Translate.vc / Portugais → Turc / Charming
Charming traduction Turc
325 traduction parallèle
- It is so charming...
- Çok şeker.
# # O chocolate é gostoso de comer
# # And chocolate is charming to crunch
Encanto ( = charming )?
Büyüleyici mi?
És tu e o teu príncipe encantado.
Bu sen ve senin Prens Charming.
Ele morreu perto de 50 metros dentro de Charming.
- Charming'in 100 metre içinde öldü
Ele acha que Charming está presa em 1969.
Charming'in 1969'da takılıp kaldığını düşünüyor.
Eu não detestava Charming, Jax, só... eu e ela, naquele tempo.
Charming'den nefret etmedim, Jax, sadece o zamanları görmüş olmak.
A única razão porque eu estou sentado nesta mesa, é porque eu preciso de músculos para tirar os Sons of Anarchy de Charming.
Bu masada olmamın tek sebebi Sons of Anachy'yi Charming'den def etmek için adama ihtiyacımın olması.
Então porque voltaste para Charming?
O zaman neden Charming'e geri döndün?
Não vai demorar muito até que Sam Crow seja apenas uma má recordação na história de Charming.
Sam Crow'un Charming tarihindeki ufak bir leke olarak hatırlanması uzun sürmeyecek.
Agora o que vai acontecer quando te puser a ti e à tua família de volta a Charming, humm?
Şimdi, seni ve aileni Charming'e geri götürdüğümde ne olacak?
O Clay fez o acordo com os Mayans para ter a certeza que a guerra não chega a Charming.
Clay, savaşın Charming'e sıçramaması için Mayalar'la anlaşma yaptı.
Preciso de arranjar tempo, para prevenir que a guerra atinja Charming.
Savaşın Charming'i vurmasını önlemek için biraz zaman kazanmaya ihtiyacım vardı.
Bem, se... se os Niners estão assim tão chateados, talvez... Talvez eles tragam a sua raiva até Charming.
Eğer Ninerlar o kadar kızgınlarsa belki de öfkelerini Charming'e kadar taşıyabilirler.
O meu chefe está a desistir de Charming.
Patronum Charming davasını kapatıyor.
No topo da cadeia alimentar de Charming.
Charming besin zincirinde en tepede olandan.
os nossos problemas ainda precisam de ser tratados mas se... a minha necessidade de magoar Sam Crow levou-me a Charming, fez-me matar uma mulher, achas que estariamos aqui sentados a falar?
İşte ki sorunlarımız halledilmeli, fakat eğer... Sam Crow haklamak için Charming'e gelseydim ve bir kadını öldürseydim, sence hala burada oturup konuşuyor olur muduk?
Charming a crescer e a prosperar.
Charmingin gelişmesini ve refaha ulaşmasını.
A polícia de Charming prendeu alguém que estava na Feira.
Charming polisi dün gece karnavalda olan herkesi sorguluyor.
Tu sabes, talvez seja essa a maneira de "mijar" no solo de Charming.
Senin Charming'i pisletme yöntemin böyledir belki de.
Quando decidir "mijar" em Charming, não será com uma menina pequena.
Charming'i pisletmek istediğimde küçük bir kız üzerinden yapmam bunu.
E para o resto da sua vida em Charming, ela não voltará a ser a Tristen.
Ve o Charming'te hayatı boyunca Tristen olmak yerine...
Charming vira Disney.
Charming, Disney gibi olur.
A única coisa que despontou em Charming foi um grupo de motards fora da lei...
Charming'de dikkat çeken tek şey yasadışı bir Motor Kulübü olan,
Benvindo a Charming.
Charming'e hoşgeldiniz.
O desenvolvimento de franchise não existe em Charming.
- Haklı olduğunu söyleyebilirim. Charming'de piyasa gelişimi yok diyebiliriz.
Diz-me o que o FBI está a fazer em Charming.
Bana Charming'de bir federal memurun ne aradığını söyler misin?
Limita-te aos assuntos de Charming.
Charming'in işine karışamaz.
Deixaste Charming porque era incestuosa, retrógrada e limitada.
Charming'i terk ettin çünkü burası ensest, geri kafalı ve aptal bir yer.
Essa coisa típica de Charming?
Charming'in Tadı olayı mı?
A April ficou em Charming quando tu o expulsaste.
Onu yolladığında April Charming'de kaldı.
Ele acha que ela veio para Charming para estar comigo. Eu digo-te :
Onun Charming'e benimle beraber olabilmek için geri döndüğünü düşünüyor.
Ele está a saír de Charming.
Charming'den defolup gidecek.
A ingénua de Charming.
Sevimli masum kız.
O mesmo que sempre quis : Charming.
Hep istediğim şeyi Charming'i.
A polícia de Charming e os "feds" atingiram um muro com estes bastardos.
Charming Polisi ve federaller soruşturmadan bir sonuç alamadılar.
Eu fico com Charming, tu ficas com a rede de armas.
Ben Charming'i alacağım, sen de silah istihbaratını alacaksın.
Vê, o Darby está a fazer a sua jogada do tráfico em Charming na serração.
Darby oduncu kampındakilere mal satarak Charming'in işlerine karışıyor.
Não em Charming?
Charming'den değil yani.
Washington, Utah, Nevada, quero o número 1 e o número 2 em Charming até ao final do dia de amanhã.
Washington, Utah, Nevada. Yarın akşama kadar bu üçü arasından birincisini ve ikincisini burada istiyorum.
Em Charming.
Charming'de.
Mas eu assegurei-me de que isto não chegasse em Charming.
Ama ben bunun Charming'e bela açmamasını sağladım.
Os bandidos irão deixar o gueto e trazer o seu jogo imundo para Charming.
Kötü adamlar gettolarından çıkıp Charming'i mahvedecekler.
O trato sempre foi foras-da-lei vivem em Charming, merdas além da fronteira.
Olayların belli bir düzeni vardı. Suçlular Charming'de yaşar, geri kalan ne pislik varsa sınırın dışındadır.
o inferno a invadir Charming, seguido por todas as coisas que põem o diabo no lugar.
Kargaşa çıkaracak sebeplerin ardından Charming'in cehenneme dönmesi.
Quando o Kohn apareceu em Charming, ele sabia que isto só poderia acabar em uma de duas maneiras...
Kohn Charming'e geldiğinde bu işin iki şekilde sonuçlanabileceğini biliyordu.
Os Mayans deveriam providenciar músculos para a entrada do meu negócio em Charming.
Mayalar'ın Charming'e uyuşturucu sokmama yardım etmek için adam desteği yapmaları gerekiyordu.
Se matarmos O Rei Beaner, Charming torna-se uma zona de guerra.
Eğer Meksika Kralı'nı öldürürsek Charming bir savaş alanı haline gelir.
Não é apenas alguém a tentar eliminar-me, mas corpos a caír em Charming por nossa causa.
Sadece birinin beni öldürmesi değil bizim yüzümüzden Charming'de dökülen kanın artması da.
Aquela cabra da ATF voltou a Charming.
ATF sürtüğü Charming'e geri gelmiş.
Deixou Charming... e o seu pai alcoólico 11 anos atrás.
Charming'i ve sarhoş babanızı 11 yaşınızdayken terk ettiniz.