English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Aiden

Aiden traduction Turc

1,054 traduction parallèle
Aiden, analisei o perfume da mão do Melvin.
Aiden, Melvin'in elinden bir koku örneği aldım.
Estive a fazer o meu trabalho, Aiden.
Ben işimi yapıyordum, Aiden.
Aiden, é melhor dares a mão ao Flack.
Aiden, Flack'in elinden tutsan iyi olacak.
O Danny e a Aiden já estão a averiguar o local?
Danny ve Aiden şimdiden çalışmaya başladılar?
A Aiden encontrou na CODIS uma correspondência ao ADN do pauzinho do cocktail.
Aiden pipette DNA ( CODIS ) * eşleşmesi buldu.
Pede ajuda à Aiden.
Sen hallet. Destek için Aiden'i ara.
Sou eu, Aiden, óbvio.
Benim Aiden, açıkça görünüyor.
Aiden, escute.
Aiden, dinle beni.
- Ele chama-se Aiden Ford e está mal.
Onun adı Aiden Ford ve o hasta.
- Sim, meu Coronel.
Beni duyuyor musun? Evet Efendim. Aiden.
- Aiden, tu safas-te disto.
Bunu atlatabilirsin.
O Aiden e eu somos apenas primos, mas como ele não tem irmãos, nós nos tornamos muito próximos.
Aiden ve ben sadece kuzeniz, ama ağabeyi ve kız kardeşi olmadığı için çok yakınlaşmıştık.
É precisamente por isso que eu não quis que falasse com os avós do Aiden.
İşte bu yüzden sizin Aiden'ın büyükannesiyle konuşmanızı istemedim.
Sabe, o Aiden referiu-se a si naquela mensagem que enviou.
Aiden gönderdiği mesajda sizden bahsetmiş.
Aiden está a dizer-nos que há aqui Wraiths vivos, nesta caverna?
Aiden. Yani burada canlı Wraithler mi var demek istiyorsun?
Não devias ter feito isto, Aiden!
Bunu yapmamalıydın Aiden!
Ouve-me, Aiden...
Dinle, Aiden...
- Devias deixar o rádio ligado Aiden.
Telsizi açık bırakmalısın, Aiden.
Ponha-o no chão, Aiden. Ele só queria ajudá-lo.
Onu yere bırak Aiden, o sana yardım etmeye çalışıyor.
Aiden.
Aiden.
- Vou morrer, se não a tiver.
- Eğer almazsam öleceğim! - Aiden, ölmeyeceksin.
Aqui vem a Jody e Aiden, que vão entrar na casa pela primeira vez.
İşte Jody ve Aiden, ilk kez eve giriyorlar.
Aiden?
Aiden?
- Vou arrumar as coisas do Aiden.
Tamam. O zaman Aiden'ın şu eşyalarını kaldırayım.
Vai jogar à bola com o Aiden lá fora. - Certo.
Ben masayı hazırladım bile neden Aiden'la çıkıp top oynamıyorsunuz?
O Aiden convenceu-me.
Aiden zorla getirdi.
É o D. J. Pratt, o suspeito de violação da Aiden.
Adamımız, D.J. Pratt. Aiden'ın tecavüz zanlısı.
Prometi à Aiden que o apanhávamos.
Aiden'a, onu yakalayacağımıza dair söz verdim.
É este o nojento que matou a Aiden?
Aiden'ı öldüren pislik bu mu?
A Stella tem o caso, ela sabe o que fazer.
Davaya Stella bakıyor ve ne yapması gerektiğini biliyor. Söz konusu olan Aiden.
É a Aiden! É uma das nossas, Mac.
Bizden biriydi, Mac.
Até que ponto a conhecias?
Onu, ne kadar iyi tanırdın? Aiden'ı?
A Aiden? O suficiente para saber que se um de nós tivesse sido morto, ela não dormiria até o assassino ser apanhado.
İçimizden biri öldürülse, katili yakalanana kadar gözüne uyku girmeyeceğini bilecek kadar iyi tanırdım.
Ouviste alguma coisa em relação ao caso da Aiden?
Aiden'ın dosyasıyla ilgili herhangi bir gelişme var mı?
Notifiquei o pai da Aiden.
Durumu, Aiden'ın babasına bildirdim.
Mesmo assim podia ter morto a Aiden.
Yine de Aiden'ın katili o olabilir.
- Aiden?
- Stella.
Não, mas a Aiden andava.
Hayır ama Aiden ediyormuş.
Mac, e se o Pratt descobriu que era ela?
Mac, ya Pratt Aiden'ın o olduğunu öğrenmişse?
O D.J. Pratt matou a Aiden.
Aiden'ı D.J. Pratt öldürdü.
O D.J. Pratt é o principal suspeito no homicídio da Aiden, o que significa que o Charles Wright pode ter dito a verdade sobre o seu carro ter sido roubado.
D.J. Pratt, Aiden'ın cinayetindeki baş şüpheli. Yani Charles Wright, arabasının çalınmasıyla ilgili, doğruyu... -... söylüyor olabilir.
O Danny fala muito sobre ela... a Aiden.
Danny sürekli ondan bahsediyor. Aiden'dan.
Estamos exactamente onde estava a Aiden há 8 meses.
Aiden'ın, bu davayla ilgili sekiz ay önce bulunduğu noktadayız.
A Aiden era esperta, era uma óptima agente.
Aiden, zeki biriydi. Harika bir polisti?
A Aiden sacrificou a sua carreira tentando apanhar o D.J. Pratt.
Aiden, D.J. Pratt'i yakalayabilmek için kariyerini bile feda etti.
A Aiden saberia se ela se encaixasse no modo de actuar do Pratt.
Aiden onun, Pratt'in kurban profiline uyup uymadığını bilirdi.
O Pratt usou esta loura para atrair a Aiden para a sua armadilha.
Pratt bu sarışını, Aiden'ı tuzağa düşürmek için kullanmış.
Ele tinha a Aiden na mira.
Hedefinde Aiden varmış.
Aiden
Aiden.
Tu conheces-me, Aiden.
Beni tanıyorsun, Aiden.
- Aiden, não vai morrer.
Kes sesini!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]