Translate.vc / Français → Turc / Vétements
Vétements traduction Turc
202 traduction parallèle
En tant que vendeuse dans une boutique de vétements?
Patronların mı, Barones? Giyim dükkanında çalışan bir satıcısın.
Vous devriez être heureuse et fière d'enlever vos vétements.
Soyunurken mutlu ve gururlu olman gerekir.
Toutes les femmes sont semblables, sous leurs vétements, comme vous.
Elbiselerini çıkaran bütün kadınlar, aynı senin gibi hissederler.
Tu vas au Banc et tu le vois, quand les trains passent, il fait ça, tu vois, il a des taches d'encre sur ses vétements.
Bench'e gittin ve onu gördün trenlerin gittiği gibi, o da öylece gidiyor, bilirsin, elbiselerinde mürekkep lekeleri vardı.
Scotty vera que je tiens à lui parler... Et peu importe nos vétements.
Scotty onu ne kadar görmeyi istediğimi anlayınca... kılığımızın bir önemi kalmayacak.
Donne des vétements propres a M. Shaw.
Bay Shaw'a temiz elbiseler verin.
Vos vetements.
- İzninizle efendim. Paltonuz.
Quittez vos vetements mouillés et allez vous mettre au lit.
Şu ıslak giysilerden kurtulup sizi yatağa götürelim.
- Ou sont mes vetements?
- Öyle mi düşünüyorsun?
- Ou vous croyez aller? - Chercher mes vetements.
- Nereye gittiğini sanıyorsun?
Dans mes vetements, il y a cinq dollars.
Dinle, Bim.
Je vais me racheter des vetements.
Ben yeni elbise alacağım.
Avec tous nos sous-vetements!
Hepten sıcak!
- Sous les sous-vetements. Tu seras bien bronze.
Bronzlaşacaksın.
Ne prends pas mes vetements.
Sakın onları almaya kalkma!
Les femmes lavent et raccomomdent vos vetements.
Biz kadınlar hayat boyunca kirlilerinizi yıkayıp onarıyoruz.
Je peux donner a Marty les vetements de Brad? Oui.
Brad'inkilerden versek olmaz mı?
Je porte les vetements d'un mort!
Elimdeki tek şey ölü bir adamın bir bohça kıyafeti!
Lavez-vous dans la source pendant que je lave vos vetements.
Ben giysilerini yıkayana kadar, git şu suda yıkan.
Il te faut des vetements décents.
Gel, sana bir elbise ayarlayalım.
je vous vois avec d'autres vetements, évoluant comme un ange.
Başka matery, allerle melekler gibi oynayabilirsiniz.
- Elles auraient besoin de vetements.
- Onların giysiye ihtiyaçları olacak.
J'ai crié! II s'accrochait à mes vetements.
Sonra da giysilerimi, yırtarak çıkarmaya çalıştı!
- Nous mangerons du baklava, de la viande, aurons de belles vetements.
İyi yemekler yiyeceğiz, et yiyeceğiz, baklava yiyeceğiz, güzel elbiseler giyeceğiz.
J'ai revé que tu m'arrachais mes vetements.
Elbiselerimi yırttığını düşledim.
Tu avais de grandes mains brûlantes et tu m'arrachais mes vetements.
Büyük, yanan ellerinle elbiselerimi yırtıyordun.
J'ai revé que tu m'arrachais mes vetements.
Maurice, zavallının biri. Hak ettiğini buluyor.
Tu avais des grandes mains brûlantes et tu m'arrachais mes vetements.
Elbiselerimi yırttığını hayal ettim. Büyük, yanan ellerinle elbiselerimi yırtıyordun.
Ies vetements, les parents, les fleurs... vous avez tout dans cette valise.
O valizde her şey var.
Eh bien, on sait qu'il achete des vetements dans un grand magasin.
Büyük bir mağazadan kıyafet aldığını biliyoruz.
JE VOULAIS DES VÊTEMENTS CIVILS POUR FRANCHIR LES LIGNES ENNEMIES.
Sadece, sivil kıyafetlerimi almak için evime gitmiştim. Onlarla düşman hatlarını dikkat çekmeden geçebileceğimi düşünmüştüm.
La malle noire pour les disques. - Tes vetements...
Siyah sandık plaklarımız için.
Avec mes vetements et tes... ll y a des écoles en ltalie.
Benim giysilerimle senin... İtalya'da da okul var.
Je t'ai apporte des magazines et des vetements.
Bir kaç dergi ve değiştirmek için kıyafetler getirdim.
Tu peux remttre tes vetements.
- Hadi, çabuk giyin.
Mais je savais qu'il allait se pavaner avec ses coupes de cheveux et ses vetements coûteux.
- Biliyorum. Ama başından beri oraya gelip pahalı saç stiliyle ve kıyafetleriyle hava atacağını biliyordum.
... pour récupérer chaussures, chaussettes et sous-vetements.
Böylece ayakkabı, çorap ve iç çamaşırı gibi malzemeler bulunabilir.
II n'a qu'une brosse a dents et une paire de sous-vetements.
Ne olacak? Bir diş fırçasıyla birkaç parça iç çamaşırı götürdü.
un bois de lit, quelques bricoles, ses vetements, des livres.
Tuhaf giysilerle ve kitaplarıyla.
Des bijoux, des vetements?
Mücevherat, elbise, herhangi bir şey?
Et j'ai trouvé Que porter des vetements de femme ça me relaxais.
Ve o anda kadın kıyafeti giymenin beni rahatlattığını keşfettim.
J'ai repris des vetements...
Umarım mahsuru yoktur, daha çok giysi ödünç aldım.
Leurs vetements sont en acier trempe, Harley. Viens, donne-moi la main.
Giydikleri şey her ne ise, kesinlikle kurşun işlemiyor.
Leurs vetements etaient faits dans ce leger tissu japonais.
Kıyafetleri özel bir kumaştan yapılmıştı ve kurşun geçirmiyordu.
VÊTEMENTS ET MEUBLES D'OCCASION
ESKİCİ
MES SOUS-VÊTEMENTS N'INTÉRESSENT PERSONNE
KÜLODUM KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ
La rivale de Lisa MES SOUS-VÊTEMENTS N'INTÉRESSENT PERSONNE
KİMSE BENİM DONUMLA İLGİLENMİYOR
DOUCHEZ-VOUS EN SOUS-VÊTEMENTS - SEULS LES UNIFORMES SONT LAVÉS
İÇ ÇAMAŞIRIYLA DUŞ ALIN. SADECE İŞ KIYAFETLERİ YIKANIR.
Elle ote ses vetements et les depose sur la chaise pres de la porte.
Elbiselerini çıkarıp odasının kapısının yanındaki sandalyenin üzerine koyuyordu.
Elle se dirigea vers la chaise et ota ses vetements jusqu'a ce qu'elle s'offre nue au regard de Gyges.
Sandalyeye gitti. Teker teker elbiselerini çıkarttı. Ta ki Gyges'in önünde çırılçıplak kalıncaya dek.
Il est rouge comme vos sous vetements.
Aynı senin donun gibi kırmızı.