English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Ya

Ya traduction Turc

406,551 traduction parallèle
- Te fous pas de moi.
- Beni kafaya alma ya.
Éteins cette putain de soufflerie!
Kapatın şu lanet olası havalandırmayı ya!
D'accord mais quand je fais une réunion, tu rappliques.
Tamam o zaman, toplantıya çağırdığımda geleceksin.
Et si le camion a un GPS ou un truc dans le style?
Ya bu kamyonda GPS falan varsa?
Quoi d'neuf mec?
N'aber ya?
- Tu portes quoi?
- Evet ya, üstündeki ne öyle?
On n'a pas besoin de se battre tout le temps.
Bunca zamandır kavga etmedik ya.
Je viens de te le dire.
- Az önce anlattım ya.
D'ailleurs, faut que j'aille ouvrir.
Evet ya, aslında benim gidip açılış yapmam lazım.
Non, comme les quatre dernières fois.
Hayır, dört defa sordun ya.
Tu fais quoi?
Ne yapıyorsun sen ya?
Deran, c'est quoi ton problème?
Deran, neyin var senin ya? !
Écoute...
Ya şey...
Je peux pas le faire seul.
Tek başıma yapamam ya.
Tu sais, c'était..
Şu şey var ya...
- C'est dégueu.
- İğrenç ya.
On les fera tous tomber, on ira jusqu'au sommet.
Sonra da hepsini açığa çıkarırız. Doğrudan zirveye. Gidilebildiği kadar yukarıya.
- Je demande justice.
Peki ya adalet istersem?
- Et toi?
- Peki ya sen?
Toujours prêts! Vive la piètre constitution de Zehnder. - Sinon on serait pas là.
Her zaman ileriye! Tanrıya şükür Zehnder vardı... yoksa şu an başkaları bizim için kadeh kaldırıyor olabilirdi.
On s'échappe?
Peki ya buradan çıksaydık?
C'est pas une course!
- Yarışma değil ya!
Il y a rien dans son dossier médical qui suggère que Drew avait des problèmes mentaux ou physique.
Tıbbi geçmişinde fiziksel ya da zihinsel bir sorun görünmüyor.
Et grâce à ça, plus d'Américains ont visité la Colombie dans les 2 dernières années qu'ils l'ont fait dans les 20 dernières.
Bu yüzden de son 2 yılda önceki 20 yıldan daha çok Amerikalı Kolombiya'ya geldi.
Mae, peux-tu vérifier la ruelle pendant que Simmons jette un coup d'œil sur le toit?
Mae, Simmons çatıya bakarken sen de sokağa bakar mısın?
Drew n'avait n'était pas en lien avec les drogues ou des dealers?
Drew'ın uyuşturucuyla ya da satıcılarla ilgisi var mıydı?
Mais vous ne voyagiez pas ensemble?
Ama Kolombiya'ya birlikte gelmemiş miydiniz?
Inspecteur Benavides, avez-vous eu de la chance avec les caméras de surveillance du distributeurs d'argent de la banque de Drew?
Dedektif Benavides, Drew'un ATM ya da bankada para çekerken görüntüsü var mı?
On est fermé jusqu'à 6h. FBI.
- 6 : 00'ya dek kapalıyız.
Bienvenue en Colombie.
Kolombiya'ya hoşgeldiniz.
La victime n'était pas seule mais accompagnée en Colombie de sa femme, Amber.
Kurban Kolombiya'ya eşi Amber ile gelmiş.
Ça se sera fait très rapidement et bien organisé vu qu'il n'y a aucun témoin ni d'enregistrement.
Tanık ya da görüntü olmadığına göre çok hızlı ve organize olmalı.
C'est sans odeur, sans couleur et ça peut être jeté à la figure de quelqu'un ou transmis par simple contact.
Kokusuzdur, rengi kirli beyazdır. Birinin yüzüne üfleyebilirsin ya da dokunarak geçirebilirsin.
Et bien, parce que quand les gens mentent ils ont tendance à minimiser, tu sais, à dissimuler leur degré d'implication, mais Canela a tout reconnu même des choses qui pourraient jeter un doute sur son histoire,
Çünkü insanlar yalan söylerken detaya girmezler, olaya ne kadar karıştıklarını saklamak isterler. Ama Canela fazladan para alması ya da Drew'un yüzük vermesi gibi şüphe yaratacak şeyler de dahil her şeyi kabul etti.
Ou leur lien.
Ya da ortak noktaları.
Vous ne savez rien sur moi ou mes amis ou ma famille
Benimle, arkadaşlarımla ya da ailemle ilgili bir şey bilmiyorsunuz.
Tout les conduisait vers Canela, puis vers nous et notre argent, ils devaient mourir pour ne pas parler
Tüm bunlardan Canela'ya ulaşabilirlerdi. Bize de ulaşırlardı, o yüzden parayı alınca ötmesinler diye kendilerini öldürmelerini söyledim.
Et moi?
Peki ya ben?
Comme tu l'as fait avec Canela.
- Canela'ya yaptığın gibi.
Et pour eux?
Peki ya onlar?
Mais tu vas quand même devoir la revoir pour lui rendre sa boucle d'oreille.
Küpesini sende unuttuğu için onunla tekrar görüşmek zorundasın. Nasıl ya?
Peut-être qu'elle a fouillé mon téléphone, ou une ruse que les filles utilisent.
Belki telefonumu kurcalamıştır, ya da siz ne yapıyorsanız işte.
Avec la bureaucratie entre juridictions, Dieu sait si ou quand on aura ces résultats. Il devrait être là.
Yetki bürokrasisi yüzünden alıp almayacağımız ya da ne zaman alacağımız meçhul.
Pas d'embarder, ni de freinage et un suspect transformant des voitures en armes de crime.
Savrulma ya da fren yok, şüpheli arabaları cinayet silahına dönüştürmüş.
Ou je devrais peut-être abandonner.
Ya da belki yol yakınken vazgeçmeliyim.
La symphorophilie est une sorte de paraphilie où l'excitation sexuelle est tirée de la mise en scène et en observant les désastres, tel un incendie, ou dans ce cas, un accident de la route.
Simparafili parafilinin bir türüdür, cinsel tatmin felaket yaratıp onları izlemekle sağlanır, yangınlar ya da bu vakadaki kazalar gibi.
Afin d'observer, il pirate les caméras du trafic ou celles du tableau de bord, ainsi que les smartphones accrochés.
İzlemek için trafik kameralarına ya da araç kameralarına giriyor, hatta konsola takılı akıllı telefonları da kullanıyor.
Mec, je peux pas respirer.
Nefes alamıyorum ya.
- Je suis occupé, mec.
- Meşguldüm ya.
Mec, relax.
Dostum, rahat ol ya.
- Allez.
- Yapma şimdi ya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]