Translate.vc / Portugais → Turc / Dunkirk
Dunkirk traduction Turc
82 traduction parallèle
O vosso destino é Dunkirk.
Hedefiniz Dunkirk.
Mr. Miniver não voltou de Dunkirk?
Bay Miniver Dunkirk'ten dönmedi mi?
- Sobre Dunkirk?
- Dunkirk'ü mü?
Porque é que os barcos tiraram os homens da praia em Dunquerque?
Neden gemileriniz Dunkirk sahilini tahliye etti?
Já chega. Esqueceu-se com que brilhantismo ele se recusou a invadir uma Inglaterra indefesa após Dunquerque?
Dunkirk zaferinden sonra savunmasız kalmış İngiltere'ye çıkarma... yapma fikrini kesin bir şekilde reddettiğini elbette unutmamışsındır, değil mi?
- Tens filhos?
1 hafta sadece. Dunkirk'ten sonra.
Dunkirk no sentido inverso.
Sıradaki Dunkirk.
Dunkirk no sentido inverso!
Sıradaki Dunkirk!
"estão lutando voltados com suas retaguardas para o mar em Dunkirk."
"Dunkrik'te sırtlarını denize vermiş savaşıyorlar."
Em Dunquerque, em Dieppe, na Noruega.
Dunkirk, Dieppe, Norveç.
Vamos vingar Dunquerque!
Hadi Dunkirk'ün hesabını soralım!
Ouviste, Clough?
Dunkirk. Duydun mu, Clough?
O que resta do seu exército... abandonou as armas em Dunquerque.
Ordunuzdan arta kalanlar silahlarını Dunkirk'te bıraktı.
Que capturámos em Dunquerque.
Dunkirk'te ele geçirdik.
Numa forte ofensiva para norte, o General Montgomery isola e desvia-se das cidades costeiras de Bolonha, Calais e Dunquerque, avançando para capturar o porto belga de Antuérpia.
Kuzeydeki güçlü saldırıda İngiliz Generali Montgomery, Fransız şehirleri Boulogne, Calais ve Dunkirk'ü geçerek Belçika'nın Antwerp kentine doğru ilerledi.
A 15 km, ao longo da costa do canal, o exército alemão espera pela ordem de ataque de Hitler.
Dunkirk'e. Alman zırhlıları ise 16 km. ötede İngiliz Kanalı boyunca, Hitler'den gelecek saldırı emrini bekliyordu.
Nas praias de Dunquerque, quase meio milhão de homens, britânicos e franceses, enfrentam a rendição, ou a hipótese mínima de salvamento por barcos ingleses.
Dunkirk sahillerinde, yarım milyona yakın İngiliz ve Fransız asker teslim olmak ya da zayıf bir ihtimalle de olsa İngiltere'ye kaçmak gayretindeydi.
Se a aviação inimiga tivesse superioridade em Dunquerque ter-nos-iam massacrado na praia. Nada podia ser feito.
Çünkü inanın bana, eğer düşman uçakları Dunkirk semalarında üstünlük sağlasaydı o askerler, sahilde kalan diğer arkadaşları gibi katledilirdi.
O Comando Táctico perdeu quase metade da força em França, 100 aviões na operação de Dunquerque.
Avcı uçaklarının neredeyse yarısı Fransız seferinde kaybedilmişti. 100 uçak Dunkirk operasyonlarında tek başınaydı.
Se o mar estivesse bravo, não os teríamos tirado em Dunquerque, porque quando as ondas altas chegam à praia, levam tudo.
Eğer fırtınalı bir deniz olsaydı, onları Dunkirk'ten kurtaramazdınız. Çünkü dalgalar sahile çarptığında, ölürlerdi.
O que restava de Dunquerque rendeu-se a 4 de Junho.
Dunkirk'te geriye kalanlar, 4 Haziran'da teslim oldu.
O exército trouxe as espingardas de Dunquerque, mas tudo o resto fora abandonado em França.
Ordu tüfeklerini Dunkirk'ten geri getirmişti. Ancak diğer hemen her şeyi Fransa'da bırakmışlardı.
Havia ordens para atacar ao sul, perto de Arras, e, sem aviso, soubemos que os ingleses estavam se retirando para Dunquerque.
Bize verilen emir Arras yakınlarında güneye doğru hücum etmekti... Gelgelelim biz saldırırken İngilizler'in de Dunkirk'e çekildiği haberini aldık.
Talvez tenha sido isso que levou à celebração de uma missa especial em Notre Dame, no domingo anterior a Dunquerque.
Dunkirk'ten önceki pazar düzenlenen bu ayin de belki o duruma işaretti.
Dunquerque foi tomada em 4 de Junho.
4 Haziran günü Dunkirk düştü.
Com os panzers reorganizados e equipados de novo, no dia após a queda de Dunquerque começou a segunda grande ofensiva alemã ao ocidente.
