Translate.vc / Portugais → Turc / Burgundy
Burgundy traduction Turc
230 traduction parallèle
Algumas são suaves e doces como o Sauterne, algumas são quentes como o Borgonha, outras...
Sauternes gibi bazıları tatlıdır, kimi Burgundy gibi içini yakar, bazıları...
Este é um bom Borgonha. Diria que é um Romani Conti.
Bunun kaliteli bir Burgundy, Romani Conti, olduğunu söyleyebilirim.
O teu Burgundy favorito, François.
Senin en sevdiğin Burgundy, Francois.
O pai descende de uma família tradicional da Borgonha e a mãe era inglesa.
Babası köklü bir Burgundy ailesine mensup. Annesi ise İngiliz'miş.
Vai ver que este Porto é um vinho muito melhor.
Bu eski Burgundy şarabı en iyisidir.
Há dois tipos de preparação clássicas : A calda bordalesa e a calda borgonhesa.
Kullanılan iki klasik çözelti vardır, biri Bordeaux'dan, diğeri Burgundy'den.
Borgonhesa, de Borgonha, província francesa reputada pelos seus vinhos.
Burgundy, şarabı ile ünlü bir Fransız bölgesidir.
E um bom crémant para fazer o Picard feliz.
Hangisini istersiniz? Bordeaux, Burgundy?
É Borgonha.
Şey, bu bir Burgundy.
Sei que a Carsini só produz três vinhos tintos. Dois Borgonha : Pinot Noir e Gamé.
Carsini'nin sadece üç kırmızı şarap ürettiğini biliyorum, iki Burgundy, Pinot Noir ve Gamay ve bir bordo şarabı, Cabernet Sauvignon.
Por isso, sei que é Borgonha e só podia ser Pinot Noir ou Gamé.
Bu nedenle bunun Burgundy olduğunu anladım. Ya Pinot Noir ya da Gamay'dı.
Tenho de voltar a ouvir uma prelecção sobre as glórias de um Borgonha?
Yine Burgundy'nin görkemiyle ilgili konferans mı dinleyeceğim?
Um bom Burgundy novo, caldo, tomilho, salsa - só um raminho.
İyi pişmiş genç bir Burgundy kekik, maydanoz - ince bir dal.
Devo acompanhá-lo com um Borgonha encorpado?
Yanında da sağlıklı bir Burgundy servis edebilir miyim?
Cinzento, com interior de cabedal?
Burgundy içişleri temsilcisi olmamı mı?
Presidindo a um caso interminável na Borgonha.
Burgundy'de bitmek bilmeyen bir davaya bakıyor.
Se o Duque de Borgonha... quer a paz, cuja falta faz crescer esses defeitos... que citastes, deveis alcançar tal paz... aceitando integralmente nossas justas exigências.
Eğer, Burgundy Dükü, barış istiyorsanız... ki yokluğu saydığınız kusurlara yol açmakta... o halde bu barışı taleplerimizin... hepsini karşılayarak elde etmek zorundasınız.
Obrigado - e um interior decente.
Burgundy modeli.
Burgundy então?
Peki ya Burgundy?
Quem? Sr. Anderson, o Burgundy 98 estacionado lá fora é seu?
Bay Anderson 98 model Burgundy sizin mi?
Parece Borgonha de 1470.
1470 Burgundy galiba.
Este... é um Burgundy de 1921.
Bu bir 1921 Burgundy.
O que eu quero... é provar que o Côte du Rhône é um vinho que se conserva bem... como o Bourgogne.
Benim amacım Côtes du Rhône'un Burgundy gibi yıllandıkça güzelleşen bir şarap olduğunu kanıtlamak.
Assim podemos compará-lo ao meu Clos de la Roche e poderá ver a diferença entre um bordéus e um borgonha.
Mükemmel seçim, böylece onu Clos de la Roche'umla karıştırırız ve sen de Bordeaux'yla Burgundy arsındaki farkı anlamış olursun..
Tenho dois borgonhas da mesma colheita que seria engraçado provarmos.
Aynı bağın mahsulünden yapılmış iki farklı Burgundy'm var beraberce denemek oldukça hoş olacak.
O borgonha sobe-me á cabeça.
Burgundy direkt kafama gidiyor. - Evet.
Partimos para a Borgonha.
Burgundy'ye gidiyoruz.
Chegamos a Borgonha.
Burgundy'ye varıyoruz.
A respiga é proibida na Borgonha.
Toplayıcılık ya da koparma Burgundy'de yasak.
O Conde Theobald, Philip de Burgundy, todos os campeões franceses.
Kont Theobald, Burgonyalı Philip, Tüm Fransız şampiyonlar.
Há um belo Burgundy no frigorífico.
Buzdolabında hâlâ güzel şarap var.
A guerra civil entre os duques de Orleães e Burgundy... permitiu a Henry V tomar o porto de Harfleur.
Orleans ve Burgundy Dükleri arasındaki sivil savaş Henry'e Harfleur Limanı'nı ele geçirme şansını tanımıştı.
Mas que borgonha
Burgundy'ye bakın!
O seu nome era Ron Burgundy.
Onun adı Ron Burgundy idi.
Em suma, Ron Burgundy era o rei.
Başka bir deyişle, Ron Burgundy en iyisiydi.
A LENDA DE RON BURGUNDY
SUNUCU RON BURGUNDY EFSANESİ
Quando o relógio marcava seis horas, significava uma coisa para Ron Burgundy e sua equipa :
Saat altıyı vurduğu zaman, Ron Burgundy ve haber ekibi için tek şey demektir.
Notícias no Canal 4, com o narrador premiado cinco vezes com o Emmy,
Kanal 4 Haberleri. "Ron Burgundy bildiriyorsa gerçektir." Beş Emmy ödüllü sunucu
Ron Burgundy.
Ron Burgundy.
Boa noite, chamo-me Ron Burgundy.
İyi akşamlar. Ben Ron Burgundy.
Calem a boca todos! O Ron Burgundy está na TV.
Hey millet, sesinizi kesin.
Em nome de todos do News Center 4, eu sou o Ron Burgundy.
Kanal 4 Haber Merkezindeki tüm ekip adına, ben Ron Burgundy.
Burgundy, é claro, era a base, o alicerce, mas cada membro contribuía de um jeito especial.
Tabii ki Burgundy grubun kurucusu ve temel taşıydı. Fakat her üye denkleme özel bir şeyler katıyordu.
Sherri, este é o Ron Burgundy.
Sherri, Ron Burgundy ile tanış.
Ron Burgundy?
- Ron Burgundy?
Escutem só o Burgundy, ele ficou mole como um garotinho de escola.
Burgundy'ye de bakın. Bir anda okullu oğlan gibi yumuşayıverdi.
Sou eu o pai Burgundy, está bem?
Benim, baba Burgundy, tamam mı?
Borgonha.
Burgundy.
- Dizem que a chuva daquele ano fez deste o melhor Burgundy.
O yılki yağmurun, gelmiş geçmiş en iyi üzüm hasadını sağladığı söylenir.
Burgundy.
Beyaz şarap.
Procurem um Sedan grená, conduzido por uma mulher branca, 32 anos, acompanhada de um homem branco de idade indeterminada.
Burgundy Sedan. Beyaz kadın. Yaş 32.