Translate.vc / Portugais → Turc / Aliás
Aliás traduction Turc
3,825 traduction parallèle
- Não. Aliás, merece-a.
Harika.
Aliás, o negócio ainda é melhor durante a recessão.
Aslında, durgunluk döneminde daha iyi iş yapıyorlar.
Mas, aqui e agora, sinto mais amor, sinto mais aceitação, neste grupo de ódio do que eu jamais senti na igreja ou no basquetebol ou em qualquer lugar, aliás.
Fakat şu anda burada, bu nefret grubunda hissettiğim sevgiyi ne kilise de ne de basketbol takımında hiç tatmadım.
Aliás, eu descobri que o carnaval em Trinidad será quando estivermos lá.
Oh, and BT-dubs, oraya gitttiğimizde Trinidad Karnavalı olduğunu öğrendim. Aman Tanrım!
Aliás tenho uma missão para si, soldado.
Sana bir görevim var, asker.
Aliás, preferimos ser chamadas comissárias.
Bu arada uçuş görevlisi denmesini tercih ediyoruz.
Como vai ela, aliás?
O nasıl bu arada?
Ouro barato, aliás.
O da düşük ayardan.
Aliás, estás a deixar-me zangada.
Aslında, beni daha da kızdırıyor.
Aliás, até sei.
Aslında biliyorum.
Aliás, estará a quilómetros de distância quando roubarmos aqueles 50 mil. O Cullen está vivo?
Hem biz o 50 bin doları kapmışken o millerce uzakta olacak.
Aliás, vais ganhar 10 % que é o que nós ganhamos.
Hatta üstüne % 10 daha fazla isteyeceksin. Bizim sevk ücretimiz.
Aliás, é o primeiro encontro.
İlk randevumuz, aslında.
Aliás, já rapel a barba desde aquela fotografia.
O resimden sonar tıraş oldum bu arada.
Aliás, foi muito esperto em enganar-me para ter o terceiro encontro.
Kaşla göz arasında üçüncü randevumuza da başladın hani.
Aliás, sei que queria ver isto.
Bu arada, bunu görmek istediğinizi biliyorum.
Aliás, os três, pois deviam estar à mesa os meus três filhos, mas... A Jill foi deitar o Judas.
Çünkü masada üç oğlumun olması gerekiyordu ama Jill, Judah'ı yatırmış.
Eu sei que não é o momento certo para fazer isto. Aliás, é um momento péssimo, mas eu não quero saber.
Bunun doğru zaman olmadığını, hatta çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum fakat bu umurumda değil.
Aliás, é mais sobre o pai dele.
Aslında bu babasıyla daha ilgili,
Aliás, estás horrível.
Aslında, berbat görünüyorsun.
Aliás, ela nunca cumpre o que combina.
Aslında planlara uyduğu hiç görülmemiştir.
Aliás, estava atolado no lixo de Deus. Estive a matar monstros. Pensei que era isso que fazíamos.
Aslında ben tanrının çukurunda her zaman yaptığımız gibi yaratıkları öldürüyordum.
Aliás, ele é a mina de ouro.
O bombanın kendisi.
Aliás, está tudo ótimo.
Aslına bakarsan, her şey çok iyi.
Aliás, ela é que nos encontrou.
Aslına bakarsan o bizi buldu.
Não, aliás, esquece-te.
Hayır aslında ne var biliyor musun? Söyleyeceğini unut.
Aliás, tenho um tio preso em Sing Sing e que bem pode dizer adeus à vida.
Aslında Sing Sing de 10 yıldır L'chaim yapan bir amcam var.
Este também, aliás.
Burası da öyle, bu arada.
Aliás, ele ainda bebe.
Aslında o hâlâ içiyor.
Aliás, há uma história engraçada sobre a causa disso.
Aslında uykumu alamamamın ilginç bir sebebi var.
Aliás, achas mesmo que tens alguma hipótese com a April?
Bu arada, April'le şansın olabileceğine inanıyor musun cidden?
Não me alistei para isto! Ninguém, aliás.
Ben askere bunun için yazılmadım.
Aliás, estacionei o meu carro debaixo da ponte.
Şansa bak ki arabamı park etmek zorunda kaldığım yerden hem de.
Aliás, tu és o primeiro da minha lista.
Hızlı arama listemin başındasın.
Só que não será de Deus. Aliás, não será luz nenhuma.
Tek farkı bunu yapan Tanrı olmayacak ve aslında alacağın şey de ışık olmayacak.
Aliás, ele quer saber se podemos jantar no Lure às 18h.
Aslında akşam yemeğini 18.00'da Lure'da yapalım mı diyormuş.
Aliás, era "cigano".
Bu arada "Çingene'ydi."
Aliás, sim.
Evet.
Aliás, estou um pouco magoada por me achares tão fútil.
Açıkçası beni bu kadar sığ olarak görmene biraz incindim.
Aliás, eles deviam estar mortos.
Normal şartlarda ölmüş olmaları gerekirdi.
Aliás, obrigado por aquilo. Sinto-me muito melhor.
Bu arada belim için teşekkür ederim.
Aliás, como vai a tua mãe?
Bu arada, annen nasıl?
Aliás, bar aberto para todos os teus convidados depois da cerimónia. Por nossa conta.
Hatta, törenden sonra barı misafirlere aç bizden.
Aliás, fazê-lo assim seria inesperado.
Artı, bunu bu şekilde yapmak kesinlikle beklenmedik bir şey.
É muito bom ver-te, aliás. Já passou muito tempo.
Uzun zaman oldu.
Aliás, como vai ela saber?
Hem nasıl öğrenecek ki?
Aliás, estou a pensar num plano de impostos...
Aslında vergi planı hakkında da...
Belo local, aliás.
Bu arada, gerçekten güzel mekandı.
Michael, olha. O meu alias foi a Veneza em 2003.
Michael bak, 2003'de Venedik'e gitmişim.
Aliás, ela já me viu e sabe que as minhas pernas funcionam.
Ayrıca, kadın beni gördü ve bacaklarımın sağlam olduğunu biliyor.
NOME COMPLETO : VICTOR NARDIN ALIAS : VICTOR JONES
Pardon, pardon, yanlış ismi söylemişim, Victor Jones.