English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Xiomara

Xiomara traduction Turc

118 traduction parallèle
Xiomara sera en mesure de nous dire ce que c'est.
Xiomara ne olduğunu bize söyleyecektir.
As-tu déjà entendu parler d'une Xiomara auparavant?
- Daha önce hiç Xiomara adında birini duydun mu?
Il y avait une Xiomara dans ma classe d'anatomie.
Makroskopik anatomi sınıfımda bir tane Xiomara vardı.
Xiomara a certainement fantasmé sur sa première fois dans la remorque de Rogelio.
Xiomara, Rogelio hakkında ilk kez onun karavanında fanteziler kurmuştu.
Elle croit que son père est un quelconque soldat.
- Xiomara,... babasının asker olduğunu sanıyor.
Pour Xiomara, la magnifique mère de ma fille.
Xiomara için, Kızımın güzel annesi.
Tu es spéciale à mes yeux.
Xiomara, sen benim için çok özelsin.
Tu as mis du parfum Man'?
- Sen parfüm mü sıktın anne? - Xiomara...
Il est important de noter que Bruce est l'ex-petit ami marié de Xiomara.
Şunu söylemeden geçmeyelim Bruce, Xiomara'nın evlenmiş eski erkek arkadaşı.
Alors Xiomara fit la seule chose censée.
Yani Xiomara, yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptı.
Je sais que c'est dur, Xiomara.
Biliyorum, zor Xiomara.
Mais Xiomara n'était pas fâchée.
Ama Xiomara üzgün değildi.
Et le souvenir qu'elle était une super maman, qu'elle savait quand protéger les sentiments de sa fille, ont renforcé Xiomara.
Ve iyi bir anne olduğu düşüncesi, kızının hislerini ne zaman koruması gerektiğini bilmesi, Xiomara'yı kuvvetlendirmişti.
Ta voix, Xiomara... inoubliable.
Sesin, Xiomara unutulamaz.
J'avais raison, le président ne s'est pas noyé, il est sur le bateau!
Xiomara, Xiomara. Ben haklıydım. Başkan boğulmamış.
ne lui parle pas du truc de "rester vierge jusqu'au mariage". Xiomara!
Belki gelecek sefere ona bu "evlenene kadar bakire" olayından bahsetmemelisin..
Calme-toi.
Xiomara!
Même si Rogelio savait qu'il pouvait avoir des ennuis avec Xiomara, il ne pouvait pas résister à prendre une photo avec sa fille.
Rogelio Xiomara ile başının derde girebileceğini bilse bile kızıyla fotoğraf çekilme fikrine dayanamadı.
C'est un homme bon, et il veut la rencontrer.
O iyi bir adam. Ve kızıyla tanışmak istiyor, Xiomara.
Comment pourrais-je te pardonner, Xiomara?
Şeftalinin içinde patlayamıyorum.
Et qu'est-ce que tu fais? Tu m'as trahi, Xiomara.
- Oh, evet?
Parce que je suis gênée à l'idée de le revoir. Vous avez moins mal au dos? Edward :
Bu iyi bir tavsiyeyedi çünkü Xiomara onların buluşmasını başka şekilde hayal edemezdi.
On les tient, Michael.
Jane'le işleri batırdım Xiomara.
Xiomara...
Xiomara...
Rogelio a accepté d'aider Xiomara à la préparer pour ses débuts en tant que chanteuse à l'hôtel.
Rogelio oteldeki sahnesi için Xiomara'ya yardım edeceğini söylemişti.
Xiomara, je ne savais pas que tu étais là.
Xiomara, burada olduğunu bilmiyordum.
Tu peux te rattraper en réservant un groupe pour Xiomara.
Xiomara'ya bir grup ayarlayarak anlaşabilirsiniz.
Xiomara, je te verrai au dîner.
Xiomara, yemekte görüşürüz.
Mais encore, Xiomara été déterminé à prendre les conseils de Jane.
Ama yine de, Xiomara Jane'in tavsiyesine uyacaktı.
Merci Xiomara.
Teşekkürler, Xiomara.
Xiomara?
Xiomara?
Uh, Xiomara, nous devons avoir obtenu nos signaux croisés.
Uh, Xiomara bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
C'était un simple malentendu que Xiomara a complètement...
Basit bir yanlış anlamaydı. ... ki Xiomara...
Et Xiomara était venu entre eux.
Ve Xiomara aralarına girmişti.
Xiomara, je lui dois beaucoup et j'ai tendance à regarder de l'autre côté quand elle est possessive.
Xiomara, ona çok şey borçluyum. Ve kötü bir şey yaptığında kafamı çevirmeye çalışıyorum.
Xiomara, je ne sais pas pourquoi tu ne fais pas ta classe de danse dans un vrai studio.
Xiomara neden şu dans derslerini uygun bir stüdyoda yapmıyorsun hiç anlamıyorum.
La nuit de Xiomara se dérouler bien mieux qu'elle ne s'y attendait.
Xiomara'ın gecesi beklediğinden çok daha iyi geçiyordu.
Xiomara savait qu'il ne se souviendrait de rien de tout ça demain.
Xiomara onun bunların hiçbirini hatırlamayacağını biliyordu.
Elle est jeune, Xiomara.
O genç, Xiomara.
Ne t'inquiètes pas, Xiomara.
Endişelenme, Xiomara.
Tu ne peux pas la protéger de tout Xiomara.
Sen onu herşeyden koruyamazsın, Xiomara.
Pour que vous le sachiez, Xiomara a aussi une vie amoureuse compliquée.
Bilginiz olsun, Xiomara'nın da aşk hayatı karmaşıktı.
Oh, bonjour, Xiomara.
Merhaba, Xiomara.
Creuse plus profond, Xiomara.
Daha derine in, Xiomara.
Sachez juste que Xiomara a prié pour qu'il y ait une étincelle.
Bilginiz olsun o anda, Xiomara bir kıvılcım için dua ediyordu.
que Xiomara ait oublié.
Xiomara'ya gelen son park cezasıydı.
Xiomara.
Xiomara.
Xiomara Gloriana Villanueva était aussi une bonne élève avec beaucoup de talents.
Xiomara Gloriana Villanueva da birçok konuda hızlı öğrenen birisiydi.
Xiomara, je vais trouver une solution.
Xiomara, ben bu işi çözeceğim.
Il devrait être noté que quand Xiomara dit à Jane que son père était un mec de l'armée...
Şunu da not edelim :
Ce n'était pas ce que Jane avait à l'esprit.
... Xiomara Jane'e babasının asker olduğunu söylediğinde Jane'in aklında oluşan görüntü bu değildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]