Translate.vc / Portugais → Turc / Denham
Denham traduction Turc
128 traduction parallèle
- Não sei, mas toda a gente fala nesse tipo lunático que está a organizá-la.
Ama dediklerine göre şu çılgın herif idare edecekmiş. - Carl Denham mı?
- O Carl Denham? - Acho que é assim que se chama.
- Sanırım ismi bu.
- O Denham está a bordo?
- Denham gemide mi? - Sen kimsin?
Sr. Denham, sabe tão bem quanto eu as razões para haver pressa.
Şey, Bay Denham, benim gibi sizde bu acelenin nedenlerini biliyorsunuz.
Mas trará sempre um filme e toda a gente vai dizer :
Ve hâlâ bir filmden bahsediyorsunuz. Bir de herkes, "Carl Denham eşsizdir" diyor.
- Não pode ser, Denham.
- O olmayacak, Denham. - Ne? Olmak zorunda.
Aí tem. Eu tenho escrúpulos, Denham.
Benim bir vicdanım var, Denham.
Já agora, sr. Denham, por que não fazer um filme num mosteiro?
Peki, Bay Denham, neden manastırda bir film çekmiyorsunuz? Bu beni delirtiyor.
Oiça, chamo-me Carl Denham.
Dinle, adım Carl Denham.
É a rapariga que o Denham trouxe ontem à noite, não é?
Sen Denham'ın dün gece bulduğu kızsın değil mi? Evet.
A experimentar algumas roupas para o sr. Denham.
Bay Denham için kostümleri deniyordum.
O Denham e o capitão...
Bay Denham, kaptan...
Muito bem, sr. Denham.
Pekala Bay Denham.
Sr. Denham, vou intrometer-me um pouco.
Bay Denham işinize karışmış gibi olacak ama...
Pense bem, Jack. Sr. Denham, o capitão chama-o à ponte.
Bay Denham, kaptan sizi yukarıda, köprüde bekliyor.
Não é o velho, é o maluco do Denham.
Şu deli herifin, Denham'ın yüzünden.
Muito bem, Briggs, agora vamos ver a ilha do Denham.
Pekala, Briggs, şimdi Denham'ın adasını kolaçan etmeye gidiyoruz.
Foi você que a meteu nisto, Denham.
Onu bu işe sen bulaştırdın, Denham.
Acho que o Denham cometeu uma loucura em levá-la para terra.
Bence Denham, bugün seni kıyıya çıkarmakla kafayı yediğini gösterdi.
É isso que me preocupa.
Beni endişelendiren de bu zaten. Denham aptalın teki.
O Denham adora correr riscos, não se sabe o que pode pedir-lhe para fazer por causa do filme.
Film için senden daha neler yapmanı isteyeceğini kim bilebilir!
- Denham!
- Denham. - Seni yakalamadı mı?
Ali em baixo... Sr. Denham...
Hey, aşağıdakiler, Bay Denham.
Os nativos vêm aí!
- Denham, yerliler geliyor.
O Monstro Gigante de Carl Denham
Carl Denham'ın Dev Canavarı
Afinal o que é que o Denham tem?
Baksana, Denham'ın ne yakaladığını biliyor musun?
Não é um filme, minha senhora.
Bu bir film değil bayan. Bay Denham şu sevimli maymunlu, kaplanlı ve benzer şeyli filmleri yapmıyor mu? Ne?
Eu não te teria trazido, mas sabes como o Denham insistiu.
Seni getirmeyecektim ama Denham'ın nasıl ısrarcı olduğunu biliyorsun.
O Denham não corre riscos.
Denham işini şansa bırakmaz.
O sr. Denham apanhou-o.
- Şey, onu Bay Denham yakaladı.
O resto de nós fugia como coelhos assustados, mas o sr. Denham teve coragem para ficar e disparar as bombas.
Geri kalanımız korkak tavşanlar gibi kaçıyordu. O soğukkanlılıkla dikilip, bombaları fırlattı.
Chamo-me Denham.
Adım Denham.
- Tenente, sou Carl Denham.
- Yüzbaşı adım Carl Denham.
- Carl Denham?
- Carl Denham.
Denham?
Denham mı?
Bem, Denham, os aviões apanharam-no.
Görünüşe bakılırsa, Denham, uçaklar onun işini bitirmiş.
Menina Denham.
Matmazel Denham.
Barbara Denham.
Barbara Denham.
Denham.
Denham.
Denham.
Yeter Denham.
Denham.
- Hadi Pam tatlım. - Toz ol Denham!
Sr. Smarty Denham.
Efendiyi duydun, Bay Zeki Denham.
Denham?
Bana mı dedin, Denham?
meu filho da mãe!
Onu rahat bırak Denham, seni orospu çocuğu.
despacha-te.
Hadi Denham, kımılda.
Pediu desculpa por causa do Denham?
Denham dedi diye mi özür dilediniz?
Mas o professor é como o Denham disse.
Denham'ın dediği gibiymişsiniz.
O Denham está a ficar nervoso.
Denham çıldırmak üzere.
- Toda a gente sabe isso, Denham.
- Dürüst olduğunu herkes biliyor.
Denham, olhe...
Çabuk olun.
O sr. Denham faz aqueles filmes com os amorosos macacos, os tigres e esses animais. O quê? Mas isto tem mais a ver com uma apresentação pessoal.
Bu daha çok insan görünüşünde bir şey, bayan.