English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Dea

Dea traduction Turc

1,160 traduction parallèle
A DEA está a investigá-lo por suborno.
DEA sizi rüşvetten soruşturuyor.
És aquele agente da DEA com amigos dos dois lados.
Sen şu DEA ajanısın.
Sabes que eu sou da DEA e pensaste que ao dizer "drogas"...
Biliyorsun ben DEA'yım ve sen "ilaçlar" dan bahsediyorsun...
Expulso do Exército... pendurado por um fio na DEA.
Ordudan atıldın DEA'da ipe çekilirsin..
Há dois meses, com a prisão de Memo Lucero, demos finalmente o primeiro grande golpe no corredor do Pacífico.
DEA Karargâhı, Los Angeles - İki ay önce Memo Lucero'nun tutuklanmasıyla sonunda Pasifik geçidine ilk önemli darbeyi vurduk.
Digo-te, meu, devíamos ter trazido os cães do Departamento.
Size söylüyorum, buraya DEA'nın köpeklerini getirmeliydik.
Agente Stark, da DEA, para falar consigo, na linha um.
DEA'dan Ajan Stark birinci hatta.
Fala o Agente Stark, da DEA.
Selam Şef Whitlock. DEA'dan Ajan Stark.
Agente Stark, DEA.
DEA'dan Ajan Stark.
"Aqueles parvalhões da DEA estão no no 8400 da Rua 63".
'DEA'daki heriflerin 8.400...' Hayır, öyle demedim.
Não senhor. Peço desculpa, Agente Stark. "Aqueles parvalhões da DEA estão no no 8400 da Rua Southeast 63", Chae.
Söylediğim şey, DEA'daki herifler... 8.400 Güneydoğu 53'teydi.
Fui destacada para trabalhar com Ed Grey, um agente dos estados unidos, da DEA.
Amerikalı bir D.E.A. ajanı Ed Grey'le çalışıyordum.
DEA! Saia do carro. Ponha as mãos sobre a cabeça.
Arabadan in ve ellerini başının üstüne koy.
Tanto quanto posso dizer, a embaixada americana está a falar com a DEA... e creio que vão aperceber-se que isto é um grande mal entendido...
- Sadece bunu söyleyebilirim. Sanırım beni gerçekten yanlış anladılar.
Somos da DEA.
- D.E.A.'den geliyoruz.
A DEA americana deu a ordem.
- Amerikan savcısı emir verdi.
6 : 30 AM Segunda-feira Escritórios da DEA - Nova York
06 : 30 Pazartesi D.E.A. ofisi-New York
Ainda não localizámos o vosso professor... e toda a cidade sabe onde fica a DEA.
Profesörünüzü henüz bulamadık. Bu şehirde herkes D.E.A.'nın ne yaptığını bilir.
2 : 39 PM Domingo Escritórios da DEA, Nova York
02 : 39 Pazar D.E.A. ofisi, New York
Um traficante de LA, era também um informador que mudou de posição tantas vezes que a DEA deixou de trabalhar com ele.
Doğu Los Angeles'ta uyuşturucu satıcısı, ayrıca bilgi veren birisi. Görünüşe göre DEA onunla çalışmayı bıraktıktan bir sene sonra birçok kez taraf değiştirmiş.
Vamos contactar o FBI, DEA e alfândega, e ver se alguém tem um agente em falta.
Federaller, narkotikçiler ve gümrükçülerle temas kuralım. Kayıp ajanları olup olmadığını soralım. Merhaba Calleigh.
A DEA está a investigar dois traficantes mortos, cinco quilómetros a Norte, em Fort Story.
Uyuşturucu İnfaz Teşkilatı buradan 5 km ilerdeki Fort Story'de ölen iki uyuşturucu sâtıcısıyla ilgileniyor.
A DEA encontrou corpos em Fort Story que podem ter uma ligação a este.
Uyuşturucu İnfaz, Fort Story'de bununla ilişkili cesetler bulmuş olabilir.
Agente Ken Fuller, DEA.
Ben Uyuşturucu İnfaz'dan Ken Fuller.
E como isto pode ter algo a ver com o seu comandante... O Exército não se opõe a ceder a jurisdição ao NCIS e à DEA.
Olay, donanmayla ilgili olabileceği için ordu NClS'e ya da DEA'nin ilgilenmesine karşı çıkmaz.
A DEA acha que sim. Dois traficantes deram à costa, ontem à noite, em Fort Story.
Uyuşturucu İnfaz Birimi yani DEA öyle düşünüyor.
Vamos colaborar com a DEA?
DEA'yle birlikte mi çalışacağız?
FBI, DEA, Polícia estadual e do condado. Estão todos danados por apanhá-lo.
FBl, DEA, eyalet, ilçe, hepsi onu istiyor.
- Sim, a DEA apanhou-o em Nova Iorque.
Evet, narkotik New York'da yakaladı.
Parece que o Roberto Castellano y Silva foi apanhado pela DEA.
Roberto Castellano y Silva Narkotik Şube tarafından aranıyor.
- Pedimos os localizadores à DEA.
- Narkotikten.
Falei com o Combate à Droga.
Az önce DEA ile konuştum.
Também pedimos ajuda ao FBI e à DEA.
F.B.I.'ın ve D.E.A.'in de bu. konuda desteklerini istedik.
- A DEA conhece-o?
- Narkotiğin ondan haberi var mı?
Através de uma ligação na prisão, a DEA ligou o Burns a D.K. Nimmanit.
Narkotik, hapishane bağlantılarından, Burns'ün D.K. Nimmanit isimli bir adamla görüştüğü tespit etti.
Vai entregar o caso à polícia local e à DEA.
Davayı yerellere ve narkotiğe devredecek.
- A DEA vai dar-nos algum apoio.
- Teslimat ayarlandığında narkotik bize yardım edecek.
Guarda costeira, DEA.
Sahil güvenlik, DEA.
Yelina, o b Keaton era um agente da DEA.
Yelina, Bob Keaton Narkotik Dairesi'nin ajanıydı.
No Serviço de Estrangeiros e Fronteiras, a analisar nomes do consulado Colombiano.
Yerel DEA. Kolombiya Konsolosluğu'dan isimleri araştırıyordum.
Parece que o seu país tem andado atrás de uma grande recompensa do SEF.
Görünüşe göre ülken DEA'nın oldukça büyük bir ödeneğinin peşindeymiş.
DEA?
DEA ( narkotik )?
DEA, preparada.
DEA hazır.
O DEA anda atrás dele, mas não têm provas.
- Hmm. - Bekle bir dakika.
Choi virou informador do DEA há seis semanas.
Var. DEA altı hafta önce Choi'yi muhbir yapmayı başarmış.
Não, a unidade de Reed actuaria com a agência.
Hayır, Reed'in birimi de DEA geçici işbirliğinin bir parçası olacaktı.
Brigada de Narcóticos, pulha.
DEA, pislik!
O chefe da gang chama-se Romeo Choi e o homem é barra-pesada.
DEA onun peşinde, ama dava açacak bir şey henüz bulamadılar.
- Pode ser.
DEA'nın bir süredir Choi'nin peşinde olduğunu söylemiştin.
Disse que o DEA está atrás de Choi há algum tempo.
Evet, ama sadece kafalarını duvara vurmakla meşguldüler.
A agência começava a investigar Reed.
DEA dikkatini Reed'e yöneltmeye başlamış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]