Translate.vc / Portugais → Turc / Daire
Daire traduction Turc
3,358 traduction parallèle
Se conseguissemos um apartamento em Hoboken já ficava feliz, Ritchie.
Hoboken'da bir daire bile alabilsek bana yeter Ritchie.
Vamos andar um pouco às voltas.
kayalığın etrafında daire çizeceğiz.
Estou-te a dizer, é um apartamento incrível.
Gerçekten mükemmel bir daire.
Eu disse para procurares um apartamento, não para assinar contrato com o primeiro que te mostrassem.
Sana bir daire bak dedim, ilk gösterdikleri daireyi kirala demedim.
Este apartamento está a pôr-me louca!
Bu daire bana kafayı yedirtecek!
Aquele apartamento é muito estranho.
O daire çok tuhaf.
Sim, é um bom apartamento.
Evet, güzel daire.
Como pode ser, se a Janet assinou um contrato deste apartamento que estava para alugar?
Bu nasıI olabilir? Yani, Janet bir kontrat imzaladı. Bu daire kiralıktı.
Bem, o apartamento cheira muito mal.
Daire gerçekten çok kötü kokuyordu.
Pelo que pudemos descobrir, estas mulheres nunca se encontraram, não se conheciam, não tinham nada em comum, exceto este apartamento.
Bildiğimiz kadarı ile bu kadınların hiç biri birbirlerini tanımıyorlardı. Bu daire haricinde hiç bir ortak yönleri yok.
E vou arranjar um apartamento na cidade.
Şehirde bir daire tutacağım.
Mas tens de ganhar dinheiro para poderes pagar casa.
Fakat bir daire tutabilmek için para kazanmalısın.
O apartamento de Hassan.
Daire Hassan.
É um estúdio.
Yani, bu bir stüdyo daire.
É um estúdio.
O bir stüdyo daire.
Ninguém está agora a comprar estúdios.
Şu anda kimse stüdyo daire satın almıyor.
"Vamos ver se conseguimos comprar um apartamento em West Village."
Hadi bir daire satın alalım " diyen sendin.
Estão a arrendar apartamentos? O senhorio diz que ele está cá há uns meses.
Artık daire mi kiralıyorlar?
- Venho ver o apartamento.
- Kiralık daire için gelmiştim.
Podemos ir, tipo, para Louisville, vivemos no carro até encontrarmos um apartamento.
Bir daire bulana kadar arabada yaşarız.
- Está em nome da sua empresa...
- Daire şirketinizin adına kayıtlı.
Cada apartamento é do sabor preferido de cada um.
Her daire birinin sevdiği tattan.
É Shridhar, chefe do departamento de TI.
Shridhar. İstihbarat Teşkilatı Daire Başkanı.
VENDE-SE - Escritório / Sótão - 830 m2 Excelente Oportunidade na Baixa
SATILIK-Ofis / Daire - 830 Metre Kare Şehirde Kaçırılmaz Fırsat
Limpando o apartamento, a arma do crime e desapareceu.
Daire, temiz. Cinayet silâhı ortadan kaldırıldı yani suçlanabilecek hiçbir kanıt yok.
tens o apartamento, os filhos...
Daire, çocuklar...
Em seguida, pressione o botão grande na parte da frente da caixa.
Daha sonra kutu içinde daire şeklindeki büyük düğmeye basın.
O meu apartamento está a arder.
Benim daire yanmış....
Talvez devêssemos procurar outro sítio.
Belki de başka bir daire bakmalıyız.
Gosto muito dele. Mas eu amo-te.
Daire çok hoşuma gidiyor, ama seni seviyorum.
E manterá, enquanto for vivo, apartamento, carro e motorista.
Daire onda kalacak ; araba ve şoför de.
Está bem. 211.
Tamam. Daire 211.
Apartamento quatro.
Dördüncü daire.
Ele arranjou-me uma casa, andávamos à procura de uma para nós, para quando ele deixasse a mulher.
Bana bir ev tuttu. Karısını terk ettikten sonra kalmak için daire bile bakıyorduk.
Sim. Duas portas a baixo.
Evet, iki daire aşağıda.
Bem, isto é um apartamento.
Burası bir daire.
Imagino que estejas familiarizada com o que isso quer dizer.
Eminim yapısal olarak daire nasıldır bilirsin.
O apartamento é espectacular.
Daire muhteşem.
Não te preocupes, só vou ficar aqui contigo até que haja uma vaga neste prédio.
Merak etme. Sende sadece bu katta başka bir daire boşalana kadar kalacağım.
Você é o senhor do apartamento 3?
Daire 3'teki bey siz misiniz?
Tudo o que quero é um apartamento no SoHo, um fim-de-semana nos Hamptons e um grande e falso par de mamas americanas.
Tek istediğim, SoHo'da bir çatı katı daire, Hamptons'ta bir hafta sonu ve Amerikan tarzı büyük bir çift silikonlu göğüs.
O Peter arranja sempre uma cena, não sei se queres...
Peter sürekli maçları falan dinlerdi. Hani istersen falan... 9 daire...
Temos a pobreza, onde está a massa? - Estão a andar em círculo. - Temos a pobreza, onde está a massa?
Daire çiziyorsunuz be.
Este apartamento nunca teve problemas em receber a atenção dele. Sim, Joanie.
Bu daire onun ilgisini çekmekte hiç zorlanmamıştı zaten.
Se e quando garantirmos a Jaguar... Vou precisar de um apartamento na cidade.
Eğer Jaguar'ı alabilirsek, şehirde bir daire lazım olacak.
783 Park, Apartamento 17B.
Adres 783 Park, daire 17b.
Amanhã de manhã cedo, vamos arranjar-te um apartamento na cidade.
Yarın sabah ilk iş, sana şehirde bir daire buluyoruz.
Quero um apartamento novo.
Bana yeni bir daire almanı istiyorum.
Chegamos à estrada pelo outro lado e damos umas voltas.
Diğer taraftan yola inelim ve daire çizip geri gelelim.
Pois, bem, todo o apartamento está.
Aslında tüm daire o durumda.
Temos de fazer um círculo.
Bir daire çizeceğiz.