English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Cleopatra

Cleopatra traduction Turc

126 traduction parallèle
É aquela Cleopatra...
Şu Kleopatra karısı...
A Cleopatra não é dos nossos.
Kleopatra bizden biri değil.
Cleopatra, rainha dos ares, casada com um adão.
Kleopatra havadaki kraliçe, bir ciceyle evleniyor.
Cleopatra.
Kleopatra.
Cleópatra e DuBarry Dão espectáculo
Cleopatra ve DuBarry Kendi gösterisini yapıyor
Para ver a ruiva mais sensacional desde a Cleópatra... não perca a Rusty Parker, no Danny McGuire's.
Cleopatra'dan bu yana en sansasyonel kızılı görmek istiyorsanız Brooklyn'deki Danny McGuire'ın dansçısı Rusty Parker'ı kaçırmayın.
É o Nilo... e mais abaixo desliza o barco de Cleópatra.
O, Nil Nehridir ve Cleopatra'nın kayığı üzerinde yol almaktadır.
- Vamos ao'CIeopatra's NeedIe'.
- Cleopatra's Needle'a gidelim
Espero ser amada tanto como foi Cleópatra.
Umarım Cleopatra kadar sevilirim.
Eu não gostava de ser amada e conhecida tanto como a Cleópatra. Eu sim!
Cleopatra gibi gösterişli sevilmekten hoşlanmam.
Com o seu último suspiro, disse-me que foi uma áspide que Cleópatra mantinha perto do seu peito. Uma mordida, duas, e ela morreu.
Son nefesinde, bana dedi ki bu, Cleopatra'yı ısıran yılandır.
A que tens agora deve estar farta de morder a Cleópatra.
Ama bu sefer ki Cleopatra'yı ısıran yılan olmasın, olur mu?
Até o último homem Se renderam sem resistencia...
Cleopatra'nın Caesar'a gösterdiği kadar bile bir direniş görmedik.
Você não se imagina como Cleopatra falando com um asp?
Kendini Cleopatra olarak hayal edemiyor musun?
Evelyn estava lendo Cleópatra para nós.
Evelyn bize Cleopatra'nın tiradını okuyordu.
Quem é? O espírito da Cleopatra ou Daida?
Sen Kleopatra, Daide, hangi şeytani ruhsan çek git!
Ei, Cleópatra, estava-me a tirar uma fotografia?
Hey Cleopatra, resmimi çeker misin?
Cleopatra, lembra-te da taxa para a multa.
- Kleopatra? Ceza vergisini unutma.
- Eu apanhei-a... - Viste a Cleopatra?
Cleopatra'yı gördün mü?
Suíte Cleopatra.
Cleopatra süiti. Signor Fabrizi.
Senta-te já Cleopatra! E pára de tapar-me!
Kıpırdamasana Cleopatra, önümü kapatıyorsun.
Passaram-se sete verões, desde que a brava rainha, Cleópatra, movida pelos seus sonhos de destruir o nosso belo Império embarcou com as suas esperanças no porto de Áctio. E lá, na companhia do nobre António cuspiu maldições sobre os navios de César, clamando : "Abaixo Roma e todos os seus domínios!"
Yedi yaz geçti vahşi kraliçe, Cleopatra sevgili İmparatorluğunuzu mahvetmeyi hayal ederek Actium limanına doğru hayallerine yelken açtı orada, soylu Antony ile birlikte, Caesar'ın gemilerine lanetler yağdırdı ve haykırdı " Batsın Roma!
Antes que o vento mudasse e antes dela poder sentir o seu sopro perfumado, o poderoso Agripa...
Cleopatra daha mis kokulu soluğunu bile alamadan, yüce Agrippa...
E António, o outrora nobre António, temendo ser o último seguiu-a até às portas dos Céus!
Antony, bir zamanların gururlu Antony'si en geride kalma korkusuyla Cleopatra'nın peşinden gitti, ta cennetin kapılarına dek!
Tem os lábios de Salomé e os olhos de Cleópatra.
