English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Aryan

Aryan traduction Turc

313 traduction parallèle
Os antigos inimigos do Norte e o Sul se unem de novo na defesa comum de seu direito Ariano de nascimento.
Kuzey ve Güney'in eski düşmanları, Aryan olarak doğmalarından kaynaklanan ortak hakkı korumak için yeniden biraraya gelirler.
E para você, Sra. Cooper-Cooper... Ofereço as nossas mais sinceras desculpas pela infeliz interrupção da sua bela canção.
Bayan Cooper-Cooper güzel aryanız şanssız bir şekilde yarıda kaldığı için en derin özürlerimi sunarım.
Não se enganem com este charme ariano.
Bu Aryan sevimliliği seni aldatmasın. ( Aryan : Saf beyaz ırk )
Diz que um não ariano que tenha relações sexuais com um ariano... deve ser punido com a morte.
Aryan olan biriyle cinsel ilişkiye giren tüm Aryan olmayanlar ölümle cezalandırılacaktı.
A defesa mostrará... que o médico pessoal de Ernst Janning que era um não ariano... judeu... que ele manteve por perto, apesar do perigo.
Savunma sizlere ayrıca Ernst Janning'in doktorunun da Aryan olmadığını gösterecek. Emrinde Yahudi çalıştırarak kendini tehlikeye atmıştı.
Foi no meio desta ária... que eu caí, assim. Morri de enfarte... provocado pelo excesso de peso.
Bir aryanın tam ortasında şöyle yüz üstü düşmüş aşırı kilom yüzünden kalp krizi geçirmiştim.
- Dê-me aí um nome bem ariano.
- Bana güzel bin Aryan adı söyle.
E ele disse-me que a clínica para crianças que começara em Hamburgo ia... ele ia ser destituído e que recebia cartas ameaçadoras que diziam que se ele pusesse as mãos em crianças arianas, teria problemas.
O da bana, Hamburg'da faaliyet gösteren kendisine ait çocuk kliniğinin faaliyetlerine son vereceğini, tehdit mektupları aldığını ve Aryan ırkından çocuklara bir daha elini sürerse başının belaya gireceğini söyledi.
Ele é óptimo, para quem gosta... do tipo alto, louro, prussiano, nórdico, ariano, nazi...
Uzun, sarışın, Prusyalı, İskandinav, Aryan Nazi tiplileri seviyorsan iyi.
A guarda de elite sonhada por Himmler fundava-se num passado lendário, na cultura de uma Alemanha Ariana, mais antiga.
Himmler'in, SS için tasavvur ettiği şeyler kökünü efsanevi geçmişinden alıyordu. Eski bir kültür olan Aryan Almanyası'ndan.
Jovens vindos de toda a Alemanha concentraram-se em Landsberg, o castelo onde Hitler, enquanto prisioneiro, havia concebido a sua teoria sobre uma Raça Ariana dominante.
Hitler'in, bir müddet tutuklu kaldığı ve üstün Aryan ırkı teorisini ortaya attığı Landsberg'deki bu kalede Almanya'nın her yerinden gelen gençler ortak hedefe doğru yöneliyordu.
A sua população não é ariana.
Nüfusu Aryan değildi.
Muitos dos ocidentais também eram arianos.
Çünkü batıdakilerin çoğu, Aryan'dı.
A Igreja Ariana de Cristo, Sr. Beck.
İsa'nın Aryan Ulusu Kilisesi, Bay Beck.
Chama-se Arjen Rudd?
Arjen Rudd sen misin? Aryan?
E, agora... passemos ao caso. Transportando latas de conservas para a igreja local, os meus queridos filhos, Bud e... a rapariga... viram o seu futuro maliciosamente desfeito pela impiedosa destruição de um supercarro ariano!
Şimdi davaya geçelim Yerel kilise gruplarına konserve gıda taşıyan sevgili çocuklarım Bud ve de kız aryan bir süper arabanın acımasızca saldırısıyla Geleceklerinden haince Mahrum bırakılmışlardır.
São os juros arianos, cabrão!
Aryan faizi, şerefsiz herif.
Estou diante da Paramount, junto a Madison Square Garden, onde se juntou uma grande multidão para protestar contra a primeira aparição em público de Donald O'Brien, o líder da facção regional do Meio-Oeste da União Ariana, e reputado como sendo o seu porta-voz mais carismático.
Kızgın göstericilerin sayılarının arttığı Madison Square Garden'a komşu Paramount'dayım ve burada, Aryan Birliği'nin dinsel kısmının OrtaBatı lideri ve onların en karizmatik sözcüsü olarak meşhur olan, Donald O'Brien'ın ilk kez halk önüne çıkışını protesto etmek için toplandılar.
O chefe da União Ariana vai discursar.
Aryan Birliği'nin başı konuşacak.
- O chefe da União Ariana,
- Aryan Birliği'nin başı.
Quem é o chefe da União Ariana?
Aryan Birliği'nin başı kim?
O Jerry é o chefe da União Ariana!
Jerry, Aryan Birliği'nin lideri.
Denominação mundial, raça ariana.
"Evet, Dünya Egemenliği, Aryan ırkı."
Aqueles ursos polares ali no canto, são os Aryan Vanguard.
Şurada köşedeki kutup ayıları, onlar "Aryan Vanguard" lar.
A Aryan Vanguard foi insultada.
Aryan Vanguard hakarete uğradı.
A única coisa que os Aryans querem é começar uma guerra entre os negros e os latinos.
Aryan'ların tek istediği siyahlarla esmerler arasında bir savaş başlatmak.
A Aryan Vanguard vai forçar o Carlos a investir contra a B.G.A. brevemente.
