English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Bases

Bases traduction Turc

1,354 traduction parallèle
Duas bases para um só copo? O que acha?
İki tane koster, bir tane bardak?
As bases dos copos têm heroína.
Eroin testinde kosterler pozitif çıktı.
Passa droga atrás do balcão, metendo-a entre as bases dos copos.
Barın arkasında dağıtıyor. Uyuşturucuyu iki tane kosterin arasına sıkıştırıyor. Nasıl sattığı.
Quando vimos duas bases, presumimos que esteve outra pessoa no camarim, um fornecedor ou um consumidor, mas só esteve lá a vítima.
Stan Grevey'de iki tane koster bulduğumuz zaman orada iki kişinin olduğunu sanmıştık kullanıcı ve tedarik eden. Öyle değilmiş. Sadece bizim adam... kurban.
- Não era o único com duas bases.
Sadece o iki tane koster kullanan kişi değil, dostum.
O copo dela tinha duas bases.
İki tane koster ile içki içiyordu.
- Parece que há roncus nas bases.
Ciğerden hırıltı geliyor gibi
O que estou a tentar dizer é que me podia ajudar alguém com bases de matemática avançada.
Demek istediğim... yüksek matematik bilen birinden yardım alabilirim.
Quando saíres pisa estas bases para copos.
Çıkarken şu bardak altlıklarına bas.
Agora as bases estão cheias!
Lanet! Tüm kaleler tutuldu!
Traz bases para copos e canecas geladas.
Bardak ve altlık getir.
Bases Manchadas Estou farta de lhe fazer o trabalho sujo.
Onun ayak işlerini yapmaktan bıktım.
Muitos destes Jaffa tiveram de evacuar as bases rebeldes deles há alguns meses.
Bu Jaffa'nın pek çoğu isyan üslerini bir kaç ay önce terk etmek zorunda kaldılar.
Mas o Bernie Williams ganhou duas bases.
Bernie Williams 2'inci kaleye vardı.
Nenhum desses casos tem bases sólidas para ir a tribunal.
Ve senin davaların da mahkeme için yeterince kuvvetli değiller.
Homer, estávamos a limpar uma conduta de arrefecimento, na central, e encontrámos uma caixa de bases para tacos velhas.
Homer. Santralde soğutma kanalını temizlerken bir kutu tarihi geçmiş taco lavaşı buluk.
Acesso ilimitado a todas as bases de dados?
Tüm veritabanlarına sınırsız erişim.
"Tu és Pedro e sobre esta pedra edificarei a Minha Igreja e as portas do Inferno..." Contudo, duas linhas acima, no versículo 16, encontramos as bases da nossa fé :
"Sen Peter'sin, ve bu kayanın üzerine kilisemi inşa edeceğim." Ama iki satır önce, 16. mısrada, inancımızın esas temelini buluruz...
" Coloquem uma pedra por São Pedro, e colocarão as bases da vossa salvação e felicidade nos Céus.
"Aziz Peter için bir taş koyarsanız " cennetteki mutluluğunuz ve kurtuluşunuzun temelini atmış olursunuz.
Estava lá... as bases lotadas... No final do jogo.
Dokuzuncu devrenin sonunda tüm kaleler dolu beni bekliyordu.
Não tens bases...
Kanunî dayanağın yok....
"Precisas de saber bases"? !
* Prensiplerimizi hatırlatmam mı gerek?
Cruza em todas as bases de dados Kathy Duquesne e Roxanne Ballantine.
Kathy Duquesne ile Roxanne Ballantine arasında bir bağlantı var mı araştır.
Fala-se em abrir bases militares para os miúdos da escola... poderem praticar desporto.
Ve askeri üslerin açılış konuşması ile böylece yerel okul öğrencileri... sportif faaliyetlerine devam edebilecekler.
Para aproveitar as vantagens de um ataque surpresa, lançamos 12 bombas squadron de 3 bases aliadas.
Sürpriz bir saldırının amaçlarından faydalanmak için... yakındaki üç üsten 12 bombalama bölüğü gönderdik.
Mas ataques aéreos serão lançados de nossas bases da região aqui, aqui e aqui.
Ama ilk hava saldırıları bölgedeki şu, şu ve şu üslerden yapılacak.
