Translate.vc / Portugais → Turc / Bide
Bide traduction Turc
170 traduction parallèle
- O Bide está a tratar do ouro.
- Bide altınla ilgileniyor.
O Bide emprestou-me.
Bide bana ödünç verdi.
Macomb, Bide. Cabo.
Macomb, Bide.
- O Bide tem boa pontaria.
- İyi nişancı.
- Bide, o rio é fundo?
- Bide, dere ne kadar derin?
- Bide, dê-me a sua arma.
- Bide, silahını ver.
Veja o que eu consegui.
Bide benim yanımdakine bak!
Principalmente quando fazíamos amor e sentia a tua indiferença e quando te via nua no bidé, depois, a lavar a coisa nojenta que eu depositara dentro de ti.
Özellikle de seviştikten sonra senin ilgisizliğini hissettiğim zamanlarda. Ve banyoda, çırılçıplak bidede oturduğun benden aldığın ve çok kötü koktuğunu söylediğin o berbat şeyi yıkayıp durduğun zamanlarda.
Devia ver o modelo que o Ryley possue.
Bide Riley'nin bodrum katındaki büyük olanı görmelisin!
E dizem que nós e que somos malucos.
ve bide bize deli derler. Yani?
Não quero ter que encontrá-los também.
Buralarda bide sizi aramayacağım.
- E chamam-lhes Serviços Secretos.
- Bide buna istihbarat diyorsunuz. - Bu kadar yeter, Teğmen.
Sabes, tem torneiras bailarina e um bidé...
Balerinden muslukları ve bidesi var.
Diga ao Senhor La Forge e ao resto da equipe.
Bunu bide Komutan La Forge'a ve takımada söyleyin...
Vou fazer-lhe um "pote" francês...
Ona Fransîz usulü bir klozet de yapacağîm. Hani şu bide dediklerinden.
Não sei, ainda tenho que colocar os acessórios, os acentos e tudo. E depois, pintá-la.
hala çalışıyorum bazı parçalar eksik, oturacak yer falan bide boyası
- Precisas ficar, fazer trabalhos... ajudar a mãe com as galinhas. - Ainda sou pequeno, não é? Toma.
- hayır, sen kalmalısın gazete işi için bide annemle birlikte tavuklara bakmalısın - ve yeterince büyük değilim bak. bunu istermisin?
- O bidet?
- Iıı... bide.
- Bidet?
- Oh, bide mi?
A imagem de si de pé com um ar triunfal na demonstração.
- Oh, bide sizin bir fotoğrafınız zaferle sonuçlanmış bir hovertank testinden sonra çekilmiş fotoğrafınız.
E as orquídeas, Kes?
Ve bide orkideler, Kes?
De qualquer forma, a próxima paragem era na "Bide-a-While" que pertence e é gerida por por Risa e Wendell Walker.
Neyse, bir dahaki durağım Risa ve Wendell Walker'ın... sahibi olup, işlettikleri "Ufak Bir Mola" nın karşısındaydı.
Ainda sou "quem espatifou o bidé".
Ben hala "bideyi kıran kişiyim."
O correios e os recados estão na sua secretária juntamente com o orçamento para o novo trimestre. E, surpresa, os esgotos dos duches das raparigas estão entupidos.
- postanız ve mesajınız ve de yeni küçük bütçenizde masanın üzerinde, ve bide, müjde kızların banyolarındaki atık su borusu tekrar tıkanmış.
É pequena e não tem cozinha.
Evi çok küçük ayrıca mutfağı bile yok.Bide zavallı oğlum..
Vamos ver o que esta interface neurogênica pode fazer.
Bide sinirsel arayüzün neler yapabildiğine bakalım.
É casado com a Jackie.
Jackie ile evleniyorsun bide.
Oh, espera até eu contar à tua mãe!
Bide annen duysa kim bilir nasıl olur.
Porque é que eu não tatuo um grande L ( loser ) na minha testa já que lá estou?
Bide alnıma kocaman bir L harfimi kazısam
E é você o génio...
Bide dahi olacaksınız.
Um bidet.
- Bide.
E um bidet.
- Bide deniliyor.
Oh, sim, isso mesmo!
Ah tamam, bide!
E traga pão de alho.
Oh, bide sarımsaklı ekmekte getir.
- Um bidé.
- Taharet lavabosu.
há apenas um maldito lagarto no bidé e metade dos quartos têm duas reservas, mas, de qualquer forma, não podemos dormir, por causa do ruído permanente dos martelos pneumáticos nas fundações do hotel ao lado.
Yan tarafta otelin temelinin 24 saat sürekli kazılması yüzünden uyuyamazsınız.
E se tivermos um convidado nocturno, pode sempre deitar-se no bidé.
Yatıya misafirimiz gelirse de klozetin üzerine kıvrılıverir artık.
tinha ouro toda a cobertura da minha nave tinha ouro excepto o bidé esse era de prata
Altınım vardı. Geminin tamamı altından yapılmıştı. Koltuğum hariç!
Uma retrete e um bidé.
Biri tuvalet diğeri taharet için.
E chocolates.
Oh, bide çukulata.
Trá-lo até ao bidé, segura-lhe na piça com as mãos, aperta com força e espreme-a até abrir o canal uretral.
Müşteriyi lavaboya getir, sikini tut yıka ve başına dikkatle bak.
Um bidé de 1920.
1920 model bir klozet.
Sabes, para cá vir, nem tive tempo de usar o bidé.
Burada duş almamın sakıncası var mı? Evden o kadar acele çıktım ki.
Mesmo antes de lavar o rosto, a primeira coisa a fazer, é usar sempre o bidé. Nunca se sabe!
Her zaman yüzünü yıka hatta en iyisi duş al.
O Bidé e a Banheira do Beck. Império dos dispositivos eléctricos para casas de banho.
Beck'in Banyo Dünyası, banyo mobilyaları mağazası.
O bidé não está com problemas, pois não?
Küvette bir sorun yok değil mi?
Agora é a nossa vez.
Şimdi sıra bide.
Claro. Se precisarem de mim, estou no bidé.
Bana ihtiyacin olursa tuvalette olucam.
Os dois rapazes e a outra.
İki oğlan bide öteki.
Não, na verdade o bidé de elevar é que foi trágico.
Aslında trajik olan açılır küvetti.
- E um bidé desses.
- Ve şu taharet küvetlerinden biri.