4500 traduction Turc

- Quatro mil e quinhentos.

- 4500.

Há um desfiladeiro, 4.300 metros.

Bir geçit var, 4500 metre feet.

4.750 metros. 4.750 metros.

4500. 4500.

Mas 59 dias após o último registo no livro de bordo, o navio tinha percorrido 4.500 milhas de mar alto, tinha passado o Rochedo de Gibraltar... e dirigia-se para o Mediterrâneo com as velas todas desfraldadas.

Seyir defterine son kayıttan 59 gün sonra gemi açık denizde 4500 mil yol almış Cebelitarık Boğazı'nı geçmiş ve tüm yelkenleri açık halde Akdeniz'e girmişti.

- Aqui tem, 45 notas.

- İşte, 4500 dolar.

Cinco quilómetros de zona desimpedida.

4500 metre civarı temiz.

$ 250 dolares vezes 18 são $ 4.500 dolares.

250 çarpı 18, 4500 dolar eder.

- 4500 kg?

- Evet. - Beş tonluk mu?

Não sei. 3.500, ou 4.500.

Bilemiyorum, 3500, belki 4500.

7000 do rés-do-chão ao 68º, 4500 do 68º ao 100º e 2200 até ao telhado.

Yerden 68'e kadar 1500, 68'den 100'e kadar 1000,... ve buradan çatıya kadar 500.

Quem colocou aí os outros 4500?

Peki 4,500 cesedi oraya kim koydu?

Este é o túmulo de Keops, Faraó da Quarta Dinastia, há 4.500 anos.

Burası Keops'un mezarı, 4500 yıl önce dördüncü hanedanlığın Firavunu.

Tudo acima mencionado vale o honesto preço de 4 500 libras, tendo sido reduzido para o valor de mil moedas por vontade do prestamista.

Yukarıda belirtilenlerin hepsi için gerçek değeri 4500 franktan fazla olmasına rağmen, alacaklı iyi niyet göstermekte, bunları sadece 3000 franka vermektedir.

O melhor para mim neste momento é estar a 4500 Km do Kevin da minha casa, desta cidade e começar tudo de novo.

En iyisi beş bin kilometre uzağa taşınmam, Kevin'dan... evimden ve her şeyden uzakta tekrar başlamam.

Se posso chamá-lo à atenção para o Subsídio de Apropriações acima da Taxa, eu peço para mudar para a página 4500...

Eğer ödenek planlarını dikkate almadıysanız... Sizi 4500. sayfaya sevk ediyorum - -

4500, aliás.

4500 veren var.

E faço-lhes um desconto, 3.000 liras, em vez de 4500.

Size indirim yaparım. Üçünüzden üç bin alırım.

Sonar para Comando. Temos o contacto estabelecido a 4500 m.

Santral-Sonar. 5000 yardada sabit temas.

Vais correr os 4500 metros pela equipa, Reub.

Sen dört bin beş yuz metreyi koşacaksın. Parlak Çocuk.

Com a tua energia e a tua coragem, tu podes dominar os 4500 metros.

Sen de daha azıyla yetinmeyeceksin. Sen bu cesaretinle dört bin beş yüz metrenin sahibi olabilirsin.

'Pre'Corre 4500 Metros em 13 : 30 em Vitória no Oregon.

Pre 4500 metreyi 13 : 30da koşuyor. Oregon'da Zafer.

Caloiro Fantástico Regista Os Mais Rápidos 4500 Metros

Olağanüstü birinci sınıf öğrencisi 4500 metreyi çok hızlı kat etti.

E Steve Prefontaine é o campeão dos 4500 metros numa das actuações mais electrificantes em muito tempo.

Steve Prefontaine uzun zamandır görülmedik derecede heyecan verici bir performansla dört bin beş yüz metre şampiyonu oluyor.

O seu irmão disse-me que este estava de saldos, que era US $ 4.500 e desceu até aos US $ 4.000.

Kardeşiniz bu indirimde dedi, 4500.

