Translate.vc / Français → Turc / Zenith
Zenith traduction Turc
192 traduction parallèle
- Fran, ne dénigre pas Zenith.
- Fran, Zenith'i eleştirmeye başlama gene.
- Je ne dénigre pas Zenith, chéri.
- Sevgilim, Zenith'i falan eleştirdiğim yok.
Mais t'es-tu déjà demandé ce qu'est Zenith pour moi?
Ama Zenith'in benim için ne ifade ettiğini hiç düşündün mü?
Si tu crois que je souffrirai que mon meilleur ami... devienne expatrié de salon... parce que Zenith ne fait pas l'affaire de sa femme- -
Eğer en eski ve en yakın arkadaşımın sırf Zenith karısı için can sıkıcı olmaya başladı diye hovarda bir mülteciye dönüşmesine göz yumacağımı sanıyorsan...
Voilà réunis Napoléon et Sam Dodsworth de Zenith.
İşte böyle, Napolyon ve Zenith'li Sam Dodsworth yan yanalar.
Je ne suis qu'un vulgaire homme d'affaires américain... et j'ai épousé la fille d'un brasseur de Zenith qui se donne des airs.
Ben Amerikalı sıradan bir işadamıyım..... ve bugünlerde yüksekten uçan ama aslen Zenith'li bir bira yapımcısının kızıyla evlendim.
Tu es peut-être le plus grand homme de Zenith, mais tu n'es pas à Zenith.
Zenith'deki en etkileyici adam olabilirsin, ama şu an Zenith'de değilsin.
Tout cela se ramène à Zenith maintenant.
Şimdi her şey fazlaca Zenith'i çağrıştırıyor.
Bientôt, il te ramènera à Zenith.
Yakında seni Zenith'e geri götürecek.
- Quelqu'un de Zenith?
- Zenith'den birisi mi?
Zenith en décembre.
Aralık'ta Zenith.
Quel temps fait-il à Zenith?
Zenith'de saat kaç?
- Voici M. Lefferts, - journaliste à la Dépêche de Zénith.
- Yüzbaşı, bu Bay Lefferts, Zenith Times-DisPatch'de gazeteci.
- Bienvenue.
Zenith mi?
" Accepteriez-vous de rencontrer le conseil de la paroisse pour discuter de votre venue dans notre belle ville :
"Uyanışınızı Orta Amerika'nın başkenti Zenith'e getirme konusuyla..." "... ilgili olarak kilise komitesi ve benimle görüşmeyi kabul eder misiniz? "
Zenith.
Zenith.
- On n'est pas prêts.
Zenith'e hazır değiliz.
Prochain arrêt, Zenith, puis Chicago, Londres et le sommet, à bord du Falconer-Express. Moi aussi!
Hazır olduğumuzu biliyorum.
Vous voulez aller à Zenith?
İstediğin Zenith'e gitmek mi?
Vous êtes peut-être prête pour Zenith.
Tamam. Belki de Zenith için hazırsınızdır.
- Imaginez un peu!
- Düşünsene, Shara. Zenith.
- En quoi ce projet vous intéresse-t-il?
- Zenith'de neden bir uyanış istiyoruz?
Ce n'est pas une de nos statistiques, mais un chiffre publié dans votre propre journal sous la plume de Jim Lefferts, ancien lauréat du Pulitzer.
Bunlar bizim istatistiklerimiz değil, sizin Zenith gazetenizde yayımlandı. Ve Pulitzer ödüllü Jim Lefferts tarafından yazıldı.
Il y a 40 ans, Zenith a connu un réveil de la foi.
Zenith'de 40 yıl önce bir uyanış vardı.
- Bienvenue à Zenith. - Félicitations.
- Zenith'e hoş geldiniz, Hemşire.
BIENVENUE A ZENITH, SOEUR SHARON
ZENITH'E HOŞGELDİN, HEMŞİRE SHARON
- Notre présence ici vous doit beaucoup.
- Zenith'e gelmemizi sen teşvik ettin.
Zenith était votre idée et c'est votre peuple.
Zenith senin fikrindi. Bunlar senin insanların.
La Dépêche de Zenith?
Zenith Times-Dispatch?
Le réveil de la foi débarque à Zenith.
Uyanışçılık dün akşam Zenith'e geldi.
Zenith est l'épicentre religieux du pays.
Zenith İncil kuşağının kalbidir.
- Oui, à la Dépêche de Zenith.
- Times-DisPatch'ın editörüne.
Quand on en aura fini avec Zenith, j'aurai les moyens de le payer.
Uyanış sona erdiğinde ona sahip olmak için yeterince param olacak.
Vous croyez que c'est le hasard qui nous a conduits à Zenith?
Bizi Zenith'e getirenin kör talih olduğunu mu sanıyorsun?
Ce suppôt de Satan vous prend, citoyens de Zenith, pour des idiots, des benêts!
Jim "Şeytan" Lefferts, siz Zenith'in güzel insanlarına asalaklar, züppeler, ahmaklar diyor.
Zenith huit et neuf.
Doruk sekiz ve dokuz.
Zenith huit et neuf, dernier rapport défav orable.
Doruk sekiz ve dokuz, son rapor olumsuz.
Un Zénith?
Zenith marka.
La vie, même à son zénith est difficilement supportable.
Yaşam, en güzel halinde bile, katlanılır gibi değildir.
Vous serez à la clairière quand le soleil sera au zénith.
Güneş ağaçların tepesine vardığında açıklığa ulaşırsınız.
à la deuxième et troisième génération, l'assimilation a atteint son zénith.
Görünüşte ev sahibi insanlarmış gibi davranmaya çalışırlar. Sezgisi olmayan insanlar, bu hareketlere kanabilir...
Nous apparaîtrons demain... à Sky Hook... quand votre soleil sera exactement... au zénith...
Yarın Gök Kancası Operasyonu'na geleceğiz. Orada güneş tam tepeye geldiğinde...
Tu verras l'obscurité s'abattre sur l'Égypte quand le soleil est à son zénith.
Güneş öğlen tepeye yükseldiğinde, Mısır'ın karardığını göreceksin.
Le soleil est toujours à son zénith. Moi, Antonius Block... je joue aux échecs avec la Mort!
Güneş tepemizde parlıyor ve ben, Antonius Block Ölüm'le satranç oynuyorum!
Il était à son zénith.
Muhtemelen onun en iyi zamanlarıydı.
Que se passe-t-il?
Sorun mu ne? "George F Babbitt, Zenith'e uyanışı getirmek için..."
"Pourquoi George Babbitt a-t-il fait don de 30 000 dollars pour évangéliser Zenith?"
"... neden 30.000 dolarlık garanti imzaladı? "
Chesterton va être exécuté au début du prochain zénith.
Chesterton, bir sonraki zirve saatinde idam edilecek.
Le soleil est au zénith et il n'y a pas d'ombre.
Güneş tam tepede, en güzel saat. Bu saatte gölgen düşmez.
Le sas Taltarien va exploser quand les soleils seront au zénith.
Taltarian hava kanalı yüksek ısıda patlamış olacak.
Les soleils sont au zénith.
Güneş yukarıda.