English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Dateline

Dateline traduction Turc

79 traduction parallèle
"Dateline, Chicago."
" Son haber, Chicago.
Claro, deu tampa ao Primetime Life, ao 20-20 e ao Dateline, mas para ti...
Tabii canım. Primetime Live, 20 / 20 ve Dateline'i reddetti ama seni kabul eder tabii. - Bırak bu işin peşini.
- O que é isto, o Dateline?
Ne bu yahu. Randevu hattı mı?
Dateline, Kent Brockman.
Kent Brockman'dan Gün Ortası Haberleri.
Vimos isso no Dateline.
Bunu Dateline programından biliyorum.
O Dep. de Justiça não terá misericórdia para com os espiões da bomba atómica.
Dateline, Washington. Adalet Bakanlığı atom bombası casuslarına merhamet gösterilmeyeceğini beyan etti.
Costumava ficar num hotel na Midtown até ter visto a reportagem do Dateline.
Ve bir yerde kalıyordum şehir merkezinde. Ta ki randevu hattında görene kadar.
Não, eu vi no telejornal.
Hayır, Dateline'da gördüm.
Bem, estava a ver o Dateline e o Stone Phillips disse que os SUV rolam quando se vira depressa. E o tanque da gasolina explode ao mais pequeno toque.
Belgesel izliyordum Stone Philips keskin dönüş yaptığında ciplerin daima ters döndüğünü ve benzin deposunun patladığını söylemişti.
E não foi no Dateline.
Ve alnınde cips varken asla ciddi konuşmalar yapma.
Eu apanhei isto no Dateline daquela sabora esqueleto Maria Shriver.
Dateline'ın çıtır iskeleti Maria Shriver'dan aldım bunu.
Eu vi numa reportagem de duas partes na Dateline terça e na Dateline Gatestra. Que diabo é Gatestra?
Bununla ilgili Salı ve "Salmalı" yayınlarında iki röpörtaj gördüm
NBC inventou mais um dia para poderem por mais um Dateline.
Salmalı da ne? NBC yeni bir yayın koyabilmek için yeni bir gün türetti
Guarde isso para o Dateline das Terças-feiras.
Parmak İzi'nde açıklarsın.
Stephanie Phillips da "Dateline", como está?
Stephanie Phillips, "Dateline" dan, nasılsınız?
Sabes que recebeste uma carta do Dateline NBC?
Dateline NBC'den sana mektup gelmiş.
Crianças, temos que aprender a aceitar isto, como uma daquelas histórias do Dateline onde um membro da família sofre um terrível acidente e torna-se num peso para toda a gente.
Dateline'daki hikayelerden biri gibi buna da alışmak zorundayız. Aile üyeleri korkunç bir kazanın acısını çekiyordu ve herkesin bir sorumluluğu vardı.
Meridiano Hollywood..
Dateline : Los Angeles.
Sinto falta do canal de desporto e do "Dateline".
ESPN ve "Dateline" ı özlüyorum.
Dateline.
- Dateline.
Vão fazer um programa sobre o síndroma de álcool fetal.
Dateline, anne rahminde alkolün etkileri konulu bir haber hazırlıyor. Teşekkürler.
Talvez façam um reportagem sobre nós na televisão.
Belki DateLine hakkımızda bir hikaye yazar, heh? !
Bem, eu sou mais do tipo "Dateline".
Ben daha çok Dateline hayranıyımdır.
Boa noite e bem-vindos ao "Dateline".
İyi akşamlar ve Arkadaş Hattına hoşgeldiniz.
Sou o Chris Hansen, do "Dateline" da NBC.
İyi akşamlar, efendim. Ben Chris Hansen NBC Arkadaş Hattı'ndan.
Tu apareceres no "Dateline" é uma desvantagem!
Bu arada bu bir eksi! Senin Arkadaş Hattı'nda olman eksi!
O Dateline falou nela.
Dateline, onunla ilgili her şeyi ortaya çıkardı.
Vou-me lembrar disto quando fores preso no Dateline.
Çapkınlık yüzünden tutuklandığında, bunu hatırlayacağım.
Como é possível passares a vida a ver Dateline NBC?
Daha ne kadar NBC ana haber bültenini seyredeceksin, Allah aşkına?
Os argumentistas e eu queríamos ter casacos a dizer "TGS", mas o tipo da contabilidade diz que não pode ser, mas o "Dateline" tem...
Diğer yazarlarla ben TGS ceketleri istiyoruz. Ama muhasebedeki çocuk bunun olamayacağını söylüyor. Ama "Arkadaş Hattı" programının ceketleri var.
Este sábado no Dateline, eu irei trazer a história do Eric... ao vivo e sem censuras, da sua casa em Colorado.
Bu cumartesi canlı yayında size Eric'in hikayesini anlatacağım Colorado'dan canlı ve sansürsüz olarak.
Este sábado no Dateline NBC.
Bu cumartesi NBC'de canlı yayında.
Nós desejamos-te boa sorte no Dateline de hoje.
Bu akşam canlı yayında başarılar.
Dateline.
Canlı yayın.
Nós quase apanhamos um pedófilo, mas então ele fugiu-nos porque não queria aparecer no Dateline.
Nerdeyse bir tacizciyi yakalıyorduk, ama elimizden kaçırdık, canlı yayına çıkmak istemedi.
Seria uma pena se não pudesses vir ao Dateline.
Canlı yayına çıkmazsan bu çok kötü olur.
Ao vivo, do nosso estúdio satélite no Colorado. Este é o Dateline.
Colorado'daki taşınabilir stüdyomuzdan canlı yayın.
- Dateline? !
- Canlı yayın?
Não irás ao Dateline, O que tens a dizer agora?
Canlı yayına çıkamıyacaksın, buna ne diyorsun bakalım?
Mas que porra, Ian, não assiste o programa Dateline?
Kafayı mı yedin Ian, Dateline'ı izlemedin mi?
Ela foi espancada até à morte em "Dateline" há duas semanas.
İki hafta önce "Haber Hattı" programında dövülerek öldürüldü.
Vi isto no Dateline sobre tiróide.
Takvimdeki tiroit bezi bilgilerinde gördüm.
Dateline, 20 / 20
Dateline, 20 / 20,
Alguém viu "To Catch a Predator" no "Dateline"?
Dateline'da "Tacizci Avı" nı seyrettiniz mi?
Vi isso no Dateline.
Dateline'da bahsetmişlerdi.
- Vi tudo no programa Dateline.
"Dateline" da tüm olup biteni gördüm.
Esperamos um ano, depois vamos a tribunal, entramos na Nancy Grace e no Larry King, no Dateline, no 48 Hours.
Sonra 1 sene bekleriz, sonra da mahkemeye gideriz Kraliçe Nancy ve Kral Larry oluruz, özel bir tarih menüsü 48 saat araştırırız.
Por favor. Isso podia ser usado para atrair predadores.
Dateline bunu yırtıcı hayvanları çekmek için kullanabilir.
Como o Dateline fez contigo.
Dateline'nın sana yaptığı gibi.
Não viste a reportagem no Dateline em que a mulher batia no focinho do cão com uma costoleta de cabrito?
- Ama, Will, dinle... - Hayır, yeter! Artık bitti.
Próxima semana em Dateline NBC :
Haftaya NBC'de canlı yayında :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]