Translate.vc / Français → Turc / Weekends
Weekends traduction Turc
126 traduction parallèle
Je venais ici les weekends, mais ce soir c'est différent.
Buraya hafta sonları gelirdim, ama bana bu gece aynı gelmedi.
On se voit seulement les weekends.
Birbirimizi sadece haftasonları görebiliyoruz
Tous les weekends, et... tous les soirs de la semaine.
- Her Cumartesi ve Pazar. Hafta boyunca da akşam provaları.
Quand vous faites vos parties à trois tous les weekends et que la Lune se reflète sur vos têtes et vos culs, vous arrivez à vous y retrouver?
Bakın, haftasonları her zamanki gibi birbirinize çakarken... ayışığı hem kafanızdan hem kıçınızdan yansıyorken, bu durum kafanızı karıştırmıyor mu?
Ton père passe de bons weekends et s'amuse... alors que mon père est triste et au chômage...
Senin baban güzel bir haftasonu için dışarı çıkıyor ama benimki işsiz ve üzgün.
Il s'en va presque tous les weekends.
Neredeyse her hafta sonu gidiyor.
Les weekends, même pendant l'été?
Ya hafta sonları? Hatta yazın?
Les Généraux venaient tous les weekends voir le spectacle.
Generaller her haftasonu gösteriyi izlemeye gelirlerdi.
Si vous preniez l'été, plus les vacances d'hiver... celles du printemps, le temps des fêtes... vous seriez assez près de la situation actuelle.
If you took summer, plus winter breaks... spring break, holiday weekends... you start to get pretty close to what you have right now.
Des mèress comme - - Lynette Scavo, qui ne pouvait plus souffler pendant les weekends. parceque ses jumeaux ne recevaient plus d'invitations pour aller jouer.
İkizleri artık oyun günlerine davet edilmediği için hafta sonları artık dinlenemeyen Lynette Scavo gibi anneler.
Je veux pas passer mes weekends à faire des corvées.
Haftasonumu ev işleri yaparak geçirmek istemiyorum.
Je pense qu'il veut les weekends pas vrai?
Herhalde hafta sonlarını da istiyor olmalı.
Les weekends le plus souvent, mais ils venaient bien plus et avec ces costumes ridicules. Je leur ai dit que je l'autorisais pour Halloween, mais c'est tout.
Genelde haftasonları ama eskiden daha sık gelirlerdi, ama bu deli kostümleri giydikleri için, onlara sadece Cadılar Bayramı'nda böyle giyinip gelmelerini söyledim hepsi bu.
C'est un businessman brillant, et maintenant il vient ici volontairement pendant les weekends
Şimdi çok başarılı bir iş adamı ve hafta sonları burada gönüllü çalışır.
En fait, ils se réunissent pour midi les weekends, près du BDE.
Bazıları hafta sonları öğle yemeğinde Öğrenci Birliği'nde buluşur.
Nous-Nous avons un Trouduc'! Weekend cool au matin, 97.1 FM.
Cool Weekends sabahları, 97.1 FM'de.
Weekend cool au matin avec Weenie et Trouduc'.
Cool Weekends sabahları, Weenie ve Butt'la.
Nous-Nous avons un Trouduc'! Le matin, week-end cool.
Cool Weekends sabahları.
- Weekend cool au matin!
Cool Weekends sabahları.
- Weekend cool.
Cool Weekends.
Weekend cool...
Cool Weekends.
Combien de weekends de foot ont un beau temps à Green Bay?
Green Bay de futbol oynanabilecek kaç tane haftasonunda hava düzgün ki?
Avec comme indications, "À prendre si besoin". Ce qui pour moi était du lundi au vendredi, plus les weekends.
Reçete okundu, ihtiyaç kadarı alındı ki benim için bu pazartesiden cumaya ve hafta sonları demekti.
Okay, ce n'est pas James Bond, d'accord, mais, je veux dire, pense à... des cadeaux attentionnés et des virées en weekends et des poèmes sur le coussin de la nouvelle Christine.
