Translate.vc / Français → Turc / Zero
Zero traduction Turc
7,197 traduction parallèle
Tu as eu ton certificat Zero-G.
Sıfır yerçekimi sertifikanı aldın.
Une salle de torture, comme dans "Zero Dark Thirty"?
Zero Dark Thirty filmindeki, işkence falan yapılan yerlerden mi?
C'est l'heure Zero
Operasyon zamanı.
pour le moment je me prédis un zero pointé
Bu durumda, bakınca bir F görüyorum.
Un authentique "patient zéro".
Gerçek bir "Sıfır hasta."
Même âge avec zéro expérience.
Sıfır deneyim aynı yaş.
Le zéro absolu.
- Mutlak sıfır denir.
J'ai conçu un engin cryogénisant compact pour atteindre le zéro absolu.
Mutlak sıfırı elde etmek için dondurucu bir motor tasarladım.
Euh... On peut repartir à zéro?
Yeniden başlayabilir miyiz?
Katrina, je n'ai pas le temps de parler boyaux, parce qu'après ça, on repart de zéro.
Katrina, dipleri önemseyecek durumda değilim çünkü bundan sonra yeni bir başlangıç yapıyoruz.
Si ton diagnostique crashe le système, alors on a une explosion dans 17 h 30, et on pourrait ne pas avoir suffisamment de temps pour reconstruire le système depuis zéro.
Hata bulma işleminle sistem çökerse 17,5 saatte erime gerçekleşir ve sistemi sıfırdan tekrar kurmaya yeterli vaktimiz olmaz.
Mais vous êtes habillés correctement parce que, bien sûr, vous avez une fille et c'est le point zéro, ce qui fait que c'est dangereux.
Yine de düzgün giyinmişsin, çünkü bittabi bir kızın var ve burası sıfır noktası, dolayısıyla tehlikeli.
J'ai l'impression que je recommence ma vie à zéro.
Hayatıma sıfırdan başlıyor gibi hissediyorum.
Hé, c'en était à zéro quand tu es arrivé.
Buraya geldiğinde o ihtimal sıfırdı koçum.
Je vous ai envoyé un email anonyme, mais vous pouvez ajouter un zéro à la fin...
Az önce sana anonim mesaj gönderdim biliyorum ama sonuna bir ekle...
Vos dollars adorés envolés alors que vos comptes vont enfin tous être égaux, - à zéro. - Felicity...
Çok değerli paralarınız hesaplardan silinecek ve sonunda hesaplarınız sıfırda eşitlenmiş olacak.
Mon amour... Je ne veux pas repartir de zéro.
Bebeğim, yeniden başlamak istemiyorum.
Tu sais à quel point je ne veux pas repartir de zéro.
Ne kadar yeniden başlamak istemediğimi biliyorsun.
Passer en zéro gravité pour que je n'ai pas à passer le restant de ma vie piégé dans cette boîte de conserve?
Sıfır yerçekimine çıkıp bu demir yığınında hayatımı geçirmek istemiyorum desem?
Zéro réponse.
Bir gün önce, Noel arifesinde, oraya gitmek için yola düştüm bu yüzden.
- Ici Zéro Alpha.
- Burası Sıfır-Alfa.
Si je le tue, je peux partir d'ici, et recommencer à zéro.
Onu öldürürsem buradan gidip yeni bir hayata başlayabilirim.
Le but est de repartir à zéro, être le plus humain possible.
Evet. Önemli olan mümkün olduğunca insan gibi davranarak yeniden başlamak.
Murphy. Le patient zéro.
- Murphy, hastalığı taşıyan adam.
Et nous repartons à zéro.
Yine başa döndük.
Devenir une citoyenne américaine et travailler ici était une chance de repartir de zéro.
Amerika vatandaşı oldu ve burada çalışmak, yeniden başlamak için bir fırsat oldu.
J'aimerais recommencer à zéro.