Dunkirk'in düşmesinin ertesi günü, ikmal yapan panzerler batıya doğru ikinci büyük taarruz dalgasını başlattılar.
Não havia luz no fim do túnel desde a retirada de Dunquerque.
Dunkirk'ten geri çekildiğimizden beri, tünelin ucunda herhangi bir ışık göremiyorduk.
Era a primeira vez que tocavam na Inglaterra desde Dunquerque.
Dunkirk'ten beri ilk defa İngiltere'de, kilise çanları çalındı.
Veja em Dunquerque!
Cor, şu Dunkirk'e bak.
Havre, Dieppe, Bolonha, Calais, Dunquerque... tinham de ser atacados à vez, em exemplares batalhas individuais.
Le Havre, Dieppe, Boulogne, Calais ve Dunkirk'e, ayrı ayrı ve iyi hazırlanılmış bir saldırı yapılması gerekiyordu.
O meu grande momento foi quando atravessámos a fronteira, porque comandara a retaguarda durante a retirada de Dunquerque.
Hudut hattına girdiğimiz ânı unutmam mümkün değil. Çünkü Dunkirk'ten geri çekilirken artçı birliklerin komutanıydım.
Se Hitler capturasse Antuérpia num golpe audaz e chegasse ao mar, não só eliminaria o principal porto de abastecimento dos Aliados, como também os dividiria em dois e os britânicos poderiam ter de enfrentar outra Dunquerque.
Eğer Hitler gözünü karartarak Anvers'i ele geçirebilir ve denize ulaşabilirse yalnız önemli bir ikmâl limanını devre dışı bırakmakla kalmayacak aynı zamanda Müttefikleri ikiye ayıracaktı. Bu, İngilizler'e yaşatacağı ikinci bir Dunkirk vak'ası olacaktı.
Em 1939, a RAF não estava equipada para testar esta tese, mas depois de Dunquerque, era a única força capaz de atacar a Alemanha.
1939 yılında RAF, bu tezi doğrulayacak donanıma tam olarak sahip değildi. Fakat Dunkirk'ten sonra, Almanya'ya saldırı için elde kalan tek kuvvet buydu.
Os Americanos tiveram Pearl Harbor, os Franceses a Linha Maginot, os Britânicos Dunquerque.
Amerikalıların Pearl Harbour'u Fransızların Maginot Hattı, İngilizlerin Dunkirk'ü vardı.
Gort está a apoiar-se em Dunquerque, o único porto aberto a nós.
Lord Gort Dunkirk'te geri çekiliyor, bize kalan tek çıkış yolu.
Chamando-lhe "O milagre de Duunquerque" Winston Churchill agarra a ocasião para fazer uma das mais memoráveis orações da sua notável carreira.
Buna "Dunkirk Mucizesi" denildi, Winston ChurchiII hafızalardan silinmeyecek bir konuşma yapma şansı yakaladı.
Dunquerque.
Dunkirk.
Neutralidade pode ser contra nós... como foi em Dunkirk.
Tarafsızlık aleyhimize olur Dunkirk'teki gibi.
Onde está seu espírito de Dunkirk?
İngiliz ruhun nerede senin?
Este é o épico de Dunquerque.
Bu Dunkirk destanı.
Obtive testemunhos directos dos eventos que não observei pessoalmente, as condições na prisão, a evacuação de Dunquerque, tudo.
Bizzat tanıklık etmediğim tüm olayları birinci elden öğrendim, hapisteki koşulları, Dunkirk'e yapılan tahliyeyi, her şeyi.
Em algum lugar aqui tem estilhaços de Dunquerque.
Şuranın içinde bir yerde, Dunkirk'de aldığım bir şarapnel var.
Eu li sobre uma mulher, claramente perturbada, que não aceitava que seu marido tinha desaparecido em Dunquerque, dado como morto.
Gazetede bir kadınla ilgili haber okudum. Psikolojisi bozulmuştu. Kocasının Dunkirk'te kaybolduğunu ve ölmüş sayıldığını kabul edemiyordu.
- Dunquerque.
- Dunkirk.
E ele entrou num prédio, na Dunkirk, na Barão Química.
- Ee? Dunkirk'le Üniversite'nin köşesindeki şu iğrenç yere gitti. Baron Kimyasal diye bir yer.
O campo de refugiados em Dunquerque, sobre a falésia.
Dunkirk sahilinde bir kamp var.
Começa nas Minas Dunkirk, mesmo acima de Augustine.
Augustine'in yukarlslndaki Dunkirk madenlerinden başllyor.
Dunquerque foi uma grande derrota.
Dunkirk savaşı tam manasıyla bir hezimetti.
Dunquerque.
Dunkirk limanı.
Dunkirk.
Dunkirk.
Por o quê, Dunkirk?
Dunkirk için mi?