Translate.vc / Portugais → Turc / Adá
Adá traduction Turc
2,491 traduction parallèle
"Aquela ilha parece um lugar agradável, um pouco além do Jardim Público."
"Şu ada güzel, sakin bir yere benziyor. Büyük Park'a da fazla uzak değil."
A de salvia e linho é 100 % biodegradável.
Ada çayı ve keten % 100 doğal dönüşümlü.
Toda a ilha é propriedade de minha família.
Bütün ada aileme ait.
- O que mais esta ilha oferece?
- Bu ada ne sunuyor?
Sinbad, por favor... antes que a ilha se encha de monstros.
Sinbad, lütfen... Ada yaratıklarla dolmadan önce.
Visto que a Austrália é uma ilha desde o início dos tempos, encontramos lá muitos animais esquisitos : cangurus...
Avustralya ezelden beri bir ada olduğundan orada son derece aptal hayvanlar görülebilir. Akla ilk kangurular gelir.
Uma ilha.
Bir ada.
Não, a ilha seria útil, provavelmente.
Hayır, ada muhtemelen yararlı bir şey olur.
Por isso, se vires alguma, deves avisar.
Bu yüzden, bir ada görürsen mutlaka bir şey söylemelisin.
Vê, é uma ilha.
Bak, bir ada!
A ilha vai rebentar.
Bütün ada havaya uçacak!
Eu estava a afogar-me e tu eras a terra firme.
Boğuluyordum. Sen de sığındığım ada oldun.
- Cleveland não é uma ilha.
- Cleveland ada değil.
Querida, é sim.
- Bebeğim, tabii ki ada.
Em vez disso, a polícia está a cercar a ilha.
Bunun yerine ada abluka altına alındı.
É formado por pequenas ilhas próximas dos principais portos mas fora do alcance das leis nacionais.
Tüm önemli limanlara yakın pek çok küçük ada vardır ; lakin yasalarımıza tabii değillerdir.
A base deles é nesta ilha.
Bu ada harekatlarının üssü.
Não ligo para quem você é.
Kim olduğun umurumda bile değil. Bu ada benim.
Estamos a progredir no caso, e... acho que vai ser uma longa noite.
Elimizdeki vak'ada ilerleme kaydettik ve bu gece sanırım uzun olacak.
Encontraríamos uma ilha em qualquer lugar!
Bana, dediği her şeyi yaparsam birlikte ortadan kaybolacağımızı söylemişti! - Ada gibi bir yere filan gidecektik!
Deixamos este lugar obscuro para trás e... Achamos uma ilha em qualquer lugar.
Ölüm kokan bu yeri arkamızda bırakıp yaşabileceğimiz bir ada bulabiliriz.
Nós não estamos no mapa. Esta ilha é muito pequena.
Bu kürede görünmeyiz, ada çok küçük.
Volta completa à ilha e aperitivo ao pôr-do-sol.
Ada etrafında deniz turu, gün batımında leziz bir içki!
É nada, é só a ilha.
Hiçbir şey yok, sadece ada var.
O conjunto de ilhas a Sul terá sol ao longo do dia.
Güneydeki ada zincirleri ise gün boyunca güneşli olacak.
Esta ilha vive e respira por um conjunto de regras diferente do resto da África.
Bu ada, Afrika'nın diğer bölgelerinden daha farklı kurallarla nefes alır ve yaşar.
Temos a ilha a ir de preto e branco, silenciosa, rural com as suas estradas provincianas.
Ada siyah beyaz sessiz kırsal olan görüntüsünden çıkıp
O vosso ponto de encontro será esta ilha.
Buluşma noktanız olacak bu ada.
Uma ilha que tão pouco lhe pertence,... povoada por descendentes de canibais?
Bu ada ne sana ne de yamyam ve kafa avcılarının soyundan insanlara ait.
Nada disto é perfeito.
Böyle bir ada iş için biçilmiş kaftandı.
A honra é como uma ilha, rugosa e sem costa.
Onur bir ada gibidir. Sağlamdır ve desteği yoktur.
Porque podem pensar que sou uma nova ilha?
Yeni bir ada mı zannederler?
Na semana passada, uma prova inequívoca comprovou o facto de que uma série de bases de mísseis ofensivos estão agora em preparação naquela ilha isolada.
Geçtiğimiz hafta içinde bu hapsedilmiş ada üzerinde füze taarruz üsleri hazırlanmakta olduğu gerçeği açık kanıtlarla ortaya konulmuştur.
Há milhões de ilhas com aventuras diferentes em cada uma delas.
Milyonlarca ada ve her birinde farklı maceralar var.
Esta ilha está morta.
Hâlâ emirleri uyguluyorum! Bu ada öldü!
É uma ilha, estamos seguros.
Burası bir ada... yani güvenli.
Era uma ilha tropical, Ben.
Orası tropik bir ada, Ben.
É uma bela ilha para se ler.
Bu güzel bir ada. Okumak için güzel bir ada.
No início a sua filha escrevia para ele, a cada semana.
Ada ölümleri
Embora em alguns casos, a vítima nem saiba que existam.
Ama çoğu vak'ada kurbanları onların varlığından bile haberdar değildir.
Ela à © engraà § ada.
Çok sevimli.
É uma ilha... feita de lixo!
Bir ada... çöpten yapılmış!
Esta nação insular é a fonte primária... De um perigoso e ilegal neo-esteróide.
Bu ada ulusu tehlikeli ve yasadışı bir neo-steroidin ana kaynağı.
Nenhum homem é uma ilha Isolada
" Kimse bir ada değildir Ne de bütünüyle kendisi
A ilha é pequena.
Burası küçük bir ada.
Existe uma terra, Senhor Maquiavel, composta de muitos principados...
Bir ada, Sayın Machiavelli, birçok beylikten oluşan bir ada.
Se me perguntarem onde fica? Vou dizer que é uma pequena ilha socialista no Caraíbas.
Küba ne diye sorarlarsa Karayiplerde küçük sosyalist bir ada, derim.
No final das contas esta ilha é uma merda. A única forma de sair é pelo mar.
Sonuçta, burası lanet bir ada ve buradan gitmenin tek yolu deniz.
A ilha pertence-nos.
Bu ada bize ait.
Esta ilha com mais de um bilião de estrelas, situa-se a mais de 2,5 milhões de anos-luz, mas a cada hora que passa, essa diferença diminui em 500 mil km.
Bu trilyonlarca yıldızın bulunduğu ada,... 2.5 milyon yıl ışık yılı uzaklıktadır. Fakat her yıl bu ara yarım milyon kilometre kısalmaktadır.
Estas duas ilhas com centenas de milhares de milhões de sóis, voaram através uma da outra, e a gravidade exerceu a sua influência puxando-as de volta uma para a outra.
Bu yüz milyarlarca güneşin bulunduğu iki ada,... birbirlerine doğru uçarken, yerçekimi gücü ile yakalanıp... tekrar sürüklenirler.