English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Campus

Campus traduction Turc

1,272 traduction parallèle
Divirtam-se e vemo-nos pelo campus.
İyi eğlenceler ve kampüste görüşürüz.
Vai limpar o campus todo?
Ne yapacaksın bütün kampüsü temizleyecek misin?
Já memorizaste o campus?
Kampüsü çoktan ezberledin değil mi?
O pessoal da manutenção do campus, lá da universidade, disseram-me que acertaram, mesmo em cheio nas partes do Spencer Mason, durante o treino, que ele provavelmente terá que desistir da equipa.
Üniversitedeki bahçıvanın dediğine göre Spencer Manson idmanda öyle fena sakatlanmış ki takımdan ayrılabilirmiş.
- Vive no campus, ficou tarde e...
Kampüste kalıyor ve biraz gecikmişti.
Marinheiro. Campus de Waverly.
Waverly Kampüsü'nde bir denizci.
Cheguei a praça de alimentação do campus umas 22 : 00.
10 civarı kampüsün yemekhanesinden yemek aldım.
Supondo que você saiu do Campus.
Kampüsten bindiğini düşünürsek.
Você pensa que apanhou o táxi no Campus?
Taksiye kampüsten mi bindin acaba?
O segurança do campus a encontrou.
- Kampüs güvenliğinin elinde.
Diz ao Lamb que verifique o registo da rádio do campus.
Lamb'e üniversitenin radyo istasyonunun program kayıtlarına bakmasını söyle.
Ver aqueles miúdos presunçosos do liceu a visitar o campus.
Bilirsin, liseli ukala tiplerin, kampüse gelmesi.
O pessoal com que ela trabalha num café fora do campus estão muito preocupados, parece que foram à polícia e não ficaram satisfeitos e então começaram a ligar e escrever ao Mayor.
Kafede çalıştığı insanlar çok endişelenmiş. Anlaşılan, polise gitmişler ve pek tatmin olmamışlar. Sonra Başkanı aramaya ve e
As vadias da "Tri Pi" já a levaram para o lago Canyon, então temos que aumentar o nosso jogo, temos que vender a nossa reputação, e vender o facto de que temos uma linha directa para os melhores rapazes do campus.
Tri Pi'deki sürtükler onu çoktan Canyon gölüne götürdü bile. Oyunumuzu iyi oynamalı şöhretimizi iyi kullanmalıyız. Kamptaki en ateşli erkeklerle olan yakınlığımızı göstermeliyiz.
Tu és a realeza do campus.
Birşey sormam laz... 1x01 Pilot Sen kamp hükümdarısın.
Durante as próximas horas, nós vamos visitar todas as 14 casas do campus.
Sonraki birkaç saatte de kamptaki 14 evi ziyaret edeceğiz. Yani...
Nós costumamos sair com o pessoal da Omega Chi, que são os rapazes mais giros do campus.
Kampın en seksi erkekleri olan Omega Chi'lerle çok yakın ilişkilerimiz var.
A nossa reputação no campus é baseada na nossa tradição de mantermos as óptimas qualidades de mulheres finas e honoráveis.
Kamptaki ünümüz, kaliteli ve onurlu bir kadın olma geleneğini sürdürebilmek üzerine kurulmuştur.
Estou ciente de que podes escolher qualquer república do campus. mas ninguém te quer mais do que a Zeta Beta.
Seçmeyi düşündüğün kamp birliğinin farkındayım ama kimse seni Zeta Beta'dan daha fazla isteyemez.
Vocês os dois estão prestes a tornarem-se O casal do campus.
Siz ikiniz "kampın çifti" olma yolundasınız.
Estava no centro de estudantes do outro lado do campus.
Kampın karşısındaki öğrenci merkezindeydim.
Eu sei que sou uma celebridade do campus, o que é tão estranho só porque o meu pai é um senador, rico e famoso, tanto faz, mas por favor... nada de tratamento especial.
Biliyorum ben kampın ünlüsüyüm, babamın senatör ve zengin olması yüzünden vesaire... Ama özel muamele istemiyorum.
Vocês têm 20 coisas dentro ou ao redor do campus que terão que achar e tirar fotos com as vossas magníficas câmeras ZBZ.
Kampın içinde ya da etrafında küçük zbz kameralarınızla 20 tane şey bulup çekmeniz gerekiyor.
Ela foi apanhada pelo segurança do campus a espreitar no balneário dos homens.
Kamp güvenliği tarafından, erkeklerin gizli odasına sızmaya çalışırken yakalanmış.
