Albert traduction Turc

Na África, a crescente precipitação faz inundar o Lago Vitória e o Lago Albert e forma o rio Nilo, no Egito.

Afrika'da artan yağış miktarı Victoria Gölü ve Albert Gölü'nün taşmasına ve Mısır'da Nil Nehri'nin oluşmasına neden oluyor.

Temos de manter o Dr. Albert afastado.

Doktoru buradan uzak tutmamız gerek.

Albert, não podes vê-la até eu confirmar o teu álibi.

Albert, olay anında nerede olduğunu öğrenene kadar onu görmene izin veremem.

Louis Pasteur, Charles Darwin, os irmãos Wright, Albert Einstein e Isaac Newton não fizeram as suas maciças contribuições para a sociedade por causa do próprio interesse material.

Louis Pasteur, Charles Darwin, Wright Kardeşler, Albert Einstein ve Isaac Newton topluma yaptıkları muazzam katkılarını maddesel bencillikleri yüzünden yapmamışlardır.

Nas palavras de Albert Einstein :

Albert Einstein'ın sözleri ile :

Verdadeiro? Obrigado, Albert.

Gerçekten Teşekkür ederim Albert

Albert, obrigado. Não te preocupes, querida...

Albert, teşekkür ederim Sana değil...

Sou eu, Albert.

Benim, Albert!

São espinhos?

Albert iyi misin?

- Albert. - O quê?

Albert Efendim?

E é a loucura aqui no Real Albert Hall.

Royal Albert Hall yerinden oynuyor!

Dr. Albert Hirsch.

Dr. Albert Hirsch.

Esta manhã, o FBI confirmou a morte do Dr. Albert Hirsch vítima de um ataque cardíaco num Hotel em Washington D.C.

FBI bu sabah Dr. Albert Hirsch'ün Washington, D.C.'deki bir otelde kalp sektesinden öldüğünü doğruladı.

- Olá, Albert. - Sra.

Bayan Neytonson.

Bem, eu gostava muito Albert.

Evet, bende istiyorum Albert, biliyorsun.

- Deixa-te disso, Albert. - Essas pessoas são abutres.

- Bu insanlar tıpkı akbabalar gibi.

Albert!

Albert!

Albert, por favor, vá lá!

Albert, dinle beni!

Vá lá, Albert.

Yalvarıyorum sana Albert.

Albert, por favor.

Albert, yalvarıyorum.

Albert Miduol.

Albert Miduol.

E tu, Albert?

Ya sana Albert?

Bem, graças aos teus selos eu registei a patente sob o nome de Albert Companhia, antes da TransWorld!

Bana verdiğin pulları satarak,... o parayla kremin patentini Transworld'den önce "Albert ve Şirketi" üzerine almayı başardım.

Vou para este na estrada Albert.

Doğu yakasında Albert Yolu üzerindeyim.

- Albert!

- Albert!

Mãe, o Albert voltou a atacar. É a segunda vez nesta semana.

Anne, Albert yine zıvanadan çıktı, bu hafta ikinci oluyor.

Vá, Albert!

Hadi Albert!

Albert, que tal vai isso, meu?

Albert, ne var ne yok dostum?

Vais acompanhar o Albert assim?

Albert'ı böyle mi gezdireceksin?

Tu tomas conta do Albert esta noite.

Bu gece Albert'a sen bakacaksın.

Querida, se tomares conta do Albert, amanhã assino a candidatura para a NYU.

Tatlım, bu gece Albert'a bakarsan yarın NYU başvurunu imzalarım.

A que horas se deita o Albert?

Albert kaçta yatıyor?

Albert, fazes ideia do que sacrifiquei para vir contigo?

Albert, bu gece burada olmak için neleri feda ettiğimi biliyor musun?

Albert?

Albert?

Albert, quero agradecer-te.

Albert, sana teşekkür ederim.

Albert.

Albert.

Albert.

Albert!

O Albert está viciado em refrescos.

Albert buzlu içecek bağımlısı.

O Albert adora aquilo.

Albert o yemekler için yaşıyor.

Foi o filme de terror do Albert.

Albert'ın izlediği korku filmi.

Tenho de ir deitar o Albert.

Albert'ı yatırmakla meşgulüm.

Temos de procurar o Albert e não posso fazê-lo sem ti.

Albert'ı bulmalıyım ve bunu sensiz yapamam.

A April encontrou o Albert!

April, Albert'ı bulmuş!

Vá, Albert, atende.

Hadi Albert, aç şunu.

Peço desculpa por ter perdido o Albert.

Albert'ı kaybettiğin için üzgünüm.

Albert, estás bem?

Albert, iyi misin?

- Não, disse... Albert!

- Demiştin ki...

Não, pare!

Albert! Bırak beni!

Não, Albert!

Hayır Albert!

Albert, vá lá!

Albert, bekle!

O Albert?

Albert?