O Pentágono informou-me agora que os bombardeiros não vão regressar às bases.
Şu Pentagon brifingini aldım. Uçaklar üslerine dönmemiş.
Ordenei o seu regresso às bases.
Üslerine dönmelerini emrettim.
Ela precisará de aceder às nossas bases de dados protegidas.
Evet. Güvenli veritabanlarımıza girmesi gerekecek.
O debate desta noite é crucial. Ela devia ter tido todas as bases protegidas e não tinha.
- Dinle, bu gece ki toplantı çok kritik ve en ufak içeriği bile gizlemesi gerekiyordu ama gizlemedi.
Comecei nas neurociências, com bases em Filosofia, tratei pacientes com traumas mentais durante 12 anos, até que uma noite, na l-95, me tornei um deles, um paciente com traumas mentais.
Sinir sistemiyle ilgilenmeye başladım. Felsefe de okudum. 12 yıl başından darbe alan hastaları tedavi ettim.
Verifiquei a amostra nas bases de dados disponíveis.
Numuneyi tüm veri bankalarında aradım.
Temos novas informações que identificam uma das bases deles.
Merkezlerinden biriyle ilgili yeni istihbarat aldık.
Vigiaram a casa até obteres bases sólidas para pedir um mandado.
Evi gözlüyorlardı. Sen yeterli kanıt bulup bir arama emri çıkartmayı başarana kadar.
Esperemos que este tipo conste numa das nossas bases de dados.
İnşallah adam veritabanımızda vardır.
- Viste nas bases de dados federais?
Bence bu işin arkasında o var. Diğer kurumların veri tabanlarından bir şey çıktı mı?
Quero o Rudy e a Alice a escutarem os telefones da casa do Purdy, do Johnny e aqui, para cobrirmos as nossas bases.
Rudy ve Alice, Purdy'nin orada, Johnny'nin evinde ve burada telefonun başına geçsinler. Her yeri tutmuş olalım.
Temos um homem com uma vida desmoronada, sem bases e muito, muito complicada, pois a sua vida baseia-se mais na vida das outras pessoas do que na sua.
İşte düzensiz, paramparça ve karmakarışık hayatı olan bir adam çünkü hayatını kendinden çok başkalarına adamışsın.
Se for preciso agir, vai tudo para bases militares, porta-aviões com aviões de reconhecimento, unidades de combate.
Harekete geçmek gerekiyorsa, bilgi askeri üslere keşif uçakları taşıyan gemilere ve hücum birliklerine iletiliyor.
A sua sequência de par de bases é mais próxima que a dos humanos e chimpanzés.
Baz çifti dizilişi ise oldukça yakın.. yani insan ve şempanzeler kadar.
Em parte... parece que ele ainda não afundou porque... eles não fazem propaganda de suas bases secretas.
Skarralılar galaksideki en geniş imparatorluklardan birini inşa etmeyi başardı. Kısmen... ve bunu yinelemeliyim zira onların gizli üslerinin yerini... ifşa etmezsek batacağız gibi görünmüyor.
Vá lá, passemos a palavra. Ponham as bebidas nas bases, por favor.
İçkilerinizin altına bardakaltlığı koyacaksınız.
Ele posicionou-se, e não estava ninguém nas bases, então lancei quatro bolas.
Sonra, bir ara levhaya koştu, ana çizgide kimse yoktu.
Eu tenho bases para pratos?
Tabak altlığım var mı?
- Com que bases? - Bom...
Neye dayanarak?
As bases estão carregadas, assim como o Kresky.
Kaleler dolmuştu.
Não tem grandes bases.
Çok zayıf hikaye.
O Fitzhugh investigou todas as bases de dados.
Fitzhugh evini falan araştırıyor.
As bases de dados da Polícia não têm nada.
Her neyse, bütün GBT taramaları hiç sonuç vermedi.
Este assunto do sarin é muito sério. Por tanto, o jogo das bases de dados estarem inacessíveis... ou informação a ser ocultada tem de parar.
Bu yüzden limitini doldurmuş bilgi kaynaları hilesini veya istiflenmiş bilgiyi durdurulmalı.
As bases são para se usar, pessoal.
- Bardakaltlıkları şurada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]