Translate.vc / Portugais → Turc / Basta
Basta traduction Turc
16,653 traduction parallèle
Não o conheço, mas basta olhar para ele para notar.
Kim olduğunu bilmiyorum ama tek bakışla söylebilirim.
Basta-lhe saber que o Frank Castle o procura.
Bütün bilmen gereken Frank Castle'ın onu istediği.
Basta!
Yeter!
Basta de falar borradas.
Gizli saklı meseleler yok.
Basta de bebidas.
Daha fazla içki yok.
Basta de linhas borradas.
Daha fazla sarhoş kafalar da yok.
Basta de tentar dormir comigo.
Daha fazla benimle yatma çabarı da yok.
Certo, basta disto.
Tamam, bu kadarı yeter.
Basta de pornografia.
Bu kadar porno yeter.
Basta ficar sentado e vamos obter o que queremos.
Biraz sabredin, sonunda hepimiz istediğimize ulaşacağız.
Muito bem. Basta de falar do tipo morto.
Ölen adamı bırakalım şimdi.
Basta de sermões, pregador!
Bırak şu vaazları, Peder!
Conheço a Biblia por dentro e por fora, por isso se precisares de um consultor, basta avisar-me.
İncil'i hatim etmiş biriyim o yüzden eğer danışmana ihtiyacın olursa haber vermen yeterli.
Basta de comportamentos estranhos.
Tuhaf davranmayı kes.
Por isso, homem pregador, basta de falar de mim, e vamos falar sobre os teus segredos obscuros e imundos, sim?
Hadi ama vaiz, benden yeterince konuştuk. Biraz da senin karanlık tarafından bahsedelim.
Basta de promessas.
Başka sözler verme.
Basta disso.
Annen burada. - Bu kadar yeter.
Basta que os outros sócios votem.
Tek gereken diğer ortaklardan bir oy.
Basta pagar os portes.
Farklı ödeme seçeneklerimiz mevcuttur.
Vá lá, Terrel, basta.
- Sabrımı taşırıyorsun Terrell.
Basta!
Yeter.
Basta de sutiãs!
Artık sütyen yok!
Retroceder, não! Já basta!
Geri dönmeyeceğiz!
Já basta! Retroceder, não!
Geri dönmeyeceğiz!
Basta o primeiro nome aqui.
Adınız burada yeterlidir.
Basta voltar à esquerda no fim do bloco e seguir as indicações na estrada do circuito norte.
Bloğun sonundan sola dön ve Circuito Norte Yolu tabelalarını izle.
Basta de engonharem.
- Oyalandığınız yeter.
É quanto basta.
İhtiyacımı karşılar.
Bem, basta pensar em tudo que voce fez em seus 30 anos.
Sadece, 30 yılda neler yaptığını bir düşün.
Basta!
Yeterli!
Água basta, obrigado.
Su iyi, sağ ol.
Não, basta carregares neste botão aqui, fechar e zás-trás, está tudo.
Yok, sadece buradaki düğmeye bassan yeter ve, sıkıntı yok.
Basta fechares a porta.
- Kapıyı kapalı tutsan yeter.
- Sim, é ali, basta...
Evet, hemen yukarda.
Basta uma pedra.
Taş bulsa yeter.
No início, sim.
İlk başta, evet.
Basta disto.
Yeter konuştuğun.
Ele não sabia disso no inicio.
- Başta haberi yoktu.
Basta.
Buraya kadar.
Basta, Mazikeen.
Yeter Mazikeen.
No início, pensei que voltassem a fazer-me um teste.
Başta belki de beni gerçekten yeniden test ederler sandım.
É como aqueles posters do Olho Mágico dos anos 90, em que, primeiro, achamos que é estática colorida.
Doksanlı yıllardaki optik illüzyon posterleri gibi. Başta sadece durağan renkler olduğunu düşünüyorsun.
Ao principio, era apenas uma mordida de um cão.
İlk başta, basit bir köpek ısırığıydı.
É quanto basta.
İhtiyacım olan tek şey bu.
Para sermos justos, já não havia muitos.
Dürüst olmak gerekirse, en başta da o kadar çok değillerdi.
Ele foi útil para nós no início.
İlk başta işimize yarıyordu.
Basta pressionar o botão play.
Evet, yapacağım.
Basta deixá-lo acontecer, Gracie-loo-hoo.
Karşı koyma Gracie.
Por favor, Helen, basta fazer isso.
Bize onu getir.
Tinha uma teoria interessante sobre a razão por que foi preso.
İlk başta nasıl paketlendiğimize dair çok ilginç bir teorisi mevcuttu.
No início, sentia que me tinhas traído, mas agora que sei que estão numa relação, sinto-me melhor.
İlk başta aramızda bir düşmanlık hissi vardı ama şimdi sen ciddi olduğun için etkisi yumuşadı.