Translate.vc / Français → Turc / Çca
Çca traduction Turc
104 traduction parallèle
Je veux plus vivre comme çca.
Daha fazla bu şekilde yaşamak istemiyorum.
Quand la C.C.A. a pris le contrôle de U.B.S. TV, la chaîne coulait avec moins de 7 % des revenus télévisuels nationaux, les émissions étant vendues aux prix fixés par les radios.
Ve CCA, UBS televizyonunun kontrolünü eline aldığında, kanalımız toplam televizyon gelirlerinin yüzde 7'sinden daha az bir gelir elde ediyordu.
Mais depuis que la C.C.A. a pris le contrôle de U.B.S., il y a 1 0 mois, Hackett a pris le contrôle de tout.
Fakat CCA 10 ay önce UBS'nin konrolünü ele geçirince Hackett bir anda her şeye hükmeder oldu.
Toi ou le conglomérat de la C.C.A.?
Sen mi yoksa CCA denen şirket mi?
Tu es le président du groupe, Hackett n'est rien d'autre qu'un homme de main de la C.C.A.
Sen Sistem Grubu'nun başkanısın ve Hackett CCA'nın maşasından başka bir şey değil.
Je pense que la C.C.A. n'appréciera pas son outrecuidance.
CCA'nın Hackett'in küstahlığına pabuç bırakacağını sanmıyorum.
Hackett ne prendrait pas de telles mesures sans un appui au sein du comité de la C.C.A.
Hackett'in CCA'dan destek almadan bu tarz kararlar vereceğini zannetmiyorum.
Ses amours, ses désirs, ses allégeances tendent tous vers un seul but : entrer au conseil de la C.C.A.
CCA'da yönetici olmasına yardım etmeyecek hiçbir şeye bir tutku ya da bağlılık sergilemez.
Qu'il me descende devant la C.C.A, s'il le veut!
Beni CCA kurulunun önüne çıkartmak istiyorsa çıkartsın.
Vous croyez qu'il est assez idiot pour aller à la direction en disant : "Je retire cette émission à succès"?
Sence Ruddy CCA'nın karşısına çıkıp da, "Bir numaralı şovumuzu... yayından kaldırıyorum" diyecek kadar aptal mı?
Le 14 novembre, j'irai à la réunion annuelle de la C.C.A.
14 Kasım geldiğinde, CCA'nın yıllık yönetim toplantısında ayağa kalkıp şöyle diyeceğim :
Car cette chaîne est désormais entre les mains de la C.C.A., la Corporation des Communications d'Amérique.
Çünkü bu kanal, Amerikan İletişim Kurulu'nun yani CCA'nın himayesi altındadır.
En se basant sur le taux de rentabilité prévu des capitaux investis et si la fusion a bel et bien lieu, le consortium des communications deviendra l'entreprise la plus lucrative de tout l'empire C.C.A.
Yatırılan sermayenin öngörülen getirisine bağlı olarak bir ittifak olsa da olmasa da kanal kompleksimiz tüm CCA imparatorluğunda aşırı kârlı ve büyük bir merkez haline gelecektir.
Voilà comment la C.C.A. a acheté la boîte qui possède cette chaîne.
İşte bu kanalın sahibi olan CCA, diğer şirketleri de böyle satın alıyor.
Mais maintenant, c'est à la C.C.A. de se faire racheter.
Ama şimdi, başka bir şirket CCA'yı satın alıyor.
Un consortium de banques et de compagnies d'assurances qui n'achètent pas la C.C.A. pour eux, mais pour le compte d'un tiers.
CCA'yı kendileri için değil, başkaları adına satın alan banka ve sigorta şirketlerinden oluşan bir holding.
Je vais vous dire pour qui ils achètent la C.C.A.
Size CCA'yı kimin adına satın aldıklarını söyleyeyim.
Par exemple, cette affaire de la C.C.A. reste obscure, comme les autres affaires de la C.C.A.