Keşke baştan başlayabilsem.
Zed... ça veut dire zéro, pas vrai?
Zed, adının anlamı "sıfır" değil mi?
Compte tenu du fait qu'on a perdu le patient zéro.
Artık Murphy de bizimle değil.
Les cinq constantes fondamentales. E, I, un, zéro...
- En önemli 5 sabit e, i, 1, 0...
C'est pour ça que tu es venu à cette fête, juste pour tuer Enzo et recommencer à zéro?
Enzo'yu öldürüp yeni bir hayata başlamak mı?
Recommence à zéro, mais si j'ai raison, si juste une petite partie de toi est revenue pour voir Elena, qui a eu 4 mois insupportables, ou Alaric qui vient de revenir d'entre les morts ou moi...
Yeniden başla. Ama eğer haklıysam eğer bir parçan bile dayanılmaz bir 4 ay geçiren Elena'yı ya da ölümden geri dönen Alaric'i, ya da beni merak ettiyse...
.. basses de zéro durant la nuit dans certaines parties de la ville et les Ranges.
... geceleri şehrin bazı noktalarında ve Ranges'da sıfırın altına düşüyor.
Non, il n'y a rien de net avec le huit. C'est actuellement un chiffre rond excepté pour le zéro...
8'in hiç öyle kesin bir yanı yok aslında, 0'dan sonraki en yuvarlak rakam.
Le patient zéro a été identifié : il s'agit de Sharon McManus.
Hasta 0'ın adı Sharon McManus.
D'après ce que l'on sait de l'heure de la mort et de la rapide destruction des cellules cible du patient zéro, ces personnes en bonne santé apparente seront mortes dans 9 heures.
Ölüm zamanından ve Hasta 0'ın hedef hücrelerinin boşaltım hızına bakarak bu sağlıklı görünen insanlar 9 saat içinde ölmüş olacak.
Un bilan complet du patient zéro vient d'arriver.
Hasta 0'ın tam ERT raporu az önce geldi.
Tu crois que je vais repartir à zéro, tout recommencer?
Sence baştan başlayıp, bütün bunları baştan mı yapacağım?
Ce n'est que partiel, mais on dirait une partie d'un cinq et d'un zéro.
Sadece kısmi ama 5 ve 0'a benziyor.
Je suis le patient zéro.
İlk hasta olan benmişim.
Et ça te fera passer du patient zéro au patient héros.
"Bu da seni ilk hastadan kahraman hastaya dönüştürür."
On dirait le point zéro d'une explosion nucléaire.
Bir nükleer patlamanın sıfır noktasındakilere olan şeye benziyor.
Tu crois qu'ils se soucieront d'un simple échantillon quand ils auront le patient zéro?
Hastalık yayabilecek biri ellerindeyken küçük bir doku örneğini sallarlar mı sence?
Je n'ai pas beaucoup de temps, et zéro pour la flatterie.
Harcayacak çok fazla zamanım yok.
A la fin des élections, il a remis tous les votes à zéro avec un message... "recommencez, ne trichez pas cette fois".
Seçimlerin sonunda, tüm oyları sıfırladı ve bir mesaj yayınladı : Bir daha yapın, ama bu sefer aldatma olmasın.
- Zéro crime pendant 24 heures.
- Yeni bir suç olmadan geçecek 24 saat.
Et il a zéro "like" alors je le vire.
- Hayır. Sıfır beğeni almış, siliyorum.
Je n'arrête pas d'essayer de repartir de zéro, mais... je ne peux pas...
Sürekli yeni bir hayata başlayamaya çalışıyorum ama hiçbir yere varamıyorum.
La mauvaise nouvelle : il fait moins zéro ici.
Kötü haber ise içerisi eksi üç derece.
Tu sais ce qu'on appelle moins zéro à Chicago?
Chicago'da "eksinin altında" ya ne deriz bilir misin?
Zéro point zéro.
- 0.0.