Translate.vc / Portugais → Turc / Bois
Bois traduction Turc
320 traduction parallèle
Morreram os bois e as pessoas e o líder decidiu ir até Zvenigora para cobrar tributos.
Öküz öldü ve insan öldü, şef Zvenigorayı durdurmaya karar verdi. Sef bu ağırlığa sahipti.
Eu vi-te uma vez no bosque.
Seni bir defasında Bois'da görmüştüm
- Bois de Vincennes!
- Bois de Vincennes'e.
- Quantos bois passarão?
- Kaç tane hayvan geçiyor ordan?
Aproximei-me de um táxi e disse : "rue du Bois, 88"... e aqui estou eu.
Bir taksiye bindim, "du Bois caddesi 88" dedim... ve işte buradayım.
Com dois bois e um grande cão amarelado
Bir çift öküzleri, havlayıp duran koca bir köpekleri
Bois Chihuahua.
Chihuahua sanırım.
Allen, você se junta no mesmo lugar com os bois do planalto.
Allen, sende aynı yerde onlara katılacaksın.
Vamos apanhar um táxi para o Bois.
- Taksiye atlayıp Bois'ya gidelim. - Olur.
Mas colocaram a carroça à frente dos bois.
Siz arabayı atların önüne koymuşsunuz ama.
O que é'pôr a carroça à frente dos bois'?
"Arabayı atların önüne koymak" ne demek yahu?
Iremos saír. Faremos desta noite uma festa. Vestimo-nos bem e vamos para o "Pré Catalan" no Bois.
Dışarı çıkarız, bu gece biraz eğleniriz, yemek için giyiniriz,
Vais adorar, Marie. Passarás uns bons momentos.
Bois'deki Pre Catalan'a gideriz, orada çok iyi zaman geçireceksin.
Aquela chave para outra porta na Avenue du Bois.
O anahtar Avenue du Bois'da bir kapınındı.
Arranja-se chuva, não um aguaceiro, mas sim uma chuvarada decente, e acha-se uma rapariga, muito simpática para passear de táxi no Bois de BouIogne.
Kendine çiseleyen değil iyi yağan bir yağmur bulursun..... ve çok sevimli birini bulursun ve..... onu taksi ile Bois de Boulogne ormanında gezdirirsin.
Ele matou quatro bois.
Sığırlarımın dördünü öldürdü.
Esses bois só vão parar quando chegarem ao rio e levarem a cerca.
Irmaka kadar durmayacaklar! Ve telleri onlarla birlikte alacaklar.
Vais fazer esses bois mudarem de rumo quando vierem para cima de nós?
Yani sana doğru geldiğinde bastıracak mısın?
Nada além de carro de bois consegue atravessar aquela selva.
Öküz arabasından başka ormanı geçebilecek bir şey yok.
Olhe, pai, os seus bois premiados.
Hey baba, ödüllü boğan. Hepsini birden öldürmüşler!
Não prendereis os bois que pisam o milho, fazendo palha para os tijolos do Egipto, nem poupareis os braços que separam o milho incansavelmente ao vento, que separam o joio do trigo, trigo carregado incansavelmente às costas de inúmeros escravos, dos barcos sobrecarregados do Nilo para as margens repletas de gente.
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın.
Posso dizer-te que ela não está para aturar os palermas dos bois.
Bir şey daha söyleyeyim, aptal boğaların küstahlığını yapmaz.
Os bois se dão bem com as ovelhas e as ovelhas se dão bem com os bois.
Sığır ve koyunlar hep birlikte olabilir.
pela via da Bois.
- Ormandan geçeceğiz.
- Não ponham o carro à frente dos bois.
- Şimdi acele etmeyin.
Um tipo gosta de matar bois, estimula o apetite.
Burada dostlarımızı yaralayan boğa, bizi de yaralamak ister
Quando passeio em Boulogne Com este ar independente...
Bois de Boulogne boyunca yürürken Ayrı bir havayla
Em Paris, nomeadamente, um decre - to policial de 25 de Agosto de 1958 proíbe o estacionamento ou a deambulação com intenção manifesta de se prostituir a certas horas no Bois de Boulogne, avenidas circundantes e Campos Elísios.
Örneğin Paris'te, 25 Ağustos 1958'de hayata geçirilen bir polis düzenlemesi, belli saatler arasında, Bois de Boulogne ve... Şanzelize civarında, malûm maksatla vakit geçirmeyi yasaklar.
