Translate.vc / Français → Turc / Özgür
Özgür traduction Turc
9,078 traduction parallèle
Dit-il en mouillant son slip parce qu'il est enfin libre.
Özgür olduğunu için pantolonuna boşaldığını söylüyor.
Dekker devait encore passer six ans derrière les barreaux, et là, tout d'un coup il est libre?
Dekker daha altı yıl cezası vardı. Birden bire nasıl özgür bir adam olup çıktı?
Alors vous dites qu'en même temps, vous envahissez une nation souveraine, en imposant un système sans dieu à un peuple libre et religieux...
Yani diyorsunuz ki, bir yandan bağımsız bir ülkeyi işgal edip özgür, dindar insanlara tanrıtanımaz bir sistemi kabule zorlarken...
Le libre arbitre me permet d'être un meilleur soldat.
Özgür iradenin beni daha iyi bir asker yapacağını biliyorsun.
Il est libre de partir.
Gitmekte özgür!
Et une fois cela fait, nous serons vraiment libres.
Bunu yaptığımızda, kesin bir şekilde özgür olacağız.
Et une fois cela fait, nous serons vraiment libres. Oui.
Bunu yaptığımızda, kesin bir şekilde özgür olacağız.
Au nom de tous ceux ici dans la dernière ville libre de la planète, bienvenue à la Nouvelle Athènes.
Dünyadaki son özgür şehirdeki insanların adına Yeni Atina'ya hoşgeldiniz.
Si nous voulons être libres, il doit mourir.
Özgür olabilmemiz için ölmek zorunda.
Tu as toujours été libre.
Sen her zaman özgür birisi oldun.
Tu étais la plus libre d'entre nous et pourtant, c'est toi qui restes prisonnière de ce monde...
Bir zamanlar herkesten daha özgür olduğunu düşündükçe böyle bir dünyada kaldığın için sana acıyorum.
La première nuit où il est arrivé à Salem, mon père m'a dit qu'il valait mieux que 1000 innocents meurent plutôt qu'une seule sorcière ne reste en liberté.
Salem, olduğu çoğu gecede... babam bana bir cadının özgür... olmasındansa 1000 masumun... ölmesi daha iyi derdi...
Imagine un monde liberé de l'hypocrisie violente et de l'oppression des puritains, un monde nouveau qui célébre le pouvoir de la nature, la liberté de penser, croire et ressentir.
Bir dünya düşün ki içinde zalim iki yüzlüler yok, ve yobazların baskısı yok... yeni bir dünya ki doğanın gücünü kutluyor, düşünce, inanç ve hislerden özgür kılınmış bir dünya.
Si tu me le donnes, tu es libre.
Eğer onu bana verirsen... özgür olacaksın.
J'ai tout risqué pour être avec vous.
Seninle özgür olabilmek için her şeyi tehlikeye attım.
Vous êtes un homme libre désormais et de retour à la maison.
Artık özgür bir adamsın ve evine geri döndün.
Parce qu'elles sont libres.
Çünkü özgür kaldı.
Étant sain de corps et d'esprit, j'avoue être coupable du meurtre de Nora Allen. Chez elle, la nuit du 18 mars, en l'an 2000.
Ruh ve beden sağlığı yerinde biri olarak 18 Mart 2000 tarihinde Nora Allen'ı kendi evinde öldürdüğümü özgür irademle itiraf ediyorum.
C'est ce dont j'ai besoin pour libérer mon père.
Babamın özgür kalması için gerekli olan bu.
Non, mais vous avez dit que je serais libéré si j'obtenais confession.
Hayır ama ona itiraf ettirebilirsem özgür olacağımı söylediniz.
Je suis moins libre que toi.
Senden daha özgür değilim.
De riches amis ont atténué sa sentence à mort, donc il vivra, mais... il ne sera plus jamais libre.
Varlıklı arkadaşları idam cezasını kaldırttı, yani yaşayacak, ama... bir daha asla özgür olamayacak.
J'ai laissé Marie partir.
Mary'i özgür bıraktm.
A présent Mary est libre de faire ce qu'elle veut, sans moi...
Mary artık bensiz özgür olduğuna göre...
Selon ma foi, il est bien vu d'aider quelqu'un à devenir indépendant.
Benim inancımda birinin özgür olabilmesi için yardım etmek iyi bir şey olarak görülür.
Il m'a donné l'espoir voir des Nègres libérer dans New York.
New York'taki özgür zencileri görmek bana ümit vermişti. Bir şekilde kendimi onların arasında bulacaktım.
Esclaves fugitifs ou gratuitement Nègres, il n'importe pas.
Firar etmiş köleler ya da özgür zenciler, fark etmiyor.
Un homme libre.
Özgür bir adam.
Ne voulez pas-vous être libre?
Özgür olmak istemiyor musun?
Ce là, que seulement moyens je suis libre de mourir.
Orada sadece ölmek için özgür olacağım yazıyor.
Il qui va naître gratuitement.
O özgür doğacak.
Nos plans marins de déplacer tout Loyalistes nègres à Nouvelle-Écosse où ils seront libres.
Donanmamız tüm zenci sadıkları özgür olacakları yere Nova Scotia'ya göndermeyi planlıyor.
Maman, tu nous as amenés ici pour le concert "Libérez Lucious" alors que nous devrions faire des concerts pour ceux qui sont innocents.
Anne, burada bize "Özgür Lucious" konseri yaptırıyorsun ama gerçekten masun olan kardeşlerimiz için bunu yapmalıyız.
Je serais enfin libre.
- En nihayet özgür kalacağım.
être libres comme nous.
Bizim gibi özgür olun.
C'est ça être libre.
Özgür olmanın olayı o.
Il est sûr qu'il va être libéré.
Özgür kalacağından emindi.
Vous seriez un milliardaire libre avec votre liquide.
Özgür bir nakit milyarderi olacaksın.
Allons libérer une femme innocente. Génial!
Hadi gidip masum bir kadını özgür kılalım.
Et faire du porno pouvoir être nue, pouvoir être libre et autonome sexuellement, c'est extrêmement libérateur.
Ve pornoda olmak, ve çıplak olabilmek ve özgür olabilmek, ve cinsel bi'vücut yapısına sahip olmak, bu inanılmaz bi'özgürlük.
Écoute, le Condor prendra vie dans 16 heures.
Bak CONDOR 16 saat içinde özgür kalıyor.
Nos plan pour déporter tous les noir loyalistes
Ordumuz, sadık negroları, özgür olacakları
Je veux que Mina soit libre.
Meena'nın özgür olmasını istiyorum.
Les choses ne sont pas simples entre nous les noirs libres et les blancs, Mais nous n allons nulle part.
Özgür siyahlar ve beyazlar arasında işler kolay yürümüyor, fakat hiç bir yere gitmiyoruz.
Tu pourrais ne jamais te retrouver libre.
Asla özgür olamazsın.
Les abolitionnistes qui m'ont nommé pour porter cette mission, ne vont pas la financer à moins que nous puissions établir une communauté non négligeable de nègres en Sierra Leone.
Bu görevi gerçekleştirmek için beni görevlendiren kölelik karşıtları, biz, Sierra Leone'da oldukça büyük bir özgür negro toplumu kuramadıkça, para sağlamayacaklar.
Etre libre.
Özgür olmak
Je n'étais pas libre.
Özgür değildim.
Le mien est de protéger la liberté de ce monde.
Benimki ise özgür dünyamızı korumak.
Ils les prennent! Vous libérez ces gens maintenant!
Özgür bırakın onları hemen!
Libre ces gens!
Özgür bırakın onları!