Translate.vc / Portugais → Turc / Astra
Astra traduction Turc
140 traduction parallèle
É a melhor refeição que já comi desde a Sala Arco-íris, em Astra, que mereceu duas estrelas no Guia do Gourmet da Galáxia.
Astra'daki Gökkuşağı Odasında yediğim yemekten sonraki en iyi yemek. "Gurme'nin Galaksi Rehberinde" iki yıldız parlaması kazanmıştı.
Podia ter feito um penteado em Astra, no Azoth.
Azoth'taki Astra'da saçımı yaptırabilirdim.
Per ardua ad astra.
"Per ardua ad astra."
Per ardua... ad astra.
"Per ardua... ad astra."
Eu sei que talvez não seja muito Astra, mas a visibilidade era má.
Anlıyorum, belki fazlaca Astra değil ama görüntü kötüydü.
Por exemplo, fazendo reverter imediatamente, para a Minculpop... um pré-financiamento de 3 milhões... para produzir 3 novos filmes da Astra Cinematográfica.
Örneğin, Popüler Kültür Bakanlığı sana Astra Yapım ile üç yeni film çekmen için üç milyon verirse...
O pessoal da Astra me devolverá o dinheiro em favor..... dos partisans, que é oportuno sustentar.
Astra'dakiler parayı destek olma amacıyla o partizanlara verecek.
E um Vauxhall Astra.
Ve bir Vauxhall Astra.
Quer dizer, é apenas um Astra.
Yani sadece bir Astra ama...
Alguém que tem um Astra!
Astra'sı olan biri!
Pessoas com Astras podem beber com a mão direita e cantar o que querem.
Astra sahibi insanlar, sağ elleri ile içebilir ve istedikleri şarkıyı söyleyebilirler.
O Johnno bateu no Dean Hurst e ele levou 300 pontos na cara e quando a mãe descobriu, cagou no Astra do pai dele.
Johnno, Dean Hurst'e çelme taktı ve suratına 300 dikiş atıldı ve sonra annesi farketti 67 00 : 04 : 48,900 - - 00 : 04 : 52,300 pis işlerini babasının Astra'sında yapardı.
Chamava-se Astra.
Adı Astra'ydı.
Só sei que, antes de ter conhecido a Astra, estava consumido pela paixão de criar.
... Astra ile tanışmadan önce yaratma tutkusuyla doluydum.
O cartão do metro passou perto do Astra Place, que é um local cheio de pequenos teatros.
Metro kartını, Astor Place durağında çok sık kullanmış. Orası küçük tiyatrolarla doludur.
Estão passando clássicos de Hitchcock no antigo Astra.
Tiyatroda Hitchcock klasikleri film gösterimi var.
Tenho aqui que ficou de encontrá-la às 19 : 30 no Astra.
Seninle özellikle konuşmak istedim. Çünkü saat 19.30'da onunla buluşacaktın.
Frank Lockhardt, proprietário dos Estábulos Ad Astra.
Frank Lockhardt, Ad Astra Ahırlarının sahibiyim.
Frank k Lockhardt, dono do Estábulo Ad Astra.
Frank Lockhardt, Ad Astra Ahırları'nın sahibi.
E um "Astra" arde com uma intensidade, e fugimos todos, tu ficas lá completamente pedrado!
Sonra bir Astra tutuştu ve tamamen alev aldı. Hepimiz sıvışmıştık tabii ama sen şoka girmiş bir şekilde öylece kalakalmıştın.
Quero falar com eles pessoalmente para conseguir contracto para a Astra, e depois farão de mim uma realizadora executiva.
Beni onlara tanıtmanı istiyorum, bizimle kontrat yapmalarını sağla ve onlar beni kesinlike yapımcı yapacaklar.
"Astra Productions".
"Astra Yapımcılık".
- De qualquer maneira, não conseguiria impedir a morte da rapariga Astra!
- Her şekilde de kızın ölümünü engelleyemezdin.
O nome dela... era Astra.
Adı... Astra'ydı.
Astra?
- Astra?
Sabes, os policias em Newcastle ainda estão á procura do homem que matou Astra.
Newcastle polisi hala Astra'yı öldüren adamı arıyor.
Pára, John! Não é a Astra.
Yapma John, o Astra değil.
Tenho noticias para ti, camarada! Vou buscar a Astra.
Sana haberim var dostum.
E depois vou buscar Nergal!
Astra için geleceğim. Sonra da o zebani için!
Quem é a Astra?
Astra kim?
Mas levou antes Astra? Sim.
- Ama o iblis yerine Astra'yı aldı.
Talvez nunca te perdoes pelo o que aconteceu a Astra, mas se quiseres dar á perda dela um significado, Então faz alguma coisa.
Astra'ya olanlar yüzünden kendini hiç affetmeyebilirsin ancak onun kaybının bir anlamı olsun istiyorsan bu konuda bir şey yap.
O que é mais do que a Astra teve.
Astra'nınkinden daha büyük bir şans.
Com tudo o que aconteceu, sabes, com a Astra... Eu precisava escapar, meu.
Astra'ya olanlardan sonra kaçmam gerekti dostum.
Astra?
Astra mı?
Estou a falar da Astra.
- Astra'dan bahsediyorum.
O que aconteceu com Astra não mudou em nada mesmo.
İnanılmaz. Astra'ya olanlar seni bir nebze bile değiştirmemiş.
A General Astra prometeu cuidar de todas as tuas necessidades neste mundo.
General Astra bu dünyada hepinizin ihtiyaçlarıyla ilgileneceğine söz verdi.
- Sou a General Astra.
Ben General Astra'yım.
Tia Astra.
Astra Teyze.
Em Krypton, lembro-me... da minha tia Astra e da minha mãe estarem sempre a discutir.
Krypton'da, hatırladığım kadarıyla Astra teyzem ve annem sürekli tartışırdı.
Quando perguntei à minha mãe porque é que elas nunca se entendiam, ela disse... que era porque a Astra não tinha fé nas pessoas.
Anneme neden geçinemediklerini sorduğumda Astra'nın insanlara inancı olmadığı için olduğunu söylerdi.
Então, fala-me da minha tia Astra.
O zaman bana Astra teyzemden bahset.
Também tiveram tempo para aprender a dominar as suas capacidades. Tia Astra.
Ayrıca güçlerini geliştirebilecekleri zamanları da vardı.
Tu morreste.
Astra teyze.
A Astra voltou e está a preparar alguma.
Astra geri dönmüş. Bir işler karıştırıyor.
Mas, de acordo com a I.A. da minha mãe, a ideia da Astra em ajudar pessoas em Krypton, era fazer explodir edifícios governamentais, então...
Ama annemim yapay zekasına göre Astra'nın Krypton'daki insanlara yardım etme fikri, hükümet binalarını havaya uçurmakmış.
Mas, não nos deveríamos concentrar na tia Astra psicótica que regressou para outra rodada?
Yalnız şu anda tüm dikkatimizi Psikopat Astra Teyze'nin şehre geri dönüş olayına vermemiz gerekmiyor mu?
A Astra é da tua família.
Astra senin ailenden.
Astra.
- Astra.
- Astra.
- Astra.