Translate.vc / Portugais → Turc / Dificil
Dificil traduction Turc
1,293 traduction parallèle
Eu sei que é dificil.
Bu zor biliyorum.
É dificil, mas eu também o sou.
Atlatmak, zor iş... Ama, ben...
Matá-lo será muito dificil.
O zaman Drokken'ı öldürmek çok zor olacak. Yara almaktan etkilenmez.
Devem usar thromite. O Drokken é forte e rápido, dificil de acertar.
Çok kuvvetli bir rüzgar da Drokken'i yok edecektir.
- É dificil de acreditar.
- İnanması zor.
Isso é dificil para ti, não é?
Bu senin için zor, değil mi?
É muito dificil.
İyi çalışma.
É dificil de dizer. Pode levar algum tempo.
- Söylemesi zor.Biraz zaman alabilir.
Josh ou John, foi dificil perceber. - Havia alguém por perto?
Başlayacaktım ama öğretmen bıraktı.
É tão dificil para uma criança perder um dos pais.
Annesiz büyümek zordur.
Está a dizer que é mais dificil fazermos o nosso dever se perdermos fé no MP.
Savcılığa güvenmezsek işimizin zor olacağını söylemek istiyor.
Sabes, não é justo que só por causa dele eu não passe tempo a... É dificil fingir este discurso...
Bu hiç de adil değil, sırf onun yüzünden vaktimi... buna devam edemeyeceğim.
Não precisas de me dizer o quão dificil é ser uma mulher aqui.
Burada kadın olmanın zorluklarını bilirim.
Por acaso seria muito dificil para algum dos seus planos me incluir?
Planlarının içinde benim de olmam mümkün mü
Deve ter sido bem dificil para uma criança.
- Bir çocuk için ağır olmalı.
Compreendo que esteja a ser dificil para alguns de vós.
Bazılarınıza bunun zor geldiğini biliyoruz.
Não. Mas, sabem, se quisessem ir para uma escola de direito, por exemplo isso seria muito dificil, porventura.
Ama, biliyorsun, örneğin, bir hukuk fakültesine gitmek isteseydin... biraz zorluk çıkardı.
Esta é dificil.
Bu biraz zahmetli.
Quão dificil pode ser?
Ne kadar zor olabilir ki?
Teve um dia tão dificil.
Zor bir gün geçirdiniz.
Sempre te foi dificil aceitar-me.
Beni kabul etmek sana hep zor geldi.
Ray, o gajo era muito dificil, e eu notifiquei-o na boa.
Ray, bu adam zor bir hedefti, ve bende temiz bir şekilde sevk ettim.
Só porque é dificil de alcançar não é motivo para não pensar em todas as possibilidades.
Ulaşılması zor diye her olasılığı göz ardı edemeyiz.
Não. Bem, quer dizer, hoje tive um dia dificil, mas acabou bem.
Zorlu bir gündü ama...
Isto está dificil!
Her taraf parçalarla dolu!
É dificil encontrar alguem da tua faixa etária q ainda respire.
Sizin yaşınızda hala desteksiz nefes alan bir kadın bulmak zor efendim.
O nosso amigo tornou-se dificil.
Genç arkadaşımız zorluk çıkarmaya başladı.
Dificil?
Zorluk mu?
Isso é dificil!
Zor olan bu!
Pensas que só porque ja matas-te alguem, matar-me nao vai ser dificil?
Dah önceden birilerini öldürdüğün birileri olduğu için beni de öldürmen sotun olmayacak sanıyorsun?
Agora é dificil lembrar-me que matrícula pertence a que carro.
Şimdi kimin arabasında kimin plakası olduğu için yardıma ihtiyacım var.
- Sem dinheiro? Vai ser dificil.
- Para olmadan mı?
Deve ter sido dificil. Em ambos.
İkiniz için de zor olmalı.
Sra. Daisley, a sua sogra, penso, contou-nos sobre a sua dificil situação.
Bayan Daisley, sanırım kaynananız oluyor, bize durumunuzu bildirdi.
Tas te a fazer dificil, mas eu vou te arrombar na mesma.
Seninle uğraşmayı bırakmamı istiyorsun, ama, seni becerdiğim gibi içindeki parayı da çıkaracağım.
Mas é muito dificil, estar a tentar cortar cabelo... e estar preocupado se este parvalhão está a tentar enganar me.
Fakat orada oturup biraz traş yapmak, senin için yeterince zor... Ve sen seni becermeye çalışan o salak için üzülmelisin.
- É dificil acertar.
- Kıvamını tutturmak zordur.
Deve ter sido dificil falar sobre isso.
Anlatırken zorlanmış olmalısın.
Isto é dificil, mesmo para um ninja treinado.
Bu iyi eğitilmiş bir ninja için bile çok zordur.
Dizem que o sitio mais dificil para concentrar Chakra é nos pés.
Ama en zor yanı söylediğim gibi Çakra'nızı ayaklarınızın altında toplayabilmektir.
Nessa situação, ainda é mais dificil manter o Chakra.
Böyle bir durumda, Çakra'nın sürekliliğini sağlamak daha da zordur.
Nunca pensei que manter uma quantidade constante de Chakra fosse tão dificil....
Çakra'nın miktarını sabit tutmanın bu kadar zor olacığını bilmiyordum.
Talvez eu só esteja tendo um período dificil deixando minha irmãzinha ir embora.
Belki de sadece küçük kardeşimi yitirmek zor geliyor.
Bem, tu verás, quando fores mais velha, como é dificil encontrar pessoas que apenas façam o seu trabalho.
Evet, sadece işini yapan insanları bulmanın ne zor olduğunu yaşlandıkça öğreneceksin.
Se for uma assombração, quanto mais tempo o espectro tiver cá... mais dificil será convencê-lo a partir.
Eğer avlanıyorsa, bölgede daha uzun zaman bulunmalıdır ve.. ... gitmeye ikna etmek daha zorlaşır.
Dia dificil no escritório?
Ofiste zor bir gün mü geçirdin?
Ok, mas estou a ter um dia dificil, por isso passamos as formalidades.
Çok yoğun bir gün geçiriyorum, lafı dolandırmayı bırakalım istersen.
E nem foi dificil persuadir-te... a trair tudo pelo que o Holtz deu a sua vida.
Ve ikna etmesi daha zor olan Holtz'un hayatı için size verdiği herşeye ihanet etmekti.
Deve ter sido dificil para ti.
Senin için zor olmalı.
Isto é muito mais dificil do que parece Batman.
Batman'i bunu yaparken izlemek daha kolaydı.
Mas todos sabemos que é dificil acusar alguém com base em boatos, mesmo sem as ambiguidades. Era do laboratório.
Bunlarla ne yapıyorsunuz?