Sende Salome'nin dudakları, Cleopatra'nın gözleri var.
Ptolemaeus. E igualmente, Cleopatra.
"Ptolmes" ve aynı şekilde,... "Kleopatra"
- Sou a Cinderela, Cleópatra.
Cinderella'yım, Cleopatra'yım.
Meu Deus, é Cleopatra!
Tanrım, bu Cleopatra!
Então tenta ir ao Cleopatra ou ao Stork Club.
Öyle mi? Stork Club'e Minnie'nin hizmetçisi Cleopatra'yla birlikte gidin.
- O quê? Alguém da alta a agir como vilão explorador?
Shelley Winters şeydeydi Cleopatra Jones.
Cleopatra Jones.
Halloween! Doğru, doğru!
O César e a Cleópatra estão à nossa espera.
Cleopatra ve Caesar bekliyorlar.
Faça de Cleópatra, por favor!
Cleopatra'yı yap. Lütfen!
Helena de Tróia, Cleópatra, Nefertite, Joana d'Arc... Para falar só de algumas.
Truvalı Helen, Cleopatra, Nefertiti, Joan of Arc aklıma gelen sadece bir kaç isim.
Está bem, Cleópatra, eu peço.
Cleopatra, ben de Roma diyorum.
Cleópatra, tem de regressar.
Cleopatra, geri dönmelisin.
Cleopatra sabia disso.
Kleopatra bunu biliyordu.
Cleópatra rejeitava António apenas porque o desejava.
Cleopatra sırf Anthony'i arzuladığı için ona kötü davranıyordu.
Uma senhora vestida de Cleópatra deu-me isto.
Cleopatra giyimli kadın bana bu kuponu verdi.
Não te armes em Cleopatra.
Kleopatra'lık yapma.
Até si como Cleopatra!
Cleopatra gibi geliyorum!
Toda a gente diz sempre ser a reencarnação... de Cleópatra ou de Alexandre, o Grande.
Herkes yeniden doğmuş olduğunu söyler... Cleopatra ya da Büyük İskender olarak.
Provavelmente é a única pessoa que jamais amarei como... como a tal Cleopatra...
Ve büyük bir ihtimalle böyle seveceğim tek insan. Cleopatra'nın sevdiği gibi...
Cleopatra continuava a exceder enormemente o orçamento... e a Fox entrava em pânico devido aos crescentes custos.
Neden bıraktı, öldü mü, başka bir şey mi oldu... Gerçekten bilmiyordum.
É verdade. Parecia uma cidade fantasma.
Cleopatra bütçesini fazlasıyla aşmıştı ve artan maliyetler Fox'u paniğe sokuyordu.
A Fox precisava deste filme nos cinemas em outubro... para ajudar a compensar a galopante dívida... causada pelas contas de Cleopatra.
7 Mayıs Pazartesi Marilyn 10. kez hasta olduğunu bildirdi.
Cukor filmou cena após cena com eles, perdendo às vezes a paciência. Fica surpreendido. Deixa isso em paz!
Fox Cleopatra'nın faturaları yüzünden biriken borçtan kurtulmak için filmin Ekim'de vizyona girmesini istiyordu.
Na realidade, é irmä dele.
Mısırlılar da aynısını yaparmış. - Cleopatra erkek kardeşiyle yatmış.
Cleópatra.
- Cleopatra.
Mas Monroe não trabalhava para o seu estúdio há dois anos... e a Fox debatia-se com problemas financeiros... devido a dispendiosos atrasos na produção épica de Cleopatra.
Film şirketiyle yaptığı 20 film, 200 milyon dolar getirmiş onu şirketin Shirley Temple'dan sonraki en büyük varlığı yapmıştı. Ama Monroe 2 yıldır kendi şirketiyle çalışmamıştı ve destansı yapım Cleopatra'daki masraflı gecikmeler yüzünden Fox mali sorunlar yaşıyordu.
Cléopatra cumpriu a promessa feita a Numerobis.
Kleopatra sözünü tuttu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]