Translate.vc / Portugais → Turc / Cha
Cha traduction Turc
10,591 traduction parallèle
Sei que prefere chá verde, mas o chá preto deles é óptimo.
Sencha yeşil çayı sevdiğini biliyorum ama siyah çayları muazzamdır.
Comprou-o na Loja de Chá Medicinal Chang.
- Onu Chang'ın Tıbbi Çay Dükkanı'ndan almış.
Estão a beber chá com esse monstro?
Bu canavar için bir de çay partisi mi veriyorsunuz.
Levem o chá e deixem o meu criminoso sossegado.
Çayınızı da alıp suçlumu yalnız bırakır mısınız, lütfen?
Não lhe vais oferecer um chávena de chá?
Çay ikram etmeyecek misin onlara?
Por que não levam o chá e tomam no quarto?
Çayı yatağınıza alsanıza?
Até que uma noite, ele estava a tomar chá no salão, quando ouvi um estrondo.
Taki bir geceye kadar, bir gürültü duyduğumda babası salonda çayını içiyordu.
Uma conversa e tomar chá?
Çay eşliğinde güzel bir sohbet mi?
Vou fazer um chá.
Çayı ocağa koyayım.
Tudo fica mais claro depois de uma chávena de chá.
İşler bir fincan çaytan sonra asla tamamen kasvetli görünmez.
Deram-me chá doce.
Bana çay ikram ettiler.
Mas é que eu sou perfecionista quando se trata de Shakespeare, - mesmo vendo-o em Londres... - Não foi o teu chá.
Mevzu Shakespeare olduğunda, ben sadelikten yanayım, seti günümüz Londra'sında görmek... senin tarzın değildi.
É hora do chá.
Çay vakti.
Hora do chá?
Çay vakti mi?
Então, Alison, queres mais chá?
Alison... Biraz daha çay?
Um rapaz triste e aborrecido no trono, que saltará mal os de Winchester, os caçadores, quiserem, mesmo que o prefiram ver morto a tomar chá com ele.
Üzgün, sıkılmış küçük bir çocuk tahtta oturuyor ve senin ölmeni isteyen Winchesterların her dediğini yapıyorsun.
Quer chá?
Çay ister misiniz?
Bebes chá de um termo e vais dar passeios no campo.
Termostan çay içip köy yollarında yürümeyi seviyorsun.
Vais fazer chá.
Güzel, çay yapıyorsun.
Na verdade, sem mel, nem limão, nem chá.
Ama aslında... Bal ve şeker bir de çay olmasın.
Um café, chá, costeletas de borrego?
Kahve? Çay? - Kuzu kaburga?
- Tem chá verde descafeinado?
Kafeinsiz yeşil çayınız var mı?
Não tenho uma festa de chá com Deus.
Tanrı'yla çay partisi düzenlemiyorum.
A transubstanciação da hóstia é como uma festa do chá?
Ne yani? - Ev sahibiyle dini görüşmeler yapmak çay partisi gibi mi oldu?
Christine, o chá está pronto para ser servido.
Tamam, Christine. Çay servise hazır.
Porque não vamos tomar um chá? Tentar acalmar-nos um pouco? Chá.
- Neden çay içip, biraz rahatlamaya çalışmıyoruz?
Olha, quando era jovem, a minha mãe ficou muito doente, e ao invés de passar tempo com ela, fiz de tudo para evitá-la, como levar as suas flores favoritas ou andar na cidade atrás do seu chá favorito,
Ben çocukken, annem çok hastalandı,... onunla zaman geçirmeme rağmen,... görmezden gelmek için herşeyi yaptım. Bak. En sevdiği çiçekleri topladım,... sevdiği çayı almak için çarşıya gittim,... ve onun için yapıyormuşum gibi rol yaptım,... ama onun için değildi.
Então estão aqui para tomar chá com a Jemma?
Jemma'nın güzel çayını içmeye mi geldiniz?
Chá?
- Kahve ister misiniz?
- Chá quente e "brandy".
- Sıcak çay ve konyak.
É chá.
Çay bu.
Queres um chá?
Biraz çay ister misin?
Jack, posso trazer-te uma chávena de chá?
Jack bir fincan çay ister misin?
Bebe o chá e fica calma.
Çayını iç ve sakin ol.
Quer um pouco de chá?
"Çay alır mıydınız?"
Se não ajudas, um chá seria bom.
Sen bilirsin. Ama yardım etmeyeceksen çay yapsan iyi olurdu.
E eu ponho o chá ao lume.
Ben biraz çay demleyeyim.
- Toma uma sanduíche de chá?
- Çay sandviçi ister misin? - Ne dedin?
O criminoso entrou pela janela das traseiras, organizou a sala para parecer uma festa de chá infantil, não roubou nada.
Suçlu arka pencereden girmiş. Oturma odasını çocukların çay partisi gibi düzenlemiş. Hiçbir şey çalmamış.
Uma saqueta de chá na boca da vítima.
Kurbanın ağzındaki çay poşetiyle.
- Não é? Lembra-te que transformou as cenas dos crimes em festas de chá para bonecas.
Suç mahallerini çay partisi haline dönüştürdüğü gerçeğini de atlamayalım.
Poucas pessoas compram aquele chá e apenas uma desde os assassinatos.
O çaydan alan çok insan yok. Sadece birisi cinayetler başladığından beri alıyor ve kaydı var.
Mas eu e tu vamos fazer uma festa de chá. Estou convidado?
Ama sen ve ben ufak bir çay partisi vereceğiz.
- Antes de eu responder, talvez pudéssemos tomar um chá relaxante e...
Cevap vermeden önce belki de birer fincan güzel, sıcak bir kava çayı içip...
Água salgada, mel, gengibre e chá.
Tuzlu su, bal, zencefil ve çay.
Mel, gengibre, chá e água salgada costumam ser usados para tratar a dor de garganta.
Bal, zencefilli çay ve tuzlu su boğaz ağrısına iyi gelir.
- Venha, tome mais chá!
- Gel, biraz çay al!
- Chá?
- Çay?
- Vamos lá... - Está como manda a tradição? - Estás a fazer um chá de bebé com uma dúzia de homens com calças de pinças a beber Bellinis.
Özel dikim pantolon giyip Bellini içen bir avuç erkekle bebek partisi veriyorsun.
A sério? Custava-te assim tanto dizê-lo? Decidimos reunir o gangue para fazer um chá de bebé tardio para a nossa amiga Sal.
Ekibi toplayıp Sal'in bebeği için gecikmiş bir parti vermeye karar verdik.
Ultimamente tem sido complicado estar com ela, mas sabíamos que ela jamais perderia a oportunidade de levar um chá de um monte de homens.
Son zamanlarda onu yakalamak biraz zordu ama "bir grup adamla parti yapma" fırsatını asla kaçırmayacağını biliyorduk.