Translate.vc / Portugais → Turc / Denny
Denny traduction Turc
1,098 traduction parallèle
O Denny também vem.
Denny geliyor.
Denny, espero que esteja preparado para dançar connosco.
Denny! Umarım bu gece bizimle dans etmeye hazırlıklı gelmişsindir!
- Isso não interessa. Vamos.
Haydi, Denny!
Vá buscar-me um copo de água.
Denny, gidip bana bir kadeh şarap getir.
O Chamberlayne e outra vez o Denny!
Chamberlayne ve Denny de!
Olha, o Denny e o Carter!
Bak! Denny ve Carter.
O Denny e o Carter estão cá.
Denny ve Carter geldi.
Teria preferido o Denny ou outro dos amigos...
Denny ya da arkadaşlarımızdan biri sağdıç olsun isterdim...
Esperava essa linguagem no Denny's, mas aqui não!
Bu tür küfürleri Denny's'den beklerdim, ama buradan değil!
Pronto, Danny, vá lá!
Tamam, Denny, gidiyoruz.
Falei com o meu ex-marido, e ele fica com o Danny no Natal...
Eski kocamla konuştum. Noel boyunca Denny'e bakacak.
Denny, anda cá.
Denny, buraya gel!
Até termos outro suspeito, perseguiremos o Mão Direita e o seu líder, o ex-fuzileiro Denny Markham, tentaremos abortar qualquer plano que possam ter.
Başka bir şüpheli buluncaya kadar FBI olarak bizler Sağ El'in ve eski bir, denizci olan Denny Markham adındaki liderlerinin peşine düşeceğiz ve yapmış olabilecekleri diğer muhtemel planları önlemek için bir strateji geliştireceğiz.
Estava na lista de endereços do Denny Markham.
Adı Denny Markham'ın adres listesindeydi.
Empregada de balcão de dia, Caçadora à noite.
Gündüzleri Denny's'de garson. Akşamları vampir avcısı.
vamos ao Denny's
- Niye Denny'nin yerine gitmiyoruz?
E dois Denny's, para podermos dizer " Não vamos para esta porcaria.
Ve iki tane Denny's, ki şöyle diyebilelim :
Geladarias, restaurantes, estações de serviço, prisão.
Tastee Freeze, Denny's, Gas World, hapis.
Eu estava no barco do Denny Najarian.
Denny Najarian'ın teknesindeydim.
Restaurantes de quatro estrelas, fast food, não parava.
Dört yıldızlı restoranlar, Denny'nin yeri. Fark etmezdi ve durmadı.
É por isso que o Tommy cá vem hoje? E o Denny?
Tommy Beal ve Denny bu yüzden mi geliyorlar?
Dezoito mil dólares. O Denny entra com 6 mil e o Tommy também. Eu tenho de fazer o mesmo.
Denny ve Tommy kendi 6000'lerini katıyorlar ben de kendiminkini katmalıyım.
O Denny não é estúpido lá por ser camionista.
Allah aşkına Denny kamyon kullanabiliyor, dolayısıyla aptal olamaz.
Se achas que o Denny e o Tommy são atrasados, então a tua prima May é burra que nem uma égua, uma cadela, ou assim.
Çünkü Denny ve Tommy'nin biraz yavaş olduklarını düşünüyorsan, kuzenin May bir at ya da köpek kadar alıktır.
E hoje uma ratazana mordeu o Denny.
Ve bugün Denny'yi fare ısırdı.
Um dos arquitectos da pouco ortodoxa estratégia de marketing da empresa é o director da Publicidade, Denny Doyle, um antigo camionista.
Sunset'in alışılmadık reklam kampanyasının mimarlarından,.. ... aslen bir tır şoförü olan Denny Doyle'la beraberiz.
Vai acordar o Denny e pede umas dele.
Denny'yi uyandır ve onunkilerden ödünç al.
Onde é o quarto dele?
Denny'nin odası nerede?
Toma. Leve o do Denny.
Denny'nin montunu al.
Denny, vou emprestar o teu casaco ao Greg.
Denny, montunu Greg'e veriyorum.
- Denny! Como ficou o smoking?
- Smokin nasıl olmuş?
Denny, fica com as bolas profundas.
Danny, arkada kal.
Por que não me morde, Denny?
lsır beni.
Denny!
Tamam. Denny?
Desculpe.
- Denny. - Üzgünüm.
Pergunte ao Denny o que o dragão mágico anda "puffando"...
Denny'ye sorsana. Hiç fark etmedin, değil mi?
Nós encontramo-nos na minha cabine pessoal no Denny's... durante mais de uma hora e eu falei-lhe sobre mim.
Denny'de benim standımda bir saatten fazla oturduk ve ona kendimle ilgili her şeyi anlattım.
É uma empregada de mesa do Denny's, aqui mesmo em Harrisburg.
Harrisburg'da Denny restoranının garsonu.
O Denny não devia já cá estar?
- Denny nerede? Nasıl oldu da hala gelmedi?
Denny, que te aconteceu?
Hey, Denny. Ne oldu?
Olha o meu irmão mais velho, que chegou do Japão.
Denny, bu ağabeyim. Japonya'dan geldi.
- Onde está o Denny?
- Denny nerede?
Denny... dispara, dispara.
Denny, ateş et.
Denny... foge.
Denny... Kaç.
Denny, tudo bem.
Denny, tamam.
Denny... aquilo ao teu olho... fui eu.
Denny, gözün... Ben yapmıştım.
- Ali está o Denny.
- Bak, Denny orada!
- Ali está o Denny.
- İşte Denny!
- Talvez a do Denny Markham não.
- Belki de Denny Markham'ın savaşı.
Até andou a brincar com o Denny.
Denny ile uğraşıyor.
- Denny, dá-me a minha 9mm! - Anda-te embora, amigão.
Tamam, evlat.