Translate.vc / Portugais → Turc / Coffey
Coffey traduction Turc
52 traduction parallèle
Assim, senhoras e senhores, ouviram o veredicto pelas palavras do juiz Coffey.
Evet, bayanlar baylar, yargıç Coffey'in okuduğu jüri kararını duydunuz.
Este é o Tenente Coffey.
Bu, Yüzbaşı Coffey.
Coffey, são estas as escotilhas dos mísseis? Exacto.
Coffey, onlar füze kapakları değil mi?
Isso são 192 ogivas, Coffey.
Bu 192 savaş başlığı demek, Coffey.
Onde estamos, Coffey?
Neredeyiz, Coffey?
O Coffey quer que seja um submergível russo, tudo bem.
Coffey ona bir Rus sualtı aracı demek istiyorsa, tamam.
O Coffey está a partir com o Flatbed!
Acele et. Coffey Flatbed'i aldı.
Coffey!
Coffey! Geri dön!
Coffey.
Hey, Coffey.
- Achas que o Coffey vai em sentimentos?
- Sence Coffey bir hisse güvenip hareket eder mi?
O Coffey olha e vê russos.
Coffey bakınca Rusları görür.
Se o espantalho russo voltar, não devíamos fazer uma sesta. Não sabes o que dizes, Coffey.
Ruslara ait o şey geri gelecek mola vermemizin iyi fikir olduğunu düşünmüyorum.
- Coffey, seu filho da mãe!
- Coffey, seni orospu çocuğu!
Se conseguirmos provar ao Coffey que não há russos lá em baixo, talvez ele se acalme um pouco.
Hippy, bak ; Coffey'e burada hiç Rus olmadığını kanıtlarsak belki de o ateşleme düğmesinden elini çeker.
- Coffey.
- Coffey?
Coffey... por favor, Coffey.
Coffey... Haydi, Coffey.
Coffey...
Coffey...
Então, estão a pensar levar o John Coffey até ela.
Bu durumda John Coffey'i kadına götüreceğiz.
E não esqueçamos que o John Coffey é um assassino.
Unutmayalım, John Coffey bir katil.
O Coffey ficou perturbado quando apagaram as luzes, pusemo-lo no colete de forças e fechámo-lo na sala de recolhimento.
Işıklar sönünce Coffey'in öfkelendiğini.. ... deli gömleği giydirip, hücreye attığımızı.
John Coffey!
John Coffey.
John Coffey ( café ), minha senhora.
John Coffey.
Sim, John Coffey?
Evet, John Coffey?
John Coffey, minha senhora.
John Coffey.
Quero que fiques com ele, senhor Coffey.
Bunu almanı istiyorum, Bay Coffey.
Ele sabe que o Coffey é inocente?
Yani Coffey'in masum olduğunu.
John Coffey, foste condenado à morte na cadeira eléctrica por um júri dos teus pares com sentença de um juiz do Estado.
John Coffey, bir jüri tarafından idama mahkum edildin. Cezan, eyalet yargıcı tarafından onaylandı.
John Coffey vais receber uma descarga eléctrica, até à morte de acordo com a lei deste Estado.
John Coffey eyalet yasaları uyarınca sen ölene dek vücudundan elektrik geçirilecek.
Tinha 44 no ano em que o John Coffey foi executado.
John Coffey, Yeşil Yol'a geldiğinde 44'tüm.
É o meu castigo por ter deixado que John Coffey fosse executado por ter morto um milagre de Deus.
Benim cezam John Coffey'in idamına izin verdiğim için. Tanrı'nın mucizesini öldürdüğüm için.
Está com um chapéu esquisito. Deve ser o seu capataz, o Sr. Coffey.
Sanırım sizin çiftlik kovboyu, Bay Coffey.
Coffey, maldição, eu estava fazendo um piquenique.
Coffey, Allah'ın belası, piknik yapıyordum.
E se Coffey deu-lhe a mesma coisa que seu cozinheiro nos deu... ele não está mais feliz agora do que antes de comer.
Ve bize yerdiğin boku Coffey ona yedirdiyse yemeden önceki kadar mutlu değildir.
Coffey. Não acho o Parcher.
Coffey, Parcher'ı bulamıyorum.
Coffey, pode entregar aquela cruz?
Coffey, şu haçı verebilir misin?
Coffey? Vê a ferida no pescoço de Parcher?
Coffey, Parcher'ın boynundaki morluğu gördün mü?
Maldição, Coffey.
Canın cehenneme, Coffey.
Coffey, temos de dar um jeito na minha perna.
Coffey bacağıma bir şey yapmamız gerekiyor.
Coffey?
Coffey?
Jesus, Coffey.
Tanrım. Coffey.
Desculpa.
Pardon. Susannah Coffey.
Susannah Coffey. Outra rajada do passado.
Babamın geçmişteki dalgalarından biri daha.
Então procurei mais, e pelas impressões digitais pensei que o Mercer é na verdade Arthur Coffey.
Ben de biraz daha araştırdım ve parmak izlerine göre Mercer'ın asıl adı Arthur Coffey.
É o primogénito da família, Sr. Coffey?
Ailenin ilk çocuğu muydunuz Bay Coffey?
Toquei em muitos bares e clubes da cidade, salas pequenas e... conheci Mike Theodore e Dennis Coffey e eles vieram ouvir-me tocar.
Gitar çalmaya 16 yaşında başladım. Gitar aile yadigarı bir gitardı. Şehrin birçok yerinde ufak barlarda ve gece kulüplerinde çaldım.
Coffey, ouve.
Coffey, dinle.
Coffey vai marcá-lo, mas Martinez fica seguro, ao lançar para a esquerda, para começar.
Sarah...
Sou o Fergus Coffey.
Adım Fergus Coffey.
Coffey?
Coffey.
Está ouvindo, Coffey?
Sesimi duyuyor musun?
Coffey!
Coffey...