English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Acid

Acid traduction Turc

52 traduction parallèle
Andam a dizer que anda um ácido aí que é veneno.
Bazıları acid'in zehir olduğunu falan söyleyip duruyordu..
Não é veneno. É apenas mau.
Zehir falan değil, sadece kalitesiz acid, kötü üretim.
No meio a 450 mil miúdos... uns 200 ou 300... estavam a vender esses ácidos azuis... que fazem mal e eles vendiam.
450 bin tane çocuğun birbirlerine... o mavi kötü acid tabletlerini sattığını düşünürsen durumu anlarsın.
A minha relação mais duradoura foi com um cantor de acid-rock chamado Robert Crumly.
Aslında en ciddi ilişkim bir asit-rock şarkıcısıylaydı. Robert Crumly.
Tomaste muitas drogas na época dos hippies?
Sen o zamanlar hippi dönemlerinde Acid kullandın mı?
Eu devia ficar feliz por não ser... techno, acid, house, pop... trash!
Ah, sanırım bu tekno, asit, housey houset, pop, trash olmadığı için mutlu olmalıyım.
O Teste do Ácido Electric Kool Aid.
Ah "the electric kool-Aid acid test" ( 60'larla ilgili bir kitap )
É a sua mãe dizendo para tomar este ácido.
Annen sana o güzel acid'i bırakmanı söylüyor.
Há meio centímetro de ácido xilatórico naquela doca.
Güvertede 0.5 cm Xylathoric acid var.
Já foste ao "Acid Drop"?
Acid Drop'a gittiniz mi hiç?
Ganhou imenso dinheiro mas gastou-o todo em bares como o "Acid Drop", o "Psychedelic Hoe-Down"...
Çok para kazandı, hepsini kulüplere yatırdı. Acid Drop, Psychedelic, Hoedown gibi.
É um pedido de autorização para a realização de um filme para adultos no "Acid Drop" pela "Drake the Snake Productions".
Bir yayın izin belgesi. yılan Drake Yapımcılık'tan Acid Drop'ta yetişkin filmi çekmek için verilmiş.
A sua gente manda muitos clientes ricos ao meu bar, o Acid Drop. - Fantástico!
Sizin çocuklar kulübüm Acid Drop'a bir sürü müşteri gönderdi.
Confirmou níveis extremamente altos de "hydroxybutric acid" no nosso rapaz. GHB.
Danny'nin vücudunda yüksek seviyede gama hidroksibutrik asit var.
A tentar ser um bom filho Tu andavas a tomar acidos...
İyi bir evlat olmaya çalışırken sen gidip acid gruplarının
E é mais forte que um ácido.
Biraz acid konularak yapıIdı.
Dietilamida do Ácido Lisérgico.
Lysergic acid diethylamide.
O Sultans of Acid tinha centenas de cromos que não conseguiam responder a nenhuma pergunta.
Acid Sultanlarından basit bir soruyu bile cevaplayamayan... yüzlerce kafayı yemiş dışında bir şey çıkmadı. Sonları ölüm olacak.
Eu achava que nós estávamos muito próximos das outras bandas como'Scratch Acid'... e'Big Black'... e'Butthole Surfers'.
Bizim gerçekten 'Scratch Acid'e ve diğer başka gruplara yakın olduğumuzu düşündüm, 'Big Black'e ve'Butthole Surfers'e yakındık.
A razão pela qual eu gostava tanto dos'Scratch Acid'era porque eles tinham um tipo de estrutura nas suas músicas.
'Scratch Acid'i bu kadar sevmemin sebebi onların şarkılarının yapılarının olmasıydı, gerçekten sade, pop yapısında olmalarıydı.
Sim, querem um ácido?
Acid yapıştırmak ister misiniz?
- Sai. - Estou com refluxo de ácido.
- Acid reflüsü yaşıyorum.
- Obrigado pelos ácidos.
- Acid için teşekkürler.
