English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Boom

Boom traduction Turc

1,057 traduction parallèle
Agora vês, agora não. E bum!
Şimdi gördün, şimdi göremedin ve boom!
Boom!
Bum!
Tudo o que tem a fazer é rolar isto até aos portões e boom, está dentro da cidade.
Tek yapmamız gereken geçide yuvarlamak ve buum, şehre girersiniz.
Bum, bum.
Boom, boom.
Estamos naquela esfrega e de vez em quando eu grito BUM.
Bir aşağı bir yukarı düzüşürken ben arada "boom" diye patlıyordum.
Ka-Boom!
Patladı!
Será que o pequeno camarada caiu e fez boom?
Küçük arkadaşımız düştü ve gümledi mi?
Boom Boom " apanhou-o agora!
"Boom Boom" şimdi onu sıkıştırdı!
Boom Boom " apanhou-o
"Boom Boom" onu sıkıştırdı.
Bem, ele e o "Boom Boom" Mancini.
Pekala... o ve Boom Boom Mancini.
Adoro quando tu bates nas pessoas, Julius.
İnsanlara vurduğunda buna bayılıyorum Julius. Boom!
Tenha cuidado, Barry, tu está prestes a causar um sonoro "boom".
620. Dikkatli ol Barry, bir gürültü patlamasına sebep olabilirsin.
Eu tinha ido fazer compras e'boom'desmaiei na frutaria.
Alışveriş yaparken sebze reyonunda kendimden geçiverdim.
Boom! - Assim mesmo.
Bir kaza eseri.
Não dispares.
- Boom! Boom! - Vurma!
Aquele filho da mãe atirou uma em espiral prefeita, e eu apanhei-a... boom.
O orospu çocuğu bana mükemmel falsolu bir top fırlattı, ben de yakaladım...
O teu coração incha, incha... e, de repente, estoura!
O kalp atışına geldiğin zaman... Aniden, boom!
Ela foi comprar um cachorro quente, e, quando se virou, ele tinha desaparecido.
Hot dog almaya gitmiş ondan sonra, arkasını dönüyor, boom, çocuk gitmiş.
- Quem? Boom!
- Kim vuracakmış?
Boom!
Boom!
Boom, ha-ha!
İşte bu, gördünüz mü? Evet.
Assim que ele cruza meu caminho, bum.
Benim tarafıma geçer geçmez, boom.
A Bertha Grande, a porteira do Boom Boom Bar!
Aha! Büyük Bertha, Boom Boom Bar'da zıplayıp duran şey!
Deves querer saber que o Iggy e o Spike estiveram a pregar a tua destituição no Boom Boom Bar.
Iggy ve Spike, Boom Boom Bar'da devrilişinin vaizini veriyordu.
- Sou VDO-COISC.
- Ben BOOM-OMY'yim.
Quando um criminoso passa linhas verdes, nós entramos ao serviço.
Ne zaman bir suçlu yeşil hattı geçse, BOOM-OMY'ye iş düşer.
- William Rosewood, VDO-COISC.
- William Rosewood, BOOM-OMY.
Boom.
- Buum.
- Boom.
- Buum!
Boom!
Buum!
Boom.
Buum!
Você o mantém 3 meses, conseguimos os dados e, bum!
Birinci trimesterde taşıyacaksın. Veriyi alacağız ve boom, her şey bitecek.
Mais uma vez! Whoa! Boom!
Bir daha!
Tipo um boom, boom, boom.
Güm, güm diye bir ses.
Boom, boom, boom.
Bum, bum, bum.
Boom, boom. Boom!
Bum, bum, bum!
Não há boom?
"Bum" yok mu?
Não há boom.
"Bum" yok.
Não há boom hoje, há boom amanhã
Bugünlük "bum" yok. "Bum" yarın.
Há sempre um boom amanhã.
"Bum" her zaman yarın.
Boom.
Bum!
Mais tarde ou mais cedo, boom!
Eninde sonunda bum!
As mulheres acham-te menos ameaçador, e então baixam a guarda, e BOOM, passas a ser um heterossexual furtivo.
Kadınlar seni daha az tehditkar buluyorlar, savunmalarını indiriyorlar gizli bir heteroseksüel gibisin.
Eu sou o bing, bing, bing, e tu és o boom, boom, boom.
Ben biraz bing, bing, bing gibiyim. Sense biraz boom, boom, boom gibisin.
"Bada-bing, bada-boom." Acabei.
Bim-bala, bum-ba. Bu kadar.
Nada de notas de um, só de cinco. Sempre a dar-lhe, boom, boom, boom.
Sonra da, anlarsın işte.
- Pumba!
Boom, boom.
Boom no alvo!
Bum!
Foi um boom à Kessler ou um acidente?
Koestler tarzı bir düşme miydi yoksa kaza mıydı?
Boom.
Bum.
Depois, boom... não se calava.
Sonra da, bom!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]