Translate.vc / Portugais → Turc / Bola
Bola traduction Turc
11,941 traduction parallèle
Tentámos uma bola. É suposto ser um tipo do desporto.
Birde spor adamı olacak.
Acho que nunca tinha tocado numa bola.
Daha önce bir topa dokunduğunu bile düşünmüyorum.
Não, não... O Alexander já tinha a bola.
Top önce Alexander'daydı.
Ele... Ele dizia, "Diz-me três coisas." E tu dizias, "Uma bola, um gato e o Roger."
"Bana üç şey ver." derdi ve sen de "Top, kedi ve Roger." derdin.
Então ele... Inventava um conto sobre uma bola que tinha um gato chamado Roger.
Sonra da Roger isimli evcil bir kedinin sahip olduğu top hakkında bazı hikâyeler uydururdu.
Isso tem que ver com as vezes que bates na bola para a meter no buraco.
Atış hesabı topu deliğe sokmak için ne kadar vuruş yapılması gerektiğidir.
Ela nunca viu a bola cair em Times Square na véspera do Ano Novo.
Yılbaşı Gecesi, Times Meydanı'nda olan Küre İnişi'ni hiç görmemiş.
Como podem ver, a famosa bola de Ano Novo, que é exibida na viragem do ano, não está no seu sítio.
Gördüğünüz gibi, bütün yıl boyunca görüntülenen ünlü Yeni Yıl Küresi... ı... henüz yerini almamış bulunmaktadır.
Para prevenir o sobreaquecimento da bola, um gás refrigerante será injectado na bola pouco antes de ser anexado ao mastro.
Aşırı ısınmasını önlemek için ise az önce üs tarafından soğutucu gaz tankları monte edildi.
Deixe-me ver na minha bola mágica para descobrir.
Dur sihirli küreme bakıp bulayım.
Espere um pouco, não tenho uma bola mágica.
Bir saniye, sihirli kürem yok benim.
Quero dizer, umas noites antes disso, eu... encontrei-o enrolado numa bola, debaixo da pia do banheiro. A falar com ele próprio.
Ondan birkaç gece önce onun banyo lavabosunun altında bağdaş kurmuş bir şekilde ağlayarak kendi kendine konuştuğunu gördüm.
Echo Choir foi comprometido, vamos pôr a bola a rolar.
Yankı Korosu ifşa oldu. Top sahada artık.
Vamos pôr a bola a rolar.
Top sahada artık.
Vamos pôr a bola a rolar.
Top sahada artık. "
E de novo com Rams e Chargers. Mark Bulger vai entregar a bola para Tony Fisher.
Tekrar Rams'lerin Chargers'larla oynadığı maçtayız.
Se fores apanhar a bola, o Senhor tem que te cobrir.
Eğer doğru zamanda yakalanmak istiyorsan, Tanrı kıçını korusun...
Se voltar para meu lado da bola e ficar com a boca calada.
Topun bana dönük olan kısmında kalıp sadece çenemi kapalı tutsaydım hem de.
Vai á bola!
Dikkatli ol! Dikkatli ol!
Uma bola de basquetebol pesa entre 550 e 650 gramas.
Bir basketbol topunun ağırlığı 550 - 560 gramdır.
Sabes quanto pesa uma bola de voleibol?
Voleybol topunun ağırlığını biliyor musunuz?
É longe demais para atirar a bola de malabarismo, mas pensei arranjar um avião telecomandado e fazer passar o fio.
Doğru, jonglörlük topunu fırlatmak için fazla uzak. Ama şöyle düşünüyordum telsiz kontrollü uçak alırız ve onu aradan uçururuz. Fantastik olacak.
Brinca com a bola.
Topla oyna.
Parece que engoli uma bola de basquetebol.
Basket topunu yutmuş gibiyim.
Vamos jogar à bola.
- Kickball.
- Tipo... como costumávamos jogar... - À bola. Meu Deus...
NasıI alışığım, kickball oynamaya.
- Sim. - Vamos jogar à bola.
Kickball oynayacağız.
Pronto, tu vais buscar a bola, e uns cones.
Evet. Pekâlâ, topu al, koniler kap...
- Muito bem, podes ir à loja comprar uma bola, uns cones e algumas cervejas?
Pekâlâ, Big 5'e gitmelisin bir kickball ve koni bulmalısın... -... belki bira da kaparsın?
Nós vamos jogar à bola.
Biz de kickball oynayacağız.
Entrei como uma bola de demolição Nunca bati tão forte no amor
Yıkım güllesi gibi indim Aşkı ilk kez böyle yendim
Tão sério como uma bola de demolição.
Bir yıkım güllesi gibi hazırım.
Assim que corre, acerta na bola.
Koşucuları aradan geçti.
Ele corre e corre com a bola.
Çocuk son yardaya girdi, koşuyor da koşuyordu.
A bola é minha!
O benim topum!
A bola é dele, é um garoto.
Top onun topu, bu çocuğun.
Dá-lhe a bola. Devolve-lhe a bola.
Topu ona geri ver.
A bola é dele, é um garoto.
Geri ver. O top bu çocuğun.
Nikola, eu arranjo-te uma bola. Uma bola nova.
Nikola, sana yeni bir top bulacağım?
Apanhas uma bola e eu trago-te de volta.
Sen topu seç, ben de geri vereyim sana.
Além da corda preciso de uma bola, câmbio.
Halatın yanında bir de topa ihtiyacım var.
Bola.
Top.
Uma bola de futebol.
- Pakistan. Futbol topu.
Ele disse bola, certo?
Top dedi, doğru mu?
Tu ficas com o Eldar, eu vou lá dentro buscar a bola, está bem?
Eldar'ın yanından ayrılma, ben içeri giriyorum top için, tamam mı?
Bola?
Top?
Sinto muito, Nikola, não há bola.
Üzgünüm Nikola, top maalesef yokmuş.
Preciso da minha bola.
Topuma ihtiyacım var.
Foi na bôla de carne?
Köftede miydi?
O que estava na bôla de carne?
- Sence köftede ne vardı?
Toda a gente a puxar para si. Não há bola.
Top yok.