Este fenómeno teve início com a acid-music, no fim dos anos 80.
Herşey 80'lerin sonlarında acid müzikle başladı.
Em Acid Wash, nem por isso.
Eskitilmiş değil de.
O dono tem um defeito genético na posição 370, na glucosidase do gene beta ácido.
Kanın sahibinin "glucosidase beta acid" geninde bozukluk var.
Deixa-me ver, fiz MDMA, acido, GHB, cogumelos mágicos, cola, mescalina, pastilhas, Quaaludes, pó de anjo.
Tabiiki hayır, MDMA kullandım acid, GHB, Sihirli mantar, Yapıştırıcı, meskalin, Baba tozu, Quaaludes,
Ela estuda Cinesiologia, mas dança à noite dança no Acid Strip.
Hareketbilim okuyor, ama geceleri Acid Strip'te dans ediyor.
Estava a fazer uma despedida de solteiro no Acid Trip.
Kendime bir striptiz kulübünde bekarlığa veda partisi vermiştim.
Também tenho ácido e algum ecstasy.
Yanımda biraz acid ve ecstasy de var.
O resto do ácido e do ecstasy.
Acid ve Ecstasy'lerin kalanı.
E devolvo-te todo o teu ácido e o teu ecstasy também.
Senden aldığım tüm o Acid ve Ecstasy'leri de geri vereceğim.
Também consumiam ácidos várias vezes por mês.
Ayrıca, ayda birkaç kez "acid" kullanıyorlardı.
Na noite seguinte, Jim não aparece no Whisky. John e Ray vão ao motel onde ele está a dormir e encontram-no fora de si de tanto ácido.
Ertesi gece Jim, Whiskey'ye gelmeyince John'la Ray kaldığı otele giderler ve onu "acid" den kafayı yemiş hâlde bulurlar.
O John pensa que ele consumiu ácido mesmo antes do espectáculo. Robby sente que Jim está distraído por Mick Jagger estar na primeira fila, com a Pam sentada ao colo.
John, konserden önce "acid" attığını Robby ise Pam'i ön sırada Mick Jagger'ın kucağında gördüğü için aklının başında olmadığını düşünür.
- É garage-acid experimental.
Deneysel garaj müziği.
PIROMAN mortes forem provadas acid...
( Şifre : Firestarter "burner" ) ( Kaza ortaya çıkarsa... ) ( Paige arıyor )
ItalianSubs + PT-Subs Fringe S03E19
Sezon 3, Bölüm 19 Lysergic Acid Diethylamide
- Lysergic Acid Diethylamide -
Çeviri ; Emre Bekman
Chamávamos a isto o "Teste do Ácido".
Buna biz... "Acid Test'i" deriz.
O Liam foi no LSD.
- Liam'ı acid kullanırken yaptık.
A Mónica e o Frank não usavam sempre LSD enquanto. estavas na proveta?
Monica Sana hamileyken Frank'le acid kullanmamış mı hep?
Foi como que um pesadelo. Ou uma viagem de ácido, uma mesmo má.
Sanki bir kabus gibi yada bir acid çamur öyle birşey gerçekten çok kötüydü.
Acid, vá libertar mais cassetes.
Asit, gidip su kasetleri çikartalim.
Depois do leilão, fui relaxar na Acid Strip.
- Müzayededen sonra Acid Strip'e gittim.
Não segundo a Acid Strip.
- Acid Strip'e göre değil.
Acid Chevrons.
Acid Chevrons.
No "Acid Drop".
Acid Drop'taki küllükten.
- Onde arranjaste isso?
- Bunu nereden aldınız? - Acid Sultanları.
- No "Sultans of Acid."
Adam bunları dağıtıyordu.
Eu sei, desculpa. Só a queria animar. Ela estava tão mal... mas, seja como for...
Biliyorum ama, morali düzelsin istedim yani kötü durumdaydı, ama neyse neden bilmem ama Acid aldım ve Dana'da aldı bir tane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]