Aryan Vanguard'lar, Carlos'u BGA'ya saldırmaya zorlayacaklar.
Garanto-te que é o que os Aryans querem.
Seni temin ederim bu Aryan'ların istediği.
Não faz mal, Scott. Estás a falar com puro sangue ariano.
Konuştuğun saf Aryan kanı.
O ariano abdicou da pureza do seu sangue e, assim, perdeu o lugar no paraíso que criara para si mesmo.
Aryan kanının saflığından vazgeçti ve bu yüzden cennette k endisine yaptığı yeri kaybetti.
Fá-lo pela Nação Ariana!
Aryan U lusu için yap!
Então irás para a prisão, onde a poderosa Irmandade Ariana te fará desejar nunca teres nascido.
O halde hapse gideceksin ve oradaki sevgili Aryan Kardeşliği sana keşke doğmasaydım dedirtecek.
Agora o Beecher enfiou-lhe um estilhaço de vidro no seu olho ariano.
Şimdi ise Beecher'ın saf Aryan gözüne bir cam parçası saplanmış durumda.
- A Irmandade Ariana agradece.
- Aryan Kardeşliği sana minnettar.
Bons arianos
Güzel Aryan dölleri.
Eu corri na Fraternidade Ariana.
Aryan Kardeşliliğini yönetiyorum.
Das cinzas da Primeira Guerra Mundial, Adolf Hitler tentou construir uma sinistra nova ordem mundial, liderada por uma suposta raça de super-homens arianos. Espalhando um reino de terror como o mundo nunca vira.
Birinci Dünya Savaşı'nın küllerinden Adolph Hitler Aryan süper insanları denen ırk tarafından yönetilen dünyanın daha önce hiç görmediği bir dehşet hükümdarlığı yayan uğursuz bir yeni dünya düzeni inşa etmeye kalkıştı.
Como fonte inspiradora da cruzada diabólica de Hitler, encontrava-se a crença de que o puro sangue ariano estava a ficar contaminado pelas denominadas "raças inferiores" e que uma vez livre desses elementos estrangeiros, uma nova raça de super-homens arianos governaria o mundo.
Hitler'in şer mücadelesinin ilham kaynağı saf Aryan kanının üstün ırklarda muhafaza edildiği ve yabancı unsurlar elendiği takdirde yeni Aryan süper insanları ırkının dünyaya hükmedeceği inancıydı.
De facto, apossaram-se de qualquer crença que se pudesse adaptar à causa ariana.
Aslında Aryan davasına adapte edebildikleri inançları ödünç aldılar.
Estes sacerdotes sobreviventes, eram considerados pelos místicos como a raça original dos homens-deuses arianos, que se julgavam ser os antepassados de todos os povos da Índia e da Europa.
Mistikler tarafından, bu kaçan rahiplerin orijinal Aryan tanrı-insanlar ırkı olduğuna inanılır. Tüm Hint ve Avrupa halklarının atası oldukları söylenir.
Os nacionalistas, especialmente os que acreditavam na superioridade da raça ariana, sempre imaginaram uma ilha desaparecida, um mundo oculto, algum tipo de utopia.
Milliyetçiler özellikle de Aryan ırkının üstünlüğüne inananlar kaybolmuş ada, gizli dünya bir tür ütopya fikrini kabullendiler.
Que os míticos super seres da Atlântida acabaram por ir do Tibete até à Europa do Norte, e que os seus descendentes se tornaram nas raças nórdica ou ariana.
Atlantisli süper varlıklar Tibet'ten Kuzey Avrupa'ya ulaşmışlar ve soylarından gelenler Kuzeyli veya Aryan ırklarına dönüşmüşlerdi.
A busca para provar a superioridade da raça ariana tornou-se em pouco tempo criminosa.
Aryan ırkının üstünlüğünü kanıtlama arayışı kısa zamanda suça dönüştü.
Acreditavam que assim que provassem que os seus antepassados eram deuses, seria um simples passo recriar esta raça de homens-deuses arianos, por meio da reprodução selectiva.
Atalarının tanrılar olduğunu kanıtlamayı başarırlarsa seçici üremeyle Aryan tanrı-insanlarını tekrar yaratmanın basit bir adım olduğuna inanıyorlardı.
Estes futuros guerreiros teriam de ser bem educados e ser provenientes apenas de famílias de pura herança ariana.
Geleceğin savaşçıları iyi eğitimli olmalıydılar ve saf Aryan mirasına sahip ailelerden gelmeliydiler.
"As SS," disse-lhes ele, "têm um dever sagrado para com a sua nação e para com o seu Führer" "de conceber bebés arianos saudáveis."
"Sağlıklı Aryan bebekler sahibi olmak SS'lerin ülkesine ve Führer'ine karşı kutsal görevidir" diyordu.
Lebensborn foi criado para facilitar o nascimento, a habitação e a educação de tantos bebés arianos puros quanto possível.
Lebensborn, mümkün olduğunca çok saf Aryan bebeğinin doğumunu, bakımını, yetiştirilmesini kolaylaştırmak için oluşturuldu.
Ezra.
Onları birer Aryan haline getirmek için gözlerine mavi boya enjekte ederdi. - Ezra!
E bem tipico de ariana.
Yüz hatların, açık renk tenin... tipik bir Aryan'sın.
Ha algo em certas mulheres arianas... uma beleza pura e radiante... pele macia... e cabelos lisos... que me inspiram... a idolatrar a essa beleza.
Gerçek Aryan kadınlarında bir şeyler vardır. Saf ve parlak bir güzellik. Yumuşak bir cilt
Cabeças estreitas, membros compridos e características angulares.
Ekibin "Aryan fiziksel özellikleri" dediği dar alın, uzun kollar ve köşeli yüz hatları arıyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]