Translate.vc / Portugais → Turc / Contrôle
Contrôle traduction Turc
6,584 traduction parallèle
De Sete, eu tenho. Controle.
Kontrol konuşuyor, hedef ve eşi yaya çıkışına doğru yürüyor.
De Controle, o alvo e mulher vão para sul pela M1, e seguem em direcção a Lisburn. Todas as chamadas respondam.
Kontrol konuşuyor, hedef ve eşi M1 üzerinden, güneye, Lisburn'e yol alıyorlar.
- Vou estar com o Controle.
- Ben merkezde olacağım.
Controle.
Merkez.
Controle para Bravo, por favor actualize.
Merkez'den Bravo'ya, lütfen bilgi verin.
Controle para Bravo. Espere fora. Percebido.
- Merkez'den Bravo'ya, beklemede kalın.
Controle, de Bravo. Alvo em movimento.
Merkez, Bravo'dan bildiriyorum.
Controle, de Radiografia Um.
Merkez, X Ray Bir konuşuyor.
A mulher do alvo vai em direcção à cidade no Volvo. De Controle.
Hedefin eşi Volvo ile şehre doğru yol alıyor.
Controle, Golf tem.
Gördüm. Merkez, Golf görmüş.
Alvo a voltar à casa. Controle.
Hedef eve dönüyor.
Controle.
Kontrol konuşuyor.
Mensagem de Controle, Senhora.
Kontrol'den mesaj geldi.
Controle.
Kontrol.
Controle.
Kontrol'den Golf'e.
Controle. De oito.
Kontrol konuşuyor.
Tudo pode ficar fora de controle, para si, muito depressa, Paul.
Bazı şeyler kontrolden çıkıverir Paul.
Controle para Alfa, Pai 5, responda, por favor.
Merkezden Alpha'ya. Papa 5, cevap ver, lütfen.
Se ele não se dispôe a fazer nada então temos de assumir o controle do nosso próprio destino
Eğer bir şey yapmak istemiyorsa, o zaman kaderlerimizi kendimiz kontrol etmeliyiz.
E que te sintas... como se tivesses no controle.
Ve kontrolün sende olduğunu hissettiğinden. Pekâlâ.
Como se o carro tivesse batido em qualquer coisa e perdesse o controle.
Sanki araba bir şeye çarpıp kontrolden çıkmış gibi.
Tenho tudo sob controle.
Kontrolüm altında.
O meu estômago está... fora de controle. porque acreditavam que mastigar lhes daria rugas.
Midem değişim halinde. 9. Louis saltanatında, kadınlar sadece et suyu çorbası yerlermiş çünkü çiğnemenin kırışıklık yapacağından endişelenirlermiş.
Principalmente, porque não queria morar num abrigo e matar pessoas por controle remoto.
Daha çok bir sığınıkta yaşayıp insanları uzaktan kumandayla öldürmek istemediğim için.
Perdi o controle uma vez. - Uma vez.
Sadece bir kez kendimi kaybettim.
Sim, está tudo sob controle.
Evet, her şey...
Alcoolismo, controle da raiva, baixa auto-estima... coisas que poderiam ir ao IHE para tratar.
Alkolizm, öfke kontrolü, kendine güvensizlik gibi. Bütün bunlar S.U.E'nün tedavi kapsamına giriyor.
Estou a dizer que sinto como se... estivesses... A perder o controle com facilidade ultimamente.
Sanki bu aralar kendine hâkim olamıyormuşsun gibi hissediyorum.
- Tenho perdido o controle?
- Kendime hâkim olamıyor muyum?
Tontura, desorientação, perda de controle, de coordenação motora, tempo de reacção prejudicada.
Baş dönmesi, yönelim bozukluğu, dürtü kaybı motor koordinasyon bozukluğu, geç tepki verme.
Então, depois da festa, envolveram-se algumas mulheres, as coisas saíram do controle, toda a gente se perdeu...
Partiden sonra kadınlar geldi. Olaylar kontrolden çıktı. Herkes sarhoştu.
Deve ter trabalhado numa clínica veterinária, ou, talvez, numa companhia de controle de pestes.
Veteriner kliniğinde veya veba kontrolü şirketinde çalışmış olabilir.
Não soube da minha conversa com a Controle?
- Kontrol ile olan sohbetimden haberin yok mu?
Parece que ela pensa ter tudo sob controle.
Görünüşe göre durumun kontrolü altında olduğundan oldukça emin.
Minha boa senhora, um grande mal assumiu o controle do seu legado, e para o seu bem, e para o bem de todos os seus filhos, confie em nós.
Hanımefendi, büyük bir kötülük sizin mirasını kontrol altına almış, kendi iyiliğiniz için ve bütün çocuklarınızın iyiliği için, bize güvenin.
A polícia local perdeu o controle.
Yerel polis kontrolü kaybetti.
Bebés Thunderdrums fora de controle.
Kontrolden çıkmış bebek Yıldırım davulları.
E suponho que gostavas que eles estivessem sob controle?
Ve bahse varım onları kontrol altına almak istiyorsun?
Destrutivos, barulhentos e fora de controle.
Yıkıcı, gürültücü ve kontrol edilemiyorlar.
- Hiccup! Pensei que os tinhas sob controle.
- Onları kontrol altına aldığını sanıyordum.
- e que tens tudo sob controle.
-... ve her şeyin kontrol altında olduğunu söylemek üzereydin.
- Está bem, pessoal, não tem nada com que se preocuparem e está tudo sob controle.
- Pekâlâ, millet merak edecek bir şey yok ve her şey kontrol altında.
Está tudo sob controle.
Sorunlarım kontrolüm altında.
Está tudo sob controle.
Her şey kontrol altında.
Tem tudo sob controle, hein?
Demek her şey kontrol altında öyle mi?
Fiquei um pouco fora de controle. Eu sei.
Birazcık kontrolümü kaybettim, farkındayım.
Isto aqui é o controle remoto.
Kumandası da burada.
Ele saiu de controle e rasgou o casco.
Yerinden çıkmış, gövdeyi delip geçmiş.
Se calhar não, diante de tudo o que os soviéticos roubaram desde a bomba atómica, mas até que o Presidente ponha o Pentágono sob o controle do Dept. de Justiça, não posso fazer nada.
Sovyetlerin atom bombasına kadar her şeyi çaldıkları düşünülürse, muhtemelen değiller ama Başkan, Pentagon'u Adalet Bakanlığı'na bağlayana dek bu konuda elimden bir şey gelmez.
Paracelsus tem controle de todo o meu... fujam!
Paracelsus tüm vücudumu ele geç... Koş!
É isso, lentes acromáticas. Alguma coisa tipo controle da mente.
Evet, onun akromatik lensleri, zihin kontrolü ile alakalıydı sanırım.