Translate.vc / Portugais → Turc / Callaghan
Callaghan traduction Turc
106 traduction parallèle
- Ouve, Callaghan...
- Dinle Callaghan..
Vou caçar da mesma maneira o vosso major Callaghan.
- Öyledir. Yüzbaşınız Callaghan ile bazı konularda biraz atıştık.
Diplomatas também, não somos, Callaghan?
- Demek umrunda bile değil Callaghan?
- Meta-me o Major Callaghan ao telefone.
- Bana Yüzbaşı Callaghan'ın numarasını verir misiniz?
Prontinho. "C-A. Callaghan, Calder."
İşte burada, "C. A. Callaghan, Calder..."
"O Sr. Callahan era importante nos negócios locais e círculos cívicos, de acordo com o porta-voz da família, o advogado E.L. Hagedorn."
" Bay Callaghan yerel işlerde ve belediyede ünlüydü... Yeni mali değişiklikler. Umutsuz.
Não é o meu, é do E.F. Callahan.
Benim değil, C.F. Callaghan'ın.
E o Callahan?
Ya Callaghan?
Conta-me o que sabes sobre C. F. Callahan.
Bana siz ve C.F. Callaghan'dann bahsedin.
- A Sra. Callahan. Fugi.
- Oh, Bayan Callaghan.
O Sr. Callahan trouxe-me do Fong.
Ee, Bay Callaghan, beni satın aldı.
A Sra. Callahan? Cujo marido se suicidou?
- Bayan Callaghan, son kocası kendisini öldürmüştü.
Porquê, se é que o fez?
Neden Callaghan kendini öldürdü, tabi yaptıysa?
Então e o Callahan e a Crystal Ling, a falecida?
Anlıyorum. Peki Callaghan ve Crystal Ling? Son Crystal Ling.
A Crystal era quase como uma filha para os Callahans.
Crystal, Callaghan'lar için bir evlat gibiydi.
A viúva Callahan matou mesmo o marido, não foi?
- Dul Callaghan, gerçekten kocasını öldürdü, değil mi? Söylediğin gibi.
O esquema de chantagem era do Callahan.
Şantaj fikri Callaghan'ındı.
Tu és boa. Digamos que, quando o Callahan morreu, já tinha alguma influência.
Callaghan öldürüldüğünde, biraz etkilendim, diyebilirim.
Isto é procedente a um incidente onde o cruzador soviético Kirov, ficou danificado após a colisão com o contra-torpedeiro Callaghan, da marinha americana.
Bu gelişme, Sovyet kruvazörü Kirov'un Amerikan destroyeri... Callaghan ile çarpışarak ciddi hasar almasını takiben yaşandı.
O que é isso?
- Ne? Bu ne? Pardon, Bayan Callaghan.
Lucy, os Callaghan adoptaram-me como fazendo parte da família.
Lucy, Callaghan'lar... Beni ailelerinin bir parçası olarak kabul ettiler.
Fala Callaghan.
Ben Callaghan.
Especialmente Jo-Jo Goreki, Peter Callaghan, Craig Little e Peggy Dunne.
Özellikle Jo-Jo Goreki, Peter Callaghan, Craig Little ve Peggy Dunne'a.
- Sou eu, o Jack Callaghan.
- Benim, Jack Callaghan.
A firma chamava-se "Callaghan e Filhos". Quando o Peter foi para a faculdade de Direito, ficou "Callaghan e Filho".
Eskiden şirketin adı Callaghan ve Oğulları'ydı Peter hukuk fakültesine gidince Callaghan ve Oğlu oldu.
Se eu saísse, ficava só "Callaghan".
Ben de ayrılırsam sadece Callaghan olacak.
E a noiva de Peter Callaghan, do 57G.
O 57G'de kalan Peter Callaghan'ın nişanlısı.
- O de Peter Callaghan.
Peter Callaghan'ın dairesine gidiyorum.
- Os Callaghan!
- Callaghan'lar.
- Com o Peter Callaghan.
Jerry, Peter Callaghan'la.
- O Peter é meu noivo!
- Peter Callaghan benimle nişanlı.
Muito bem, Callaghan, eu e o meu filho queremos descancelar o Gumbel 2 Gumbel. Apenas pomos a série no ar.
Pekala, Callaghan, derhal Gumbel 2 Gumbel'ı tekrar yayına sok
É por isso que estou aqui, Sr. O'Callaghan.
İşte bu yüzden buradayım, Bay O'Callaghan.
No Sr. O'Callaghan lá da aldeia.
Uh, Bay O'Callaghan köye geri döndü.
Não, pedi emprestado isto ao Sr. O'Callaghan do talho ao fim da rua.
Hayır, bunu yolun aşağısındaki kasap Bay O'Callaghan'dan ödünç aldım.
Ele é o Sr. O'Callaghan, o tio do homem que aluga os carros.
O kişi Bay O'Callaghan, araba kiralayıcısının amcası. - Her Salı- -
O que vou dizer ao Sr. O'Callaghan?
Bay O'Callaghan'a ne diyeceğim?
Alferes de Fragata James, se ouvir um barulho, uma boca, ou uma risada de ti, ou do Callaghan, eu mesmo lhes ponho o nariz como o meu.
Ensign James ; bir daha ses çıkardığını, güldüğünü senin ya da Callaghan'ın kıkırdadığını duyardam size şu ikisinden birini veririm ; ağzınıza sıçarım ya da sıçmam!
Tira-o! Callaghan, que estás a fazer?
Callaghan, ne yapıyorsun?
Callaghan, não vais saltar deste avião!
Bu uçaktan çıkmayacaksın, Callaghan.
Barnes, vou fazer este salto!
Callaghan, aptallık etme!
- E o Callaghan?
- Ya Callaghan?
E o Callaghan está gravemente ferido.
Bir de Callaghan... çok kötü yaralandı efendim.
Deveria estar no tribunal com o Callaghan.
Benim, Callaghan'la birlikte o mahkemede olmam gerek.
- Cabo Neil T. Callaghan... este tribunal chegou a um veredicto.
Deniz Astsubayı, Neil T. Callaghan mahkeme kararını verdi.
Callaghan.
Hey, Callaghan.
Meta-lhes algum juízo na cabeça, chefe O'Hallahan.
Şunların çenesini kapatın, Amir O'Callaghan!
Bem, Agente Callaghan, foi porque ontem, consegui... a pontuação mais alta em ambas as armas, de curto e longo alcance, na aula prática.
Pekâlâ, Memur Callaghan, Öyle olabilirdi ama dün... uzun ve kısa menzilli silahların tatbikatına katıldın.
Julianna Callaghan, fizeste-me orgulhoso.
Julianna Callaghan, seninle gurur duyuyorum.
- Meu nome é Callaghan.
Adım Callaghan.
Que tal isto, Callaghan? Consegues viver com isso na consciência?
Buna ne diyeceksin, Callaghan?