Translate.vc / Portugais → Turc / Cos
Cos traduction Turc
151 traduction parallèle
Hey, Cos, faz qualquer coisa!
Hey, Cos, birşey yap!
- Olá, Cos.
- Merhaba, Cos.
Cos, diz-me a verdade.
Listen Cos, bana gerçeği söyle.
Ele tomou esta cidade ao General Cos. Lutou uma batalha. E agora é um bêbado.
Kasabayı General Cos'tan alırken savaştı,... o zaman da sarhoştu.
Sr. Cos...
Bay Cos.... Ah!
É Cos e Larry.
Bunlar, Cos and Larry.
Dr. Hewitt, apresento Cos Erickson.
Dr. Hewitt, Cos Erickson'la tanışın.
Cos, podemos encerrar por hoje?
Cos, çalışmayı bırakabilir miyiz?
Cos, para de provocar o Dr. Hewitt.
Cos, Dr. Hewitt'le uğraşmayı bırak.
Cos já vai embora.
Cos, gitmen gerekiyor.
Não, Cos, não vou seduzi-lo.
Hayır, Cos, onu ayartmayacağım.
Ainda mais agora que me viu sendo modelada por Cos Erickson, está ansioso para saber sobre ele também.
Beni Cos Erickson'a modellik yaparken gördüğünüze göre, onun neyin nesi olduğunu öğrenmek için de ölüyorsunuzdur.
- Cos é boa pessoa.
- Cos, iyi biridir.
Mas Cos diz que significa o desterro de toda dor e angústia.
Ama Cos'un iddasına göre bu sözcük, acıyı ve kederi kovmakmış.
Cos, acabe com isto.
Cos, kes şunu.
Cos, você foi vencido.
Cos, fena çuvalladın.
Pare com isto, Cos.
Kes artık, Cos.
Cos, você vai ficar em pé na esquina.
Cos, git şu köşede tek ayak üstünde dur.
Pobre Cos.
Zavallı Cos.
Sim, pobre Cos.
Doğru, zavallı yaşlı Cos.
Deixe-os em paz, Cos.
Onları kendi hallerine bırak, Cos.
O que está acontecendo aqui, Cos?
Neler oluyor, Cos?
# Porque vocês me têm a mim
# # Cos you two have me
# # Poderia ser nós três, e viver tão maravilhosamente bem
# # Could be we three get along so famously cos
Porque...
Cos...
# Tell her that you love her # Like you know you should # Cos if you don't treat her right now
soyle ona sevdigini söyle sen de biliyorsun ki eğer ona iyi davranmazsan
# Cos I know you're no good for me
# Biliyorum çünkü sen bana göre değilsin
# Cos... we've all got to cry sometimes
# Çünkü... hepimiz bazen ağlamak zorunda kalırız
# Cos I lost someone just like you
# Çünkü sana çok benzeyen birini kaybettim
# Cos nobody seems to understand now
# Çünkü artık kimse anlıyormuş gibi görünmüyor
# Cos, mama, I'm sure hard to handle now
# Çünkü, anne, artık benimle uğraşmak kolay değil
# Cos, mama, I'm sure hard to handle now
# Çünkü, anne, artık benimle uğraşmak zor
# Cos I ain't never
# Çünkü ben asla
# Cos if you don't treat her right
# Çünkü ona iyi davranmazsan
Ela disse que l era barata os cos l não iria policial seu um anel de diamante.
Ne oldu? Ona elmas bir yüzük alamadığım için ucuz olduğumu söyledi.
Os cos se o homem não tem qualquer jornal, ele nunca terá qualquer prova.
Kağıt bulamazlarsa, asla delilleri olmaz.
Os cos eles não querem um nappy chefe, goste...
Çünkü kimse bebek bezi gibi kafayla dolaşmak istemiyor, şey gibi- -
Os cos que porco é uma besta imunda.
Çünkü domuz pis bir yaratıktır.
Os cos l não querem você pensar você só um acidente de má sorte!
Çünkü bunun tesadüf ve kötü şans olduğunu düşünmenizi istemem!
Os cos você é bonito.
Siyah ve güzelsiniz.
Agora, não esteja surpreso quando i digamos que nós fomos a prisão,..... cos alguma de y'toda quieta na prisão.
Şaşırmayın. Bazılarınız hâlâ hapis.
Isto é cos que você é perdido, irmão.
Çünkü kayıpsın, kardeşim.
Isto é cos que você é perdido.
Çünkü kayıptık.
Os cos nós não somos padres católicos.
Katolik rahipler değiliz.
* Os cos você achou whatyou tem sonhado com
# Cos you've found # what you've been dreamin'of
* Os cos eu não sei o que estou lá em cima
# Cos I don't know what's up there
- Por uma vez na vida, se deixe levar.
- Hayatında bir kere olsun, sen de coş.
- Cos!
- Cos!
- Companhia! - Pés desca / ços, carabina
İnsanlara ateş edilmesi emrediliyor
- tu consegues cara de caralho!
- Coş Riki, coş!
Os cos l é um homem de feira.
Dürüst bir adamım.