Translate.vc / Portugais → Turc / Ares
Ares traduction Turc
1,672 traduction parallèle
Isso é gás propano, não vão poder atirar ou vai tudo pelos ares!
Bu yanıcı gaz. Ateş etmezler. Bütün bina uçar.
Ponha a pistola no chão ou vamos todos pelos ares.
Ya silahı yere bırakırsın ya da hepimiz uçarız.
- E Ares, o deus da guerra?
- Ya Aries, savaş tanrısı.
Nunca te dês ares superiores.
Sakın beni aşağılamaya kalkma!
- Para mudares de ares!
Manzara değişikliği için.
Pensei que uma mudança de ares fosse o melhor para nós.
Hava değişikliğinin ikimize de yarayacağını düşünmüştüm.
Bowman, já pensou em mudar de ares?
Bowman, hiç yerini değiştirmeyi düşündün mü?
ele pode distorcer todos os ares do vento norte.
Kuzey rüzgarının tüm havasını değiştirebilir.
Ainda queres mandá-lo pelos ares?
Hala onu öldürmek istiyor musun?
Não, o Capitão gosta é de não arrastar o cu por estradas em que qualquer gajo ou o Qaddafi... nos possa mandar pelos ares.
Hayır, yüzbaşı otoyoldan gidip her Tom, Dick ve Kaddafi'ye kıçını tekmeletmekten hoşlanmıyor.
Tu matas-me, eu largo isto, vamos todos pelos ares.
Beni vurursanız. Bunu bırakırım. Her şey biter.
Afasta-te do Inteligência, vou usá-lo para mandar pelos ares a Coreia do Norte.
İSTİHBARAT'tan uzak dur. Kuzey Kore'yi havaya uçurmak için kullanıyorum.
Devias estar honrada em vez de te dares a esses ares.
Dostluğunuza güvenecek kadar safmışım madam.
Está sempre a tentar mandar tudo pelos ares.
- Kimya okuyor. Hep bir şeyleri havaya uçurmaya çalışıyor.
Mas até isso foi pelos ares quando a Elle descobriu mais informação.
Ama Elle'in verdiği haberler ümitlerimi kırdı.
Porra, pára com isso, vai tudo pelos ares.
Kes artık şunu Leito. 1 dakikadan az kaldı. Hepimiz öleceğiz.
Livrei o coiro de ir pelos ares?
Siz nasıl... Kıçımı havaya uçurtmadım mı?
São esses ares do Oeste que usas que te impedem de encontrar uma esposa, seu jovem tolo!
Şu takındığınız batılı edaları sizi bir eş sahibi yapmaya yetmiyor ama, hödükler!
A MI6 foi quase toda pelos ares.
- Ryan, benim Jack. MI-6 ofisinin neredeyse tümü havaya uçtu.
A MI6 foi quase toda pelos ares.
Neredeyse bütün MI6 ofisi yerle bir oldu.
- Impossível. A Air Tactical patrulha os ares.
Radarlar havayı izliyorlar.
O nosso fim-de-semana romântico foi pelos ares.
Romantik haftasonumuz iptal oldu.
Tu e os miúdos queriam mudar de ares e fazer algo divertido.
Değişik bir şeyler yapmak istediniz, eğlenceli bir şeyler. Bunu anlıyorum
Achei que lhe fazia bem mudar de ares e mandei-o para casa de uns parentes.
Hava değişimi iyi gelir diye düşündüm. Bu yüzden akrabalarının yanına gönderdim.
Se nos conseguirmos aproximar, podemos desencadear uma reação em cadeia que mandará a arma pelos ares.
Eğer yeterince yaklaşabilirsek, bu şeyi havaya uçuracak... bir zincirleme reaksiyon başlatabiliriz.
Caramba, seriam necessárias, pelo menos mil naves como a Enterprise para mandar um planeta pelos ares.
Bir gezegenin tamamını yok etmek... için Atılgan gibi en az 1,000 yıldız gemisi gerekir.
Não quero ver miúdos irem pelos ares, na Disneylândia.
Disneyland'de çocukların havaya uçmasını istemem.
Preciso mudar de ares!
Ortam değişikliğine ihtiyacım var. Bu yüzden...
E vou mandar isto tudo pelos ares se tentarem alguma coisa.
Eğer bir şey denersen bütün mekanı havaya uçururum.
Ele disse que ia mandar isto tudo pelos ares.
Bütün mekanı havaya uçuracağını söyledi.
- Não nos mande pelos ares.
- Bizi patlatmasına izin vermeyin.
Devia ter deixado o Jerry mandar-me pelos ares.
Jerry beni patlatmasına izin vermeliydim.
Ou o mande pelos ares.
Ya da havaya uçuracak diye.
A bolsa voou pelos ares.
Cüzdanım uçup gitti.
Gosto mais destes ares.
Buranın havası daha güzel.
Quando o ponteiro chegar aos 160, o Boss vai pelos ares.
Hız 150'yi buldu mu, Patron parçalara ayrılacak.
- Ares. Não, não. Isso está certo.
Hayır, hayır sorun değil.
O Ares vai mandar gente atrás de nós.
Aries arkamızdan adamlar gönderecekler.
- Ares existe um engenho que nos escuda das máquinas dos wraith.
Wraithlerin makinelerine karşı bizi koruyan bir cihaz var.
Temos de dizer ao Ares.
- Aries'e söylemeliyim.
- Ares, pára.
- Aries, hayır!
Ares!
Aries!
- Ares, aquilo resulta.
İşe yarıyor.
Quase que me mandei pelos ares.
Az kalsın kendimi havaya uçuruyordum. Ne?
A descarregar electrodomésticos, a levar os ares condicionados e outras cenas para os carros dos clientes.
Malzemeleri boşaltıyordum yada milletin arabasına klimaları falan taşıyordum.
Quando esta merda for pelos ares, vou dar-te uma tareia...
Bu saçmalık bittiğinde, o kıçını...!
Ele vai mandar isto pelos ares.
- Burayı havaya uçuracak, Al!
- Ainda nos manda pelos ares!
- Bizi parçalara ayıracaksın.
Um tiro errado e tudo irá pelos ares!
Bir kurşun isabet ederse hepimiz havaya uçarız.
Pelas correntes de Ares, o homem tem coragem.
Bu adam gerçekten yürekli!
Deixa estar, Ares.
Sorun yok Aries.