Translate.vc / Portugais → Turc / Booth
Booth traduction Turc
4,370 traduction parallèle
Sweets, isso pode esperar?
Booth? - Dinle, Sweets, bekleyebilir mi?
Booth.
Booth.
O Booth discorda.
Booth aynı fikirde değil.
A pá está limpa, Booth.
Kürek temiz, Booth.
Booth, viste o que a Christine trouxe para casa da escola?
Booth, Christine'in kreşten eve getirdiği şeyi gördün mü?
Booth, só há 15 crianças na turma.
Booth, sınıfta sadece 15 çocuk var zaten.
Vamos encontrá-la. Booth, achas que estou a ser mesquinha com isto da Cam estar a receber o prémio e não eu?
Booth, Cam'in ödül alması benim almamam konusunda darkafalı olduğumu düşünüyor musun?
Vou dizer ao Booth.
Booth'a söylerim.
Agente Seeley Booth.
Özel Ajan Seeley Booth.
Ele é o culpado, Booth.
O suçlu, Booth.
O Booth tem razão.
Booth haklı.
Ando a tentar ensinar Booth, mas ele chama aos cavalos, póneis. Está bem.
Booth'a öğretmeye çalışıyorum ama o her seferinde ata "beygir" diyor.
Estamos a jogar xadrez, Booth.
Hayır, satranç oynuyoruz, Booth.
Não vou fazer isso, Booth.
Bunu yapmayacağım, Booth.
Sou o agente especial Seeley Booth.
Ben Özel Ajan Seeley Booth.
Com licença, agente Booth.
Pardon Ajan Booth.
Nunca deixaria que algo comprometesse a vida que partilhamos, Booth.
Paylaştığımız hayatı tehlikeye atacak bir şey yapmam, Booth. Seni seviyorum.
Booth!
Booth!
Este não é bem o meu trabalho, Booth.
Bu benim işim değil, Booth.
Agora estás a usar a culpa, Booth.
Suçluluk duygusu kullanıyorsun Booth, hiç yakışmadı.
Mas vê o carro que ele conduzia, Booth.
Ama kullandığı arabaya baksana Booth.
Não duvido do teu trabalho, Booth, mas algo não bate certo.
İşinden şüphe etmiyorum, Booth ama burada bir terslik var.
O agente Booth tem um suspeito, mas para já, não temos provas físicas suficientes para a prender.
Ajan Booth'un bir şüphelisi var ama şu ana kadar onu tutuklayacak kadar fiziksel kanıta ulaşamadık.
- Não. Não tens provas para o prender, Booth.
Hayır, onu tutuklamaya yetecek kanıtın yok, Booth.
Agente Booth, qual é o problema?
- Sorun nedir, Ajan Booth?
Bem, ela é minha filha, Booth.
O benim kızım, Booth.
- Qual é o problema, Booth?
Derdin ne, Booth?
Achas que havia mais do que um raptor, Booth?
Sence birden fazla fail mi vardı, Booth?
É melhor voltar ao laboratório.
Laboratuvara dönmeliyim, Booth.
Booth.
Booth?
Liga-me quando chegares lá e digo-te onde o encontras.
Beni oradan ara Booth. Sana telefonun yerini söyleyeyim.
- O que se passa, Agente Booth?
- Neler oluyor, Ajan Booth?
Pelo corredor, Booth!
- Koridorun sonunda, Booth!
- Encontrei-o, Booth.
- Buldum, Booth!
Não te preocupes, Booth.
Takma kafana, Booth.
- Não, Booth, está bem.
- Hayır, Booth, sorun yok.
Estou impressionada, Booth.
Etkilendim, Booth.
És muito bom com o teu dinheiro, Booth.
Paranı çok iyi kullanıyormuşsun, Booth.
Vamos. Isto ainda não terminou, Booth.
Bu konu kapanmadı, Booth.
Não sejas condescendente.
- Beni küçümseme, Booth.
- O Booth concorda.
- Booth da onlarla hemfikir. - Sahi mi?
Eles só veem os números. O Booth tem treino e experiência.
Booth'un daha fazla eğitimi ve tecrübesi var.
Não a deixes escapar, Booth.
Sakın bırakma Booth! Kanıt o!
Agente Especial Seeley Booth.
Özel Ajan Seeley Booth.
A jurisdição é do Booth.
- Burası Booth'un bölgesi.
O Booth é o seu chefe neste caso ou dizemos a todos que matou a sua recruta.
Bu vakada patronunuz Booth. Yoksa tüm dünyaya adamınızı öldürttüğünüzü açıklarız.
Sou parceira do Booth e não falei consigo.
Booth'un partneriyim ve sizinle konuşmuyordum.
O Booth tem acesso a informações confidenciais.
Booth'un güvenlik yetkisi epeyce yüksek.
Estás a passar dos limites, Booth.
Çizgiyi çok aştın, Bones.
- Booth?
Booth.
Booth.
- Booth.