Se fosse com qualquer outra rapariga do campus, ninguém se preocuparia.
O kamptaki herhangi bir kız olsaydı kimsenin umrunda olmazdı.
Mas o que eu não sabia era que o resto do campus sabia!
Ama tüm kampın bunu bildiğini bilmiyordum.
Não é toda a gente do campus.
Kamptaki herkes değil.
Temos que fazer isto com todas as casas do campus.
Bunu kamptaki her evde yapamalıyız.
A lenda conta que o fantasma era de uma antiga aluna que era a rapariga de ouro no campus.
Efsaneye göre hayalet, eski bir öğrencinin ruhuydu. O kamptaki en popüler kızdı.
Ou eu direi a toda a gente do campus o teu verdadeiro nome.
Kamptaki herkese gerçek adını söylerim.
Yakuza no campus!
Yakuza kampüste!
Eu e uns amigos saímos do campus e depois vim para casa.
Birkaç arkadaşla kampüs dışına çıktık sonra da eve geldim.
Encontrámos uma queixa de assédio e perseguição apresentada contra ela à Polícia do campus. Apresentada por quem?
Gizlice takip etme şikayetinden kampüs polisi tarafından hakkında tutulmuş bir dosya bulduk.
Seja como for, já dei uma olhadela, e só há três X em todo o campus.
Her neyse, zaten bunu inceledim, tamam mı ve tüm kampüste sadece üç tane "X" var.
Só volta a ter aulas na segunda, vive fora do campus, por isso penso, entretanto, ir procurando pelas U e pelas N no campus.
Tamam mı? Pazartesiye kadar dersi yok ve kampüs dışında kalıyor bu yüzden aynı zamanda düşünüyorum da "U" ları ve "N" leri aramalıyız.
É Sábado à noite e se forem como eu e não tiverem nada melhor para fazer do que ouvir-me, posso ajudar-vos a sentirem-se bem na CMFU, a Rádio do Campus.
Hey cumartesi akşamı ve beni seviyorsanız ve beni dinlemekten daha önemli bir işiniz yoksa sizi CMFU kampüs radyosunda rahatlatabilirim.
CMFU, a Rádio do Campus, na hora dos discos pedidos.
DJ : CMFU kampüs radyosu istek saati.
Estive a correr em volta do campus universitário
Kampüs etrafında koşu yapıyordum.
Estava no campus hoje, mas não sabe porquê?
Bugün kampüsteydim ama nedenini bilmiyorsunuz.
A barca atravessa a baía de 45 em 45 minutos, significando estar a 100 jardas fora do campus na hora do tiroteio.
Feribot karşıya her 45 dakikada geçiyor. Yani ateş edildiği anda kampüsten 100 metre uzaktaydı.
Foi num campus universitário.
Bir üniversite kampüsündeydi.
Você aumentou o número de policiais no campus?
Güvenlik görevlisi sayısını artırdınız mı?
Sabe, eu conheci Sarah na faculdade, num campus como aquele, a 31 anos.
Sarah'la 31 sene önce böyle bir üniversitede tanışmıştık.
Campus são para serem lugares de vida e agitação.
Üniversiteler, yaşam ve heyecan dolu yerler olmalı.
É devastador. Tenho homens em todas as saídas do campus.
Kampüsün tüm çıkış noktalarında adamımız var.
Na hora que o campus acordar, quero tratar disso.
Bu kampüs uyanır uyanmaz işe başlamanızı istiyorum.
Vocês são do FBI, o campus está cheio de policiais... e ela é assassinada esperando o carro de segurança.
Polis ve FBI ajanları ile kaynıyor bu kampüs. ama Amy devriye arabası beklerken öldürülüyor.
O fato de sua amiga ter sido morta numa área iluminada... com presença de policiais indica que... o assassino é provavelmente parte do campus.
Polisin çok sıkı kontrol ettiği bir yerde arkadaşınızın öldürülmesi katilin kampüsten biri olduğuna işaret ediyor.
Câmeras de segurança estão sendo instaladas no campus inteiro... e está sendo pago pela cidade... não pela escola.
Kampüsün her köşesine güvenlik kamerası yerleştiriyorum, belediyenin bütçesinden karşılanıyor. Okulun bütçesinden değil.
Se o assassino faz parte do campus, ele poderá sair quando a escola fechar.
Katil eğer kampüsten biriyse, okul kapandığında o da gidecektir.
Desculpa campus.
Otto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]