Translate.vc / Français → Turc / Whitby
Whitby traduction Turc
32 traduction parallèle
La tempête a rabattu la goélette Vesta dans le port de Whitby Harbour avec, à son bord, une cargaison macabre.
Fırtınadan sonra Whitby Limanına sürüklenen Schooner Vesta, tuhaf bir yük taşıyordu.
Êtes-vous le Dr Seward, propriétaire du sanatorium de Whitby?
Sanatoryumu Whitby'da olan Doktor Seward mısınız diye sorabilir miyim?
Attendre, M. Whitby.
- Bekleyeceğiz, Bay Whitby.
Ne vous occupez pas de ça.
Bu konuyu endişe etme, Bay Whitby?
Je dois vous remercier de m'avoir trouvé une maison extraordinaire ici à Whitby.
Burada, Whitby'de bana harikulade bir ev bulduğunuz için size müteşekkirim.
Voici la gare de Whitby.
Whitby. Whitby istasyonu.
Il y a deux grandes valises à l'intérieur.
Whitby. İçeride iki tane valizim olacaktı.
Il en a probablement aux quatre coins de Whitby.
Dedikodu bütün Whitby'e yayılmıştır.
Bienvenue à New Whitby.
New Withfield'a hoş geldiniz!
Êtes-vous le Dr Seward dont l'hôpital se trouve à Whitby?
Affedersiniz... siz Whitbydeki arazinin sahibi Dr.Seward mısınız?
Il vous réclame d'urgence à Whitby.
Derhal Whitby'ye gelmenizi istiyor. Acil bir durummus.
A Whitby, ils ont des canards en verre.
Tıpkı, Whitby Kasabası'nın şanslı camdan ördekleri olduğu gibi.
J'ai prospecté dans la rue, mais c'est comme le marché de Whitby là-bas.
Sokaktaki herkesle konuştuk, fakat orada balık dükkanı var, Whitby gibi.
Whitby, j'ai fait quelques tests.
Dr. Whitby. Bazı testler yaptım.
Et je te le dis tout de suite, les meilleurs fish and chips au monde sont sur Whitby.
Dünyanın en iyi balığı ve cipsi Whitby'dedir.
Nous arrivons de Whitby, Yorkshire du Nord.
Ben Whitby'den dostlarımı getirdim, Kuzey Yorkshire'dan.
15 jours dans une roulotte à Whitby à siroter de la soupe avec papa en essayant de ne pas tuer maman.
Babamla hazır çorba içip annemi öldürmemeye çalışarak Whitby'de karavanda geçirilen iki hafta.
Kirk Whitby?
Kirk Whitby mi?
Edith, tu devrais emmener Rose au marché de Whitby mercredi.
Edith, Çarşamba günü Rose'u Whitby pazarına götürsene.
Puis il a rencontré la fille du "Fish and Chips" à Whitby et...
Sonra Billy, Whitby'de "Fish Chips" kızı ile tanıştı...
- il est parti pour vivre avec elle. - Whitby?
- onunla olabilmek için ayrıldı.
- Autre chose de la police du Yorkshire du Nord, sur un meurtre commis il y a 15 ans sur les falaises de Whitby.
- Ayrıca Kuzey Yorkshire Polisi 15 yıl önce Whitby'de uçurumda gerçekleşen bir cinayetten söz etti.
- Monsieur, Jack Marshall a habité dans le Yorkshire, à 8 Km de Whitby.
- Efendim, Jack Marshall eskiden Kuzey Yorkshire'de yaşarmış, Whitby'e sekiz kilometre ötede.
Son corps a été retrouvé sur la falaise de Whitby.
Cesedi, Whitby'deki kayalıkların üstünde bulunmuş.
Je suis rentré plus tôt seulement car j'ai été envoyé au congrès des métayers à Whitby.
Döner dönmez Whitby'deki bir çiftçi toplantısına gönderildim.
Y avait-il vraiment une conférence à Whitby?
Whitby'de toplantı var mıydı gerçekten?
Et à Whitby.
Ve Whitby.
Sauf que nous ne sommes jamais arrivé à Whitby, hein?
Ama hiç Whitby'ye kadar gidememiştik, değil mi?
Whitby's prospect, troisième course.
Whitby's prospect, üçüncü koşu.
Au passage, ceci a failli rendre aveugles quatre jeunes en 1989.
Ve bu arada, o şey 1989 yılında Whitby'de dört genci kör ediyordu.
Si ces icebergs se rapprochent... Entendu, M. Whitby.
Pekala, Bay Whitby.
- Parfait.
- Çok iyi, Bay Whitby.