Translate.vc / Portugais → Turc / Boothe
Boothe traduction Turc
56 traduction parallèle
Eu só passei cá para ver como estavam vocês.
Buradan geçiyordum, Boothe ile sana bir bakayım, dedim.
A minha filha é a Dorrie Boothe.
Dorrie Booth benim kızım.
A Rebecca disse que contactou um homem chamado Boothe.
Rebecca,'Boothe'isminde bir adamla, iletişime geçtiğini söyledi.
Jim Boothe, é ladrão de aluguer.
Jim Boothe... Kiralık hırsız.
Então, o Boothe quer um tesouro que não consegue obter.
Boothe ulaşamayacağı bir hazineyi istiyor.
O que vai acontecer quando o Boothe e o Neal vierem à procura dele?
Neal ve Boothe onu aramaya geldiğinde ne olacak?
Boothe, quero apresentar-te... um velho amigo meu.
Boothe, seni eski bir arkadaşla... tanıştırayım.
Se o Boothe tem reforços, arma escondida, algo importante antes de avançarmos.
Boothe'un yedek silahını, gizli silahını, harekete geçmeden önce bilmemiz gereken her şeyi.
O Boothe estava provavelmente de vigia no edifício para onde o Neal atirou a flecha.
Boothe binadan gözcülük yapıyor, Neal oku kullandı. Şimdi orayı kontrolümüz altına alıyoruz.
- Está na hora de prender o Boothe.
Ben hallederim.
O Boothe já tinha fugido, deve ir ao encontro do Neal.
Boothe çoktan gitmiş. Neal'la buluşacak olmalı. Neal, Boothe'un istediğini yaptı.
- O Boothe está aqui para o ver.
- Boothe sizi görmek için burada. - İçeri gönder.
Sei que os Panteras cor-de-rosa procuram um novo membro, e sei que o Boothe falhou a audição dele.
Pembe Panterler'in bir tane daha üye aradığını biliyorum, ve Boothe'un elemeden geçemediğini de. Hadi ya, bunu nasıl bilebildin?
Bem, ele ajudou-te a encontrar-me e a prender o Boothe.
Beni bulmanda ve Boothe'u yakalamanda yardım etti.
Acham que sou o agente infiltrado? Um homem chamado Boothe era suposto juntar-se a nós.
Boothe denen adam çeteye katılmaya çalışıyordu.
Lá está ele... O Lance Delorca como Rico Cruz a argumentar com o El Jefe, o brutal traficante, interpretado pelo Henry Boothe.
Lance Delorca, Rico Cruz rolünde acımasız uyuşturucu kralı El Jafe rolündeki Henry Boothe'a meydan okuyor.
- É o Henry Allen Boothe?
- Bu Henry Allen Boothe değil mi?
- Porque iria atrás do Boothe?
Neden Boothe'un peşine düştü?
Ouvimos dizer que fez mais do que isso, Sr. Boothe.
Biz bundan daha fazlasını duyduk Bay Boothe.
O número 52 estava num carrinho da colecção do Boothe.
- 52, Boothe'un araba koleksiyonundaki...
Ele colocou um dispositivo de escuta dentro de uma réplica de um dos carros do Boothe.
Booth'un araba koleksiyonundaki bir arabanın sahtesini yapıp içine kayıt cihazı koydu.
E porque o Boothe mandou matá-lo.
Ayrıca Boothe'un onun neden öldürdüğünü de.
Não entendo. Está a dizer-me que não é possível obter um mandado mesmo com aquele filho da mãe do Boothe por trás disto?
Anlamadım, bana bunun arkasında o şerefsizin olduğunu bildiğiniz halde arama izni alamadığınızı mı söylüyorsunuz?
Não, a menos que possamos apresentar provas que liguem o Boothe à morte do Lance.
Lance'i Booth'un öldürdüğüne dair sağlam bir kanıt bulamadığımız sürece hayır.
O Lance disse que iria à discoteca falar com o Boothe?
Lance size Boothe ile konuşmak için kulübe gideceğini söylemiş miydi?
O Lance nunca me disse nada sobre o Boothe, a discoteca, nem nada.
Lance bana ne kulüp ne de Boothe ile ilgili tek söz etmedi.
O Boothe e a sua colecção foram destaque na revista Slotzone.