O Alvin mergulha até 4500 metros, três milhas abaixo da superfície.

Alvin 4,500 metreye yüzeyden üç mil aşağıya dalabilir.

São cerca de 4500 amotinados.

Kalabalık yaklaşık 4500 kişi.

É também possível ver as marcas das referências em ocre vermelho, através das quais, há 4.500 anos, os mestres transportadores de pedra guiavam os blocos de granito com extraordinária precisão.

Hatta hala kızıl kök boyası çizgilerini görmek mümkün. Bunun anlamı, 4500 yıl önce taşların efendilerinin bu granit blokları kusursuz bir kesinlikle yerleştirdiği.

Nos 4.500 anos que se seguiram, a Grande Pirâmide foi saqueada e despida da sua pedra exterior.

sonraki 4500 yılda Büyük Piramid yağmalandı ve dış yüzeyindeki taşlar alındı

Acima dos 4500m, a hipóxia pode ocorrer em poucos minutos.

4500 metrenin üstündeyken birkaç dakikada oksijen yetmezliği olabilir.

A 4500m, o vento soprava de nordeste a 35Km / h.

4500 metredeyken rüzgâr saatte 35 km hızla kuzeydoğudan esiyordu.

4500m de altitude, sem capacete, preso apenas com um arnês nos ombros e uma corda no peito.

- 4500 metrede kasksız uçuyor. Onu tutan tek şey omzundaki iki kayış ve göğüs kemeri.

Aos 4500m, desmaiou e sufocou.

4500 metrede bayılıyor ve boğuluyor.

Viajei 4800 kms para te ver, e vou dormir aqui sozinho?

Seni görmek için 4500 km geldim ve şimdi tek başıma mı yatacağım?

Aplicando a fórmula Pi R2, temos uma área de busca de 7850 km ².

Yani 4500 km ²'lik bir arama alanına bakıyoruz.

Pareceu-me ser só 4,5 km / segundo.

Bana 4500 gibi gelmişti.

A cápsula explode e o ar é deslocado a 4,8km / segundo, incendiando os frascos de gasolina.

Başlık patladı ve hava bir miktar benzini ortaya çıkartarak saniyede 4500 kilometre yer değiştirdi.

Cento e quarenta e cinco por cada um.

4500 dolar.

Talvez 4500.

Belki 4500.

Há um incêndio debaixo da linha principal, baixámos até 2.100 quilowatts.

Ana hatların altında yangın çıktı. Değerleri 4500 ` den 2100 ` e çektik.

Depois, irá viajar 4500 km até à província de Xinjiang, onde será colocado num campo de trabalho de segurança máxima.

Daha sonra 4500 km gidip Xingjiang'a varacaksınız. Orada üst düzey güvenlikli çalışma kampına gönderileceksiniz.

4500 Km não me separaram da erva. Não foi suficiente para me livrar dos meus problemas.

Ama 6,000 miI ve tüm uyuşturucu kullanmalarım... beni hala sorunlarımdan ayıramadı.

- Então, 4500.

- Dört buçuk o zaman.

4500 kilos de combustível.

Beş bin ton yakıt.

Mas, 4500 kilos, 4500 problemas.

Beş bin ton, beş bin tane sorun demek.

Foi quando encomendei os 4500 kilos de combustível... -... que o FBI...

Ta ki 5000 ton roket yakıtı siparişi verene kadar FBI gelip...

E no final 4500 euros.

Hediyeler?

Existem mais de 4,500 espécies da família "coccinelidae" por todo o mundo.

Dünya çapında karınca ailesine mensup, 4500'ün üzerinde tür bulunmaktadır.

Prefontaine conquista os melhores 4500 metros do ano.

Prefontaine yılın en iyi dört bin beş yüz metresini patlatıyor.

Ainda pensas que ninguém quer saber dos 4500 metros?

Biz başardık.

Altitude : 4500 metros

Rakım : 4500m. üstü...

E ela entra assim por aqui adentro?

Sonra 4500 kilometre öteden bir kadın geliyor.