Tamam, James Bond değil belki, oldu mu, ama, demek istediğim, düşünceli hediyeler ve haftasonlarını dışarıda geçirmeler ve yastık üstüne bırakılan şiirler gibi şeyler...
Ils n'accordent plus de visite les weekends, Et la semaine il est a l'ecole.
Artık hafta sonları ziyarete izin vermiyorlar ve hafta içi de tüm günü okulda geçiyor.
On m'envoie à Philadelphie, mais je rentrerai tous les weekends.
Ve her hafta sonu eve gelebileceğim.
Je ne suis pas le fêtard qui se jette dans des weekends trop arrosés.
Ben tüm hafta sonu rom içen parti çocuğu değilim.
Toi, moi et les weekends "Guitar Hero".
Sen, ben ve Guitar Hero hafta sonları.
J'ai passé la plupart de mes weekends de lycée à faire du rodéo.
Lisede, hafta sonlarımın çoğunu rodeoda geçirdim.
Comment as-tu eu tes weekends?
Hafta sonu için nasıl izin aldın?
Je leur ai dit que je ne venais pas ici sans mes weekends.
İzin vermezlerse buraya nakil olmayacağımı söylemiştim.
Et les weekends nous pouvons nous bourrer la gueule à différentes expos et atteindre furtivement la quarantaine à l'aide de films étrangers hasardeux.
Hafta sonları ise çeşitli sanat sergilerinde sarhoş olur ya da rastgele yabancı filmlerde şekerleme yaparız.
Je veux dire, à quoi servent les weekends sinon?
Hafta sonları ne içindir ki?
- Donc, je peux passer les weekends, et faire un peu de bricolage.
Yani, hafta sonları gelip elimden gelen tamir işlerini yaparım.
400 minutes et illimité soirs et weekends.
Bunda da 400 her zaman konuşma var. Geceler ve hafta sonları dahil.
Tu devrais voir ça les weekends.
Bir de hafta sonlarını gör.
C'était... c'était super de traîner avec vous ces dernières années pendant les weekends, les vacances d'été...
Seninle son birkaç yıl.. .. rüzgar gibi geçti. Haftasonları, yaz tatilleri..... geziler, beysbol..
Tu sais, ces weekends m'ont vraiment manqué.
Bu hafta sonlarını özlemiştim doğrusu.
Les weekends
Haftasonları.
Pendant les weekends?
Yani haftasonları?
D'habitude je suis fermé les weekends.
Genelde hafta sonları açmam.
M. Macmaster a décidé de venir pour les weekends pour parler à mon mari des poètes qu'il connaissait dans sa jeunesse.
Bay Macmaster gençlik yıllarından tanıdığı şairler hakkında konuşmak için hafta sonları buraya geliyor.
Tu te souvient de ces weekends au Camp David?
Camp David'daki hafta sonlarını hatırlıyor musunuz?
Je te verrais toujours les weekends et aux vancances...
Seni hafta sonlarında, tatillerde yine görebileceğim...
Je pensais que tu faisais du Reiki les weekends. C'est marrant que tu mentionnes ça.
Hafta sonları Reiki yapmıyor muydun?
En fait, je fais du Reiki les weekends, mais après toutes les épreuves extrêmes harassantes j'en fais profiter mon corps.
- İyi ki sordun, yapıyorum ama bedenime çektirdiğim onca eziyet sorma.
On va partir en weekends!
- Yazlıkçı oluyoruz!
- Je travaille même les weekends.
- Hafta sonları bile çalışıyorum.
Mes weekends ne sont pas si ennuyeux que tu le penses.
Hafta sonlarım senin sandığın kadar can sıkıcı değil.
Ce n'est pas quelque chose qu'un homme peut faire tous les weekends pour le reste de sa vie.
Bu bir erkeğin hayatı boyunca her hafta sonu yapacağı bir şey değil.
Tous les weekends?
- Her Cumartesi ve Pazar mı?