX, Andromeda ve ben teklifini tartıştık.
- L'unité VX a quitté notre bord.
VX'hangar bölgesinden ayrılacak.
Il était aux ordres de VX depuis le début.
Başından beri VX ile beraber çalışıyordu.
- VX nous appelle sur la radio.
VX bize sesleniyor.
On dirait que VX ignore qu'on est bloqué.
VX sanki bizim sakatlandığımızı bilmiyor
Parce que je voulais me cacher là, jusqu'à ce que VX parte.
Ben sadece VX gidinceye kadar gizlenip tekrar birleşecektim
- Si VX nous rattrape, on va tous mourir, ton ami le parasite aussi, alors pense à ça!
Eğer dışarıdaki şey bizi yakalarsa hepimizin işi bitik demektir buna ufak arkadaşında dahil. Şimdi bunu iyi düşünün.
VX nous rattrape!
VX. Bizi yakalıyor.
- HG, activation de l'hyper propulsion.
VX arayı kapatıyor. HG, slipstream sürücüsünü akive et.
- HG! Y a-t-il des unités organiques aux commandes de VX?
HG, VX içerisinde organik pilot var mı?
Le casque de contrôle de VX fonctionne selon le principe de vos neurones.
VX'in kontrol sistemine insan sinir sistemine ait bileşenler var.
Dylan, Beka dit que VX vient de sortir de l'hyper espace et qu'il se rapproche.
Hey, beyler. Beka VX'in slipstream'dan düştüğünü söyledi, ancak arayı iyice kapatıyormuş.
Si je ne réussis pas à sauver l'Andromeda, je le lui ferai payer cher.
Eğer Andromeda koruyamayacaksam, VX'e pişmanlığımı sunacağım
On est revenu au point où VX m'a créé.
Benim başlangıcıma dönmek istiyorsunuz.
Dylan, VX se rapproche de nous.
Dylan, VX sisteme giriş yaptı.
VX, j'ai découvert beaucoup de choses en m'interconnectant avec les humains.
VX, insanlarla olan beraberliğimde onlardan çok fazla şey öğrendim
- Certains des composants de VX abandonnent! Ils ont saboté ses défenses.
VX'in bazı parçaları HG ile işbirliği yapmaya başladı.
On dirait qu'ils mangent VX, du moins ce qu'il en reste.
Onlar sanki VX'i yiyiyorlar... yada ondan kalanları.
S'ils sont morts, qui êtes-vous?
VX artık yok. eğer onlar gitiyse, sen kimsin?
- VX.
- VX.
Nous avons été les permiers à développer le VX, à Porton Down, Wiltshire en 1952, on y fit les premiers tests.
- VX'i ilk biz geliştirdik, Wiltshire Porton Down'da, 1952'de, ilk orada test edildi.
Le VX interrompt les liaisons nerveuses.
Sinir uçlarının iletişimini durduruyor.
Il pénètre par la peau et les yeux. L'effet est quasi immédiat.
VX deriden ya da gözlerden girebiliyor ve anında etkileşime giriyor.
Les seuls pays connus à avoir le VX sont... les USA, la France, la Russie et l'Irak, selon la coalition.
VX'e sahip ülkeler ; biz, Fransa, Rusya ve Irak, koalisyona göre.
Il faut essayer de nous isoler au maximum.
Artık VX gazı olduğunu biliyoruz, istasyonumuzu hemen mühürlemeliyiz.
En m'envoyant respirer le VX?
'Senin gibi mi? VX solumam için mi beni gönderiyorsun?
Son arme est un gaz neurotoxique :
Silahları VX gazı.
le VX. Nous devons joindre Turnstile.
Turnstile ile bağlantı kurmalıyız...
10 kg de VX sous forme liquide et sous pression qui explosent et se transforment en gaz auraient la puissance d'Hiroshima.
Sıvı haldeki basınçlı bir VX tüpü, uygun bir şekilde patlatılırsa gaz haline döner ve Hiroşima'ya atılan bomba kadar etkili olur.
J'avais dit que je viendrais en péniche mais les canaux contiennent du VX.
Sal gezintisine gelebilirim demiştim fakat şimdiye kadar kanal VX ile dolmuştur.
Daniel, ce sont des roquettes VX.
- Daniel, bunlar VX roketleri.
le gaz VX en particulier... boo-yah-ca! Il change les neurotoxines, les faisant s'auto-répliquer à une cadence qui serait, comme, historique.
Nörotoksinleri değiştirerek, tarihi denebilecek bir oranda kendilerini kopyalamalarına yol açıyor.
On va devoir sécuriser tous les labos qui fabriquent du VX.
VX gazı üreten tüm kimya laboratuvarlarını güvenlik altına almalıyız.
Si Vorich a un échantillon de VX, Je veux que tu trouves où il est.
Vorich'te VX'in numunesi varsa nerede olduğunu öğrenin.
Vorich a le gaz VX avec lui. Vas-y!
- VX gazı Vorich'te.
M. Erwich est en possession de 20 tubes de gaz Sentox-VX qu'il a menacé de déployer ici dans les Etats-Unis.
Bay Erwich'in elinde 20 kutu, Birleşik Devletler'de yaymakla tehdit ettiği Sentox-VX sinir gazından var.
- VX se rapproche, Dylan!
Kontrol. Evet! Kontrol.
VX!
VX.
VX est à portée de tir et HG communique avec les composants...
VX neredeyse geldi.
- C'est quoi cette abomination?
HG direk VX'in bileşenleri ile bağlantıya geçiyor.
VX n'existe plus!
HG artık yok.
VX...
VX...
Et rentrer chez nous avant d'être atteints par le VX.
VX gazı bizi etkilemeden buradan yürüyerek çıkıp eve gidebiliriz.
Il a les symptômes du VX.
VX belirtileri var.
Vous avez déjà fait ça? ... Quoi qu'il en soit, c'est totalement inoffensif en soi.
Neyse tek başına tamamen zararsız ama bazı sinir gazlarıyla karışınca, özellikle VX'le, hapı yuttunuz demektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]