Boothe ve onun araba koleksiyonu bir dergide yayınlanmış.
E porque já esteve no escritório do Boothe.
- Ve daha önce Boothe'un ofisine girdiğin için.
Clay, tu e o Rolf vão criar uma distracção - para o Boothe ir até ao bar.
Clay, sen Rolf ile beraber bir mevzu çıkarıp Boothe'un bara inmesini sağlayacaksın.
O Boothe é assim tão mesquinho para prestar as condolências?
Boothe bundan para alacak kadar saygısız biri mi?
- O Boothe está de volta.
- Boothe geri dönüyor.
A gravação que estás prestes a ouvir irá fornecer provas irrefutáveis de que o Henry Allen Boothe ordenou o assassinato do Lance Delorca.
Birazdan bu kanıtta inkar edilemez bir şekilde Henry Boothe'un Lance Delorca'nın ölüm emrini verdiğini dinleyeceğiz.
O Lance acaba de entrar no escritório do Boothe.
- Lance Boothe'un ofisine girdi.
Trey, quão bem conhece o Henry Allen Boothe?
- Trey, Henry Allen Boothe'u ne kadar iyi tanıyorsun?
Na verdade, o Boothe investiu algum dinheiro para que pudesse ser promotor de discotecas.
Aslında Boothe senin organizatör olman için sana para vererek yatırım yapmıştı.
O Boothe usou esse acesso para vender drogas nessas discotecas. Ou assim nos dizem os Narcóticos.
Boothe da bu imkanı kullanarak kulüplere uyuşturucu satacaktı ya da Narkotik böyle düşünüyor.
Deixe-me adivinhar... O Boothe disse que poderia comprar a sua liberdade, mas por um preço que sabia que não podia pagar.
- Tahmin edeyim..... Boothe senden yatırım parasını geri istedi ama miktar ödeyebileceğinden fazlaydı.
Ele tentou comprá-lo ao Boothe, pagar o seu resgate. Assim como o Rico Cruz fez em "Duro de Matar".
Borcunu Boothe'a fidye olarak ödemek istedi "Zor Ölüm" de Rico Cruz'un yaptığı gibi.
Eu sabia que o Boothe não me deixaria ir. E que o Lance não podia simplesmente lá ir com um saco de dinheiro e consertar as coisas.
Boothe'un beni bırakmayacağını ve Lance'in de içeri girip, parayı verip her şeyi düzeltemeyeceğini biliyordum.
Temos uma gravação de áudio do Boothe daquela noite. - Como?
- Elimizde Boothe'un o geceyle ilgili ses kaydı var.
Depois do Boothe expulsar o Lance do seu escritório, mandou os seus homens atrás dele.
- Boothe, Lance'i ofisinden kovduktan sonra... -... peşinden adamlarını göndermiş.
Foi quando o Boothe fez a seguinte chamada.
İşte ondan sonra Boothe bu aramayı yapmış.
Estava com tanto medo do Boothe que matou o Lance - para salvar a sua própria pele.
Boothe'dan o kadar korkuyordun ki kendi kıçını kurtarmak için Lance'i öldürdün.
Pensei que tinham sido os homens do Boothe que o apanharam.
Boothe'un adamları öldürdü sandım.
Talvez tenha sido um dos homens do Boothe.
Belki de Boothe'un adamlarıydı.
Podem estar interessados em saber que o Henry Allen Boothe acaba de ser preso pelos Narcóticos.
Henry Allen Boothe'un narkotik tarafından gözaltına alındığını haber vermek isterim.
Bem, eles não podiam, mas quando o Trey soube o verdadeiro motivo para o Lance ter feito tudo isto, ele manifestou-se e decidiu testemunhar contra o Boothe.
- Evet yoktu ama Trey'in Lance'in bunları aslında neden yaptığını öğrenince Boothe'a karşı ifade vermeyi kabul etti.
Leva-o ao Buck, por favor. Diz-lhe que é do Boothe.
Şunu Buck'a ver, Boothe gönderdi de.
Leva uma equipa para vasculhar os pisos que tenham vista sobre o telhado do Kessman.
Boothe'u almanın vakti geldi.
- O Neal fez o que o Boothe queria.
Yani onu harcayabilir.
- Sr. Boothe?
- Bay Boothe?