Mesela bu, CCA anlaşması ve diğer CCA anlaşmaları hakkında bilmediğimiz bir şey.
"Je veux que l'achat de la C.C.A. cesse!"
CCA anlaşmasının hemen durdurulmasını istiyorum.
Je veux que l'achat de la C.C.A. cesse!
CCA anlaşmasının hemen durdurulmasını istiyorum.
Quant à cette affaire de la C.C.A. avec les Saoudiens, vous devez en savoir plus que moi, Frank.
Suudilerle yapılan CCA anlaşması hakkında benden daha çok şey biliyor olmalısın Frank.
La C.C.A. a emprunté 2 milliards de dollars aux Saoudiens et ils possèdent toutes nos contributions annoncées.
CCA Suudilerden 2 milyar dolar para aldı ve sahip olduğumuz her şey üzerinde hakları var.
Il y a quatre heures, j'étais un dieu à la C.C.A.!
Dört saat önce CCA'nın güneş tanrısıydım.
Les Arabes n'ont pas pu acheter la C.C.A.
Araplar CCA'yı almaktan vazgeçti.
Vraiment, cca va.
Gerçekten, bu yeterli.
- Tu sais... çça aurait jamais dû arriver... ce qui t'est arrivé à toi et aux autres là-bas au Liban.
Sana ve Lübnan'daki o çocuklara olanlar asla olmamalıydı.
- Oui, c'est çça.
- Evet, ondan.
- Je déteste qu'on me fasse çça.
- Bu olduğunda nefret ederim.
Gardons çça entre nous.
Bu aramızda kalsın.
- C'est pour çça que tu l'as flingué?
- Onu vurma sebebin bu mu?
C'est çça, n'est-ce pas?
Hepsi bu, değil mi, Mike?
C'est pas cca.
Bu aynı şey değil.
Mais, bon... on arrête avec cca.
Ama... Axel, unutma cuma günü!
Je crois pas que tu aies besoin de cca.
Buna ihityacın olduğunu sanmıyorum.
- Comment çça va?
Nasılsın?
Oui, c'est çça.
Doğru.
Il est que masqué, tu vois, mais Mozart est si troublé... qu'il tombe raide mort, juste comme çça.
Sadece bir maske. Ama Mozart o kadar üzülüyor ki düşüp ölüyor. Aynen böyle.
Mettez-vous çça dans la tête.
Sizler bunu ne zaman anlayacaksınız?
Qu'est-ce que cca peut te faire où elle s'assoit dans la voiture?
Kahrolası arabada nerede oturduğundan sana ne?
Écoutez, c'est stupide tout çça.
Bakın, bu çok aptalca.
Mais je pense que vous aimez çça.
Ama galiba bundan hoşlanıyorsunuz!
Au lieu de çça, j'ai un foutu problème avec Tess Carlisle!
Onun yerine, bir Tess Carlisle sorunu yaşıyorum!
- Vous imaginez la merde... que je prendrais si çça arrivait sous mon administration?
Bu olay benim dönemimde olursa ne kadar zor durumda kalırım, değil mi?
Allez chez elle et réglez çça.
Onun evine git ve bu sorunu çöz.
Si çça se présente, venez dîner avec nous à la Maison-Blanche.
Şehre bir dahaki gelişinde Beyaz Saray'a akşam yemeğine gel.
Savi ez-vous çça?
- Bunu biliyor muydun?
- ÇÇa doit être dingue.
Oradan epey çılgınca görünüyor olmalı.
ÇÇa a été douloureux ou juste une passade?
Acı vermiş miydi yoksa gelip geçici bir şey miydi?
ÇÇa gêne personne?
Bu herhangi birini şüpheli yapar mı?
Je ne sais rien! Tu te mets çça dans la tête...
Dinle, ben bir şey bilmiyorum!
Enlevez çça.
Çıkar şunu.