E exageraram no Bons Bois.
Bons Bois dozu da çok fazla.
Para sobremesa, um montao de bagas silvestres...
Tatlı olarak da kocaman bir tabak fraises du bois...
Vendes a tua carroça e voltas para casa com os bois.
- Ne? Sadece arabanı sat ve öküzlerinle birlikte eve dön.
Estás bem? Não, não estou nada bem. Disseram-me que podia vender a minha carroça, mas ninguém me quer comprar a carroça, e eu preciso dos meus bois.
- Hayır değilim, bana arabamı satabileceğimi... söyledi ama kimse satın almak istemiyor, ve hepsi onun yüzünden!
Espero por ti no Hôtel du Bois, rue Fromantin.
Seninle Hotel Dubois'de buluşacağım. Fromentin Caddesinde.
Não podemos pôr a carroça á frente dos bois.
- Her şeyin bir sırası var.
Procura mulheres no Bois de Boulogne, mas até onde nós sabemos, ele não tentou matar nenhuma.
Bois de Boulogne'da kendine kızlar buluyor, ama şu ana dek hiçbirini öldürmeye kalkmadı.
Mas com bois e carroças com agricultores e populares é... Há poucas chances.
Ancak bu öküzler ve arabalar, çiftçiler, şehir hayatına alışık insanlar için... çok riskli.
Levantem esses bois.
Şu öküzleri ayağa kaldırın.
preciso de todos vocês, trabalhando juntos para levar essas carroças e bois por esse rio a caminho do Oregon.
Hepbirlikte çalışarak, arabaları ve hayvanları, nehrin yanındaki, Oregon'a giden yola indiririz.
Então um Chirucahua ofereceu dez bois pela sua família.
Devam et. "Fiyatı çok yüksekti..." Evet çok yüksekti.
É covarde. Vamos dar nomes aos bois.
Haydi bundan böyle doğru adını koyalım gitsin.
Achei que estaria cá às 20h00. Não sabia que iria parar a Boston, depois, tomar o carro de bois para Nova lorque e andar num temporal!
Sekizde burada olurum sandım, ne Boston'a uçacağımı bilmiyordum, ne de sığır vagonuyla New York'a gelip, kasırgada yaya kalacağımı!
Depois de tudo por que passei, imagine que era morto por um carro de bois!
Başıma gelen onca şeyden sonra at arabasının altında kalacaktım.
- Pões o carro à frente dos bois.
- Çok fazla gelecek önemsiyorum.
depois de quatro anos, não temos bois e devemos 70 tálios reais mais.
4 yılın sonunda elimizde bir öküz bile yok ve 70'riksdaler'içerdeyiz.
"Estás a pôr o carro à frente dos bois".
- Atı tutmadan binemezsin! - ve doğru dedim
E eu disse : "É isso!" Neste caso, os bois estão à frente do carro.
- Bu davada ata tutulmadan binilmiş.
Aí está o carro à frente dos bois.
- oysa önce atı yakalamasınız.
Nosso contratante de rodeio... responsável por todos os cavalos... bois e touros Você está prestes a ver : Buck Roane.
Ve rodeo atlarımızı tedarik eden kişi, görmek üzere olduğunuz zıplayıp duran bu atların, öküzlerin ve boğaların sorumlusu Buck Roan.
Se as ovelhas tivessem uma doença que fosse má para o gado, Jim Davidson já estarias há muito a enterrar bois.
O koyunların taşıdığı hastalık sığırlar için tehlikeli olsaydı Jim Davidson, çoktan hayvanlarını gömmeye başlamıştın.
O Pat e a Patty, os nossos cavalos, não eram muito fortes para puxar o arado e alisar a terra, e por muito que pedíssemos que não o fizesse o pai trocou-os por um par de bois com o Sr. Hanson.
bize bir ev inşa etmek için gerekli ahşabı almak için. Çiftlik atlarımız olan Pet ve Patty, babamın çayırdaki otları kırpmak için ihtiyacı olan sabanı çekecek kadar büyük değillerdi. Onlardan ayrılmak üzücü olsa da, babam onları Bay Hanson'a bir çift öküz için sattı.
Enquanto andava pelo Bois Boulogne com um inde...
Şimdi hep birlikte.