Translate.vc / Portugais → Turc / Does
Does traduction Turc
100 traduction parallèle
Ei Does, não vem?
Dos, geliyor musun?
E eu também espero, Jenny para que logo a does para a minha igreja.
Evet umarım sen kazanırsın Jenny. Belki kiliseye bağışlarsın.
O que está ele a dizer?
- What does he say?
# # E o mesmo acontece com o teu nome
# # And your name does the same for you
Como é possível? A ponte pode voar pelo ar? Claro, está minada.
Muhtemelen Binbaşı Ward but does kimse yok.
Does it gather
* Kazanamadı *
Does anybody else in here Que se sinta como eu
Başka kimse yok mu..... benim gibi hisseden?
Não viemos de Jersey para ver "Heather Agarra Hollywood".
- Doğrusunu istersen, ta Jersey'den buraya kadar... Heather Does Hollywood'un çekimlerini görmeye gelmedik.
Ninguém o faz e vive para contar a história.
Nobody does that and lives to talk about it.
Ele faz sempre isto. Fica irritável porque se está a preparar para o grande jogo.
O daima yapar bunu.He always does this.Huysuzlaşıyor çünkü büyük oyunla ilgili psikolojik.
Temos um mandato para a prisão de Robbert "bobby" Burns..... e três John Does.
Robert "Bobby" Burns ve üç kişi için arama iznimiz var.
- "Kitty Does Kiev."
- "Kedicik Kiev de."
- Não é "Kitty Does Kiev".
- "Kedicik Kiev de." değil.
Continua daí, aí mesmo!
- Wouldn't you like many- - " -" Or does that sound too greedy " - Şu tarafa geç, şu tarafa.
I sure hope he does.
Benim de kaçsa keşkee.
All this does is up the stakes of the game.
Bu sadece oyuna biraz risk katıyor.
Então, Quem é o Sr. Stanton?
So where does that leave Mr. Stanton? nerden bilebilirim?
Ele sabe algo que eu não?
Does he know something I don't?
é verdade. o tio Joe does manipula-nos.
Bunu bize Joe amca yapıyor.
As primeiras três vítimas foi o John Does.
İlk üç kurbanın katili bilinmiyordu.
This job just never lets up, does it?
Bu iş hiç bitmeyecek gibi, değil mi?
- Eu adoro esta parte. - Oh, say does that
- Bu kısmını seviyorum.
Judaism does frown upon homosexuality.
Yahudilik homoseksüellere izin vermez.
Does dollars!
2 dolar!
Por exemplo, como é que o Tennyson contribui para este tema?
Örneğin... what does Tennyson? contribute to this subject?
Tem algo a ver com uma nave espacial?
Does it have something to do with a spaceship?
Como é que o tigre rosna?
When does the tiger roar?
# How does this feel #
* Bu nasıl bir duygu *
Como estamos quanto às marias-ninguém?
Jane Does işinde neredeyiz?
O John Does não apareceu, mas não vais adivinhar
Kimligi belirsiz cesetler o degildi ama
Se você não entender alguma coisa, não significa que ela esteja errada.
If you do not understand something it does not have to be wrong
Alguém diz : "Estás bem, Brad?"
Does anyone say, "Oh, are you okay, Brad?"
Não há Marias-ninguém, nem a Jesse.
Jane Does'dan ya da Jesse'den iz yok.
Ver as suas Jane Does.
Kimliği belirsiz kadınları görmek.
O que o faria pensar que estamos com sobra de 5 Jane Does, mas estarias errado, porque eu sei quem é a primeira vítima.
Buna göre kimliği belirsiz beş kişi olduğunu düşünürsün ama yanılırsın. Çünkü ilk kurbanın kim olduğunu biliyorum.
Eu só corri as Jane Does até à altura em que o Boone foi capturado.
Birden fazla katil olduğunu tahmin etmeliydik. Sadece Boone'un yakalandığı tarihe kadar olan kimliği belirsiz kızlara baktım.
"O say, does that star-spangled banner yet wave"
"O say, does that star-spangled banner yet wave" "O'er the land of the free-e-e-e-eee"
- Does it matter?
- Fark eder mi?
What does it look like I'm doing?
Ben yapıyorum gibi görünüyor?
- Does this make sense?
- Bu mantıklı mı?
What does that even mean?
Bu da ne anlama geliyor?
What does that mean?
Bu ne anlama geliyor?
Mostraram-me três desconhecidos até finalmente o encontrarem.
Onu teşhis edinceye kadar bana üç tane John Does gösterdiler.
Ele conta histórias chatas de animais e ela é demasiado estúpida para se importar.
He does boring animal stories, and she's too stupid to care. * * *
Does it strike anyone else as grossly inconsistent that an unsub this sophisticated and methodical would leave an obvious pile of his dna at the crime scene?
Bilgili, dikkatli ve metodik olan bir zanlının DNA gibi açık bir delili suç mahallinde bırakmış olması size de ilginç gelmiyor mu?
"Black Cat", "You Break Me, You Buy Me", "Jesus Saves But Where Does He Shop".
"Black Cat," "You Break Me, You Buy Me," "Jesus Saves but Where Does He Shop."
Sou da parte baixa da cidade, pareço-te familiar!
Ben caddenin alt tarafındayım, does he / she sound family?
Dezembro, e aqui no extremo sul do nosso planeta, o sol não se põe.
December, and here in the southern extremes of our planet, the sun does not set.
Does it fall from skies above?
* Does it fall from skies above?
Why does my every breath seem to be crying?
Neden her nefes alışım tıpkı bir ağlama gibi?
This is what he does.
Yaptıkları bu.