Translate.vc / Français → Turc / Çà
Çà traduction Turc
2,002 traduction parallèle
Cà n'a jamais réveillé ma foi, çà l'a détruit.
Her zaman inancı yenilemez, bazen yok eder.
Tout çà à cause de mots écrits dans un livre.
Hepsi kitapta yazan birkaç kelime yüzünden.
Regardes çà.
Şuna bak.
C'était le 4, c'est çà?
Bu 4üydü di mi?
Et çà ira encore mieux quand tu comprendras la chance que tu as d'avoir un agent comme moi.
Şükür hala yazıyorsun. Şu anda birkaç yayıneviyle temastayım.
J'aimerais développer le film de cet appareil.. Vous faites çà?
Bundaki filmleri bastırmak istiyorum yapabilir misiniz?
- Tout çà hein?
- Hepsi bu mu?
- Je vois çà.
- Belli oluyor.
- Qu'est-ce que çà signifie?
- Ne anlama geliyorlar?
- Exactement ce que çà veut dire.
- Adıyla aynı anlamda.
Javier a dit que 11 11 est un portail. Qu'est-ce que çà signifie?
Javier 11-11in bir geçiş kapısı olduğunu söyledi.Ne demek bu?
C'est des histoires. Il doit y avoir une explication logique à çà.
Saçmalık Mantıklı bir açıklaması olmalı.
C'est reparti. Tu crois à un homme qui marche sur l'eau, tu crois à un serpent qui parle, et tu n'arrives pas à croire en çà.
Yine başladı.Suyun üzerinde yürüyen bir adam olduğuna ya da yılanla konuştuğuna inanıyorsun ( İsayı kastediyor ) ama buna inanmıyorsun değil mi?
On dirait que çà sort d'un de tes livres.
Kitaplarındaki karakterler gibi konusuosun.
Tu as causé çà.
Bunu sen yaptın.
Cà semble étrange, çà me suis en Espagne.
Beni izleyen garip sesler.
J'arrête pas de lire des trucs sur çà.
Bunla ilgili şeyler okumadan yapamıyorum.
Je ne sais pas si tout çà est réel ou non...
Bu olanlar gerçek mi anlamıyorum artık.
Qu'est-ce que tout çà?
Bu da ne?
J'ai imprimé çà.
Bu çıktıyı yeni aldım.
- Tu ne peux pas croire çà?
- inanamazsın değil mi?
Ces choses se produisaient au même moment, toujours à 11 h 11. Maintenant çà se rapproche.
Hepsi 11 : 11i gösteriyordu ve şimdi daha çok yaklaştılar.
Il semble que çà va se produire le 11-11-11.
11 / 11 / 2011 de büyük birşeyler olacak.
- D'où tu connais çà?
- Bunu nerden duydun?
Je racontais à Sadie pour le lustre la nuit dernière et comment çà nous a donné des frissons.
Sadie'ye dün gece düşen avizeyi anlatıyordum ben de.ve çocukluğumzdan konuşuyoduk
J'ai du mal à croire que c'est moi qui raconte çà.
Söylediklerime ben de inanamıyorum.
- Prends un stylo, un papier et notes çà dessus.
- Bir kalem ve kağıt alıp yazmaya başla.
Tout çà était déjà écrit avant même notre naissance.
Biliyorum söylediğimizden biraz önce oldu.
- Appelles çà un miracle.
- Mucize diyelim.
Merci pour çà.
Bunun için teşekkürler.
C'est une sorte d'arrangement à la con, t'es assis là et tu te dis "Oh, d'accord, çà doit être bon alors."
Hani bazen oturup düşünürsünüz : "İyi olacağız."
Ah, ah! Vous êtes rapide, Maggie, mais pas autant que çà.
Hızlısın Maggie ama o kadar değil.
j'apelle çà le bar dansant péruvien
"Ben bu pozisyona Peru direği diyorum."
Je ne suis pas doué pour çà.
Bunda iyi değilim.
Nous feront çà correctement.
Bu işi doğru şekilde yapacağız.
Ouais, Ça va çà vient, mais ouais.
Evet. Bir uyanıyor bir uyuyor ama iyi.
Tu peux me regarder comme çà, je ne le ferais pas.
Sen pes edebilirsin ama ben etmem.
Non, pas besoin de çà.
Hayır buna gerek yok.
Non, ce que j'ai dit sur l'autoroute... Je ne sais pas ce que c'était. D'ou çà venait.
Hayır, otoyolda dediğim ne dediğimi bilmiyordum nereden çıktı anlamadım.
Si j'étais toi, je ne boirais pas çà.
Yerinde olsam onu içmezdim.
Çà me fait penser que Dieu à un étrange sens de l'humour.
Benim için ifade ettiği tek şey ; Tanrı'nın ilginç bir espri anlayışı olduğu.
Ouais, çà serait une bonne idée.
Evet iyi bir fikir.
Cà réveille la foi.
İnancı tazeler.
- Cà n'a jamais été chez moi.
- Burası asla evim olmadı.
- Cà remonte à 6 nuits.
- 6 gece önce yani, bakalım.
Cà l'a obsédé.
Saplantılı biri oldu.
Tout cà a l'air tellement dingue.
Kulağa delice geliyor.
Je ne me rend pas compte mais cà semble terrible.
Bilmiyorum ama berbat bişey olmalı.
C'était un obsession. Cà le poussait à essayer de trouver des réponses. Comment expliquer ce que tu ne comprends pas.
Bazı cevapları bulmak için o kadar saplantılı bir hale geldi ki, gerçeği anlamak bile onun için zorlaştı.
Tout cà n'est pas réel.
Hayır bunlar gerçek olamaz.
Cà ne te dit rien?
Bu senin için bir şey ifade etmiyor mu?