English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Concedê

Concedê traduction Turc

17 traduction parallèle
Sou o grande Xeque IIderim e posso concedê-Io.
Ben büyük Seyh IIderim'im ve sana verebiIirim.
Não vim buscar favores, mas concedê-los.
Sizi izlememin nedeni birşey istemek değil, vermek.
Achas que ele vai concedê-lo?
Yapar mı, ne dersiniz?
Lamento, mas está muito ocupado. Só pode concedê-lo 5 minutos.
Çok meşgul, sadece beş dakika ayırabilir.
Oramos por clemência... e essa mesma prece... a todos nos ensina como concedê-la.
Merhamet için dua ediyoruz. Ve bu dualarımız her birimizin yüreğini merhametle doldurmalı.
Eu... adoraria concedê-la, mas na verdade, nós não a temos!
Tableti size takdim etmekten müşerref olurdum, lâkin bizde değil.
Você sozinho pode concedê-la o presente da vida antes que morra congelada.
Ona bir hayat bahşedebilecek olan tek kişi sensin, tabi o donarak ölmeden önce.
E se a fada dos desejos estivesse aqui, ela poderia concedê-los.
Ve çatlak peri burada olsaydı onları yerine getirirdi.
Vejo que o rei te mandou, meu senhor, para resgatar o meu hímen e devo concedê-lo a si.
Seni kralın yolladığını biliyorum yaverim, kızlık zarımı almak için ve onu sana bırakmalıyım!
Os soldados romanos sabem algo sobre a morte e como concedê-la.
Romalı askerler ölümün ne olduğunu ve onunla başa çıkmayı bilir.
Mesmo que fosse verdade, porque caberia a si concedê-la?
Gerçek olsa bile bu hediyeyi vermek senin ne haddine?
Eu sei que o Abraham é um homem apaixonado, e que se ele optar por exercer essa paixão fora do seu casamento, eu irei concedê-lo, desde que tu concordes em limitar o vosso tempo juntos, e garantires que fique um segredo.
Abraham'ın tutkulu biri olduğunu biliyorum ve evliliğinin dışındaki bu tutkuyu kullanmayı seçerse birlikte geçirdiğiniz zamanı kısıtlamayı kabul ettiğin ve bunun sıra olarak kalmasını sağladığın sürece razı olacağım.
Mas não irei concedê-la.
Ama merhamet göstermeyeceğim.
Ele irá concedê-la, e será o fim do assunto.
O da bağışlar ve bu mesele de sona erer.
Errámos ao concedê-lo ao Harold.
Bu armağanı Harold'a vererek hata ettik.
Irão concedê-lo?
İsteğini kabul edecekler mi?
Ele foi muito gentil ao concedê-la.
Hayvan 25 mil ötede tekrar görülmeden önce 3